BATAN GEMİNİN MALLARI!
“Ne istedilerse verdikleri” FETÖ’nün darbe girişimiyle gözler başka yerde iken…
Asla yaşadıklarından ders almayan AKP, yine “torbaya karıştırdığı hileli kanunlar”la oynuyor.
İçinde AOÇ’nin, TTK ve TDK’nin de bulunduğu 111 kurumun varlıklarını ve ticari hisselerini özelleştirmeye kalkıyor…
Deniz bitti çünkü!
Hızla TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’ndan geçirdiler.
Yıllarca Türk Telekom’u, TEK’i, Tüpraş, SEKA, Erdemir, Petkim, Seydişehir Alüminyum, Sümer Holding, TCDD limanları gibi stratejik kurumları sattılar.
Elde ettikleri 41 milyar doların sadece 421 milyon dolarını IMF’nin son taksitine yatırdılar.
Sonra da “IMF’ye olan borcumuzu sıfırladık” sakızını çiğneyip durdular!
Ama dış borcumuzun AKP döneminde yüzde 200 arttığını hiç söylemediler.
Özelleştirme bedelinin borçların yüzde 23’ünü ancak karşıladığını hiç anlatmadılar.
Özelleştirme sebebiyle işsizliğin patladığını hiç anlatmadılar.
Bölünmüş yol, köprü ve havalimanları dışında yatırımları olmadı hiç!
Cumhuriyet’in mirasını hovardaca ona buna peşkeş çektiler…
Bu vurgunun temellerini 1983’te Özal atmıştı… Onlar sürdürdü.
“Kamu kuruluşları sat sat bitmiyor, babalar gibi satarız” diyen Maliye Bakanları oldu.
O kadar ileri gittiler ki, kamu kurumlarının otel, hizmet binası ve lojmanları da iktidar yandaşlarınca paylaşıldı.
15 Temmuz Darbe girişimi göstermiştir ki stratejik kurumlar, önem arz etmektedir. Lakin onlar için fark etmiyor, para lazımsa ne varsa satılabilir!
Yeni yaptıkları boğaz köprüsünde otomobillerin geçiş ücreti bile 3 dolar!
Asla “rantiyeci ekonomi”den vazgeçmiyorlar.
Asla Cumhuriyet’in kurumlarını talan etmekten vazgeçmiyorlar.
“Gösteriş”e dayalı bölünmüş yol, havalimanı, cami, külliye inşaatları dışında yatırıma para harcamayan AKP hükümetleri için ekonomide “deniz bitti!”
15 yılda savrulan devlet bütçeleri, dış politikadaki hataların ve yaşanan terör olaylarının yansıması ve 15 Temmuz girişimin psikolojik sonuçları ekonomide tehlike çanları çaldırıyor.
Büyük borçlar ve bütçe açıkları bizi bekliyor.
Aralarında Atatürk Orman Çiftliği, DSİ, Karayolları, İller Bankası, DHMİ, Merkez Bankası, TKİ, Devlet Tiyatroları, Vakıflar Genel Müdürlüğü, Atatürk Kültür Merkezi, Şeker Fabrikaları, MKE, TÜBİTAK, Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü, BOTAŞ, Basın İlan Kurumu, ÇAYKUR, DMO, Darülaceze, Et ve Süt Kurumu, Milli Piyango, TİGEM, TMO, Türk Tarih Kurumu ve Türk Dil Kurumu’nun da olduğu 111 kurumun, varlıkların satış için özelleştirme idaresine devredilmesi vicdansız ve gaflettir!
Hele hele TTK ve TDK gibi kültür kurumlarının mal varlığına göz dikmek hatadır.
Gerçi “millet” dediklerini sadece “Müslüman” etiketine sığdıran AKP’den Türk tarihi ve Türk dili üzerine atılım beklemek saflıktır!
Devleti yöneten iktidar yetkilileri asla “tek dil” dememekte ısrar etmektedir.
“Türkçe”nin bu milletin çimentosu olduğunu düşünmemektedir.
Dikkat ediniz, AKP, TDK ve TTK’nin mal varlıkları ile İş Bankası’na uzanmaya çalışıyor.
Üstelik dindarlık taslayıp şans oyunlarına yenilerini ekleyen, bu paralardan bütçeye aktaran da AKP’dir!
17-25 Aralık’da suçüstü yakalanan da AKP’dir.
Şimdi kıyasıya bir özelleştirmeye daha girişiyorlar.
Para için elde ne varsa satıp savurmaya devam edecekler, yandaşa, Arap dostlara ikram edecekler.
Hâlbuki 15 Temmuz sonrası yapılan gözaltılarda, Türk Telekom, Socar gibi şirketlerde yöneticiler hep FETÖ’cü çıktı.
“Payitaht” diye İstanbul’dan Ankara’ya yüzünü çevirmeyenler, bu kurumları tasfiye ederek Cumhuriyet’in Başkenti Ankara’yı tasfiye etmektedir.
AKP bugüne kadar varlık barışı, vergi barışı, merkez bankasının planlarını aktarmak, 2B yasası ile kamu alanlarını satmak, yabancılara toprak edinme hakkı tanımak ile bütçeye bir defalık gelir türü aktardı.
Bunlar tükendi, yeni kaynak lazım…
Asla ders almıyorlar, asla “milli” olmak gibi bir dertleri yok!
Sadece rantiyeci ve gösterişli bir ikbal için!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.