DAMDAN DÜŞMÜŞ BİRİ

  Artık Türkiye iki başlı... Biri sanal “Başbakanlık”, diğeri saraydaki sanal “Başkanlık”... Sanal Başbakan başında takkesi cemaat liderinin cenazesiyle meşgul! Sanal “Başkan”, hepsini idare ediyor, talimat veriyor. Hem AKP Genel Başkanı, hem Başbakan, hem Devlet Başkanı, hem de BOP eşbaşkanı bir dünya lideri! Ama mevcut anayasa gereğince o sadece “reis-i cumhur”... TBMM çatısı altında ettiği yemin umurunda değil. Dün Kırşehir'de 7 Haziran seçiminde AKP adına oy istemekten çekinmiyor. Oturduğu koltuk onu kesmiyor, “yüzde ellilik”in oyundan da emin, seçimleri kazanarak yeni anayasa ile Başkanlık sistemini getirmek! Sadece padişahlık istiyor! Tek adam! Bir de şu paralelden temelli kurtulmak! Sonrası dikensiz gül bahçesi istiyor. Almış karşısına dalkavuk gazetecileri, danışıklı sorulara cevap veriyor. Nerde? Parti yayın organı TRT’de... Saray’dan canlı yayın! Artık bitkisel kür uzmanı danışmanı ve imamı olan saraydan... "Ben damdan düşmüş biriyim" diyor. Hâlbuki 2003’te Bayrampaşa’da “attan düşmüş”tü! Hangi damdan düştü zatıâlileri? 3 ay yattığı hapiste ağalar gibi ağırlanan, sonra biri istifa ettirilip ballı milletvekili yapılarak Başbakan olan belediye başkanı mı damdan düştü? “Kara kutusu” MİT Müsteşarını kanunla kanatlarına alan Başbakan mı damdan düştü? Yırtık pabuçla yola çıkıp evdeki milyonları akşama kadar dağıtamayan hanedan reisi mi damdan düştü? 17-25 Aralık enkazının altından darbe yaygarasıyla sıyrılıp hırsızı yakalayan polisi içeri tıktıran Başbakan mı damdan düştü? İstanbul’da köşk beğenmeyip Ankara’da yargı kararına rest çekerek yaptığı katrilyonluk saraya postu seren Padişah mı damdan düştü Allah aşkına? Ama ona yetmiyor... Başbakanmış, yargıymış, meclismiş, hep engel... Saraydaki gölge kabine de boş! Tek çare imparatorluk! 13 yıldır iktidardaydı, örtülü ödenek elindeydi, AYM’den HSYK’ye, RTÜK’ten YÖK’e, Emniyet’ten Jandarma’ya her kurum elindeydi, gazetelerden televizyon kanallarına hepsi elindeydi; yeterli “hız”a ulaşıp Türkiye’yi uçuramamış, Cumhuriyet kurumları ayağına pranga imiş, “önü hep tıkanmış, mesela yargı engellemiş”, Anayasa değişikliği şartmış! Yani Türkiye Cumhuriyeti’nin bütün devlet geleneği ve hiyerarşisinin yok edilmesi lâzım. Bile bile Başbakanlık diye kendi sarayını inşa ettirip yerleşti, yetmiyor, şimdi partinin seçin beyannamesine “tek meclisli başkanlık modeli”ni koyduruyor. Koyuna döndürdüğü AKP de peşine takılmış gidiyor... Padişahlığın yayın organı yosma Sabah’a göre, halkın seçtiği başkan yürütmenin başı olarak 5 yıl görev yapacak, mevcut Meclis'in yetkileri devam edecek. Bu sistemle ‘Yeni Türkiye’ denen ucube uçacakmış! Bu yalanın sloganı da, “devlet mekanizması ve karar süreci hızlı işleyecek”. Bu madalyonun halkı kandıran yüzü. Diğer yüzünde ise otoriter bir rejim, Padişahın istediği rejim var. Üst düzey kamu görevlileri Valileri, Rektörleri, Genelkurmay Başkanını, Müsteşarları, Genel Müdürleri ve Bakanları atayacak, görevden alacak, kararname çıkarma yetkisi olacak, karşısında ayak bağı olmayacak! Meclis kanun çıkaracak, bütçeyi onaylayacak, para basılmasına ve savaş ilanına karar verecek, milletlerarası anlaşmaları onaylayacak, yürütmeyi denetleyecekmiş! Devleti “millî devlet”ten “imparatorluk”a doğru götürüyor hırsı için... Karşı çıkanı “hain” ilan ettiriyor. Arkasına aldığı 16 Türk devleti bayrağı ile Türk milletinin gözünü boyuyor. Etrafındaki asalaklar da onu “müthiş deha” olarak niteliyor, koca anayasa profesörü korkusundan bile bile yüce divana hayır diyor. Cumhuriyetin sembollerinin yerini Osmanlı armaları, tuğraları, Sultan Abdülhamit resimleri aldı bile... Afrika’daki dandik ülkelerde efelenmeler de imparatorluk senaryosu! Bu “imparatorluk” hikâyesinin Türk milliyetçilerini okşadığını sanıyorlar. Aldanıyorlar! Ülkücüler, Türk milliyetçileri Bozkurt Atatürk’ün yolunda Turan’a yürür, unutuyorlar. Biri damdan ne zaman düşecek biliyor musunuz? Şu lânet olası çözüm süreci Güneydoğu’da hele bir patlasın, kim nereden düşecek göreceğiz! Attan mı, damdan mı, tahttan mı, göreceğiz!   Mustafa ÖNDER [email protected]  

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa ÖNDER Arşivi
SON YAZILAR