Arap baharından İstanbul Atatürk Havalimanı katliamına varılan noktadayız…

            Bir gün Davos’ta “one munit” gösterisi, bir gün Akdamar’da kilise ayini…

            Dünya devleti, şanlı Osmanlı rüyalarına inat önü alınamayan sözde Ermeni soykırımı kararları…

            Kandil’e, Türkmen dağına karadan havadan süpürme harekâtı yapamayıp dağları bombalamakla meşgul edilen ordu…

            Aldatıla, kandırıla “devlet yönetmeyi” 14 yılda bir türlü öğrenememiş bir iktidar…

            Devletin bütün kadrolarını cemaatlere, vakıflara, badem bıyıklı sarı sendikalara teslim etmiş hükümetler…

            Siyasi ikballeri uğruna askerini, polisini, hâkimini, istihbaratını Ergenekon’a, Balyoz’a kurban etmiş siyasi gaflet…

            “İblis’le dansetmeyi” meslek edinmiş, bir gün ak dediğine bir gün kara demekten çekinmeyen, Siyonist İsrail’le bir gün düşman bir gün dost olmaktan ar etmeyen, kişiliksiz ve yanlış müttefiklerin oyunlarına sıkça düşen ve hatalarını “özür dileyerek” telafi etmek zorunda kalan dış politika beceriksizliği…

            Saçma sapan BOP düşleri uğruna maşa olmaktan öteye gidemeyip 3 milyon mültecinin “canlı bomba” gibi memlekette dolaşmasına, millet parasının vatanını terk edip kaçan bu Müslüman sürüsünü beslemek için savuran AKP…

            Asırlarca ihanetten başka bir şeyini görmediğimiz aptal Arap dünyasının ve birlik bile sağlayamamış Filistinlilerin ağabeyliğine soyunmuş “tarih bilmeyen” AKP…

            Asırlık Barzani ihanetini unutup Kuzey Irak’ta Kürdistan diye Barzani Beyliğinin kurulmasına göz yumup kendi elleriyle kuzey Suriye’de PYD egemenliğinin taşlarını döşeyen AKP…

Bir gemiye doldurulmuş fedailerle Gazze’ye çıkartmaya yeltenip İsrail katliamına uğrayan, İsrail’e efelenip lanetlerken 2 sene sonra 20 milyona barış imzalayan AKP…

Bir gün PKK’yle Habur’da bayram, bir gün Dolmabahçe’de mutabakat yapan AKP…

Yüzlerce masum Mehmetçiğin kanına giren AKP…

            Bir gün Şam’da Cuma namazına niyetlenip kendi ülkesinde Diyarbakır’daki camide Cuma bile kılamayan AKP…

            Dandik Suriye kahramanlığı uğruna düşürülen Rus uçağı için ekonominin sarsılmasına bile aldırmayıp çanlar çalınca milli gururu ayaklar altına alıp özür dileyen AKP…

            Sadece içerideki yandaşlarına, din simsarlarına, bölücü PKK sevicilerine, sandıktan gelecek oylara oynayan AKP, gariban milletin evlatlarının her gün şehit olmasına da aldırış etmemektedir.

            Ayıyla, yılanla, çakalla, akreple, İblis’le aynı harara giren, sinsi ikbal hesapları, doymak bilmeyen ihtirasları yüzünden İstanbul’un bağrında, ülkenin en büyük havalimanında, üç-beş köpeğin, üç-beş bölücü-dinci kahpenin onlarca insanımızı katletmesine engel olamayan AKP…

            Bu bir değil iki değil, üç değil…

            Suruç, Diyarbakır, Ankara, İstanbul ve havalimanı baskınlarının sorumlusu AKP hükümetleridir.

            Hiç üzerine alınan, hiç ar-namus meselesi yapan bir hükümet yetkilisi, bir bakan, bir genel müdür çıkmıyor…

            Sadece acil mahkeme kararıyla yayın yasağı getirmekle halkın bilincini, milli hislerini köreltmekte mahir oldular…

            Çözüm’le başlayan siyasi hesapları için bir avuç PKK çakalına, din maskeli ABD köpeği devşirme İŞID’e, Meclise kadar sokulmuş üç-beş DHKP-C’li ve TKPM’li haine bir türlü gereğini yapamayan AKP…

            Düşük profilli başbakanın revaçta olduğu, devletin ve halkın ihtiyaçlarının ötelenip birilerinin siyasi geleceği ve hırsını tatmin etmek uğruna memleketin cayır cayır yandığı bu ülkede yaşananların tek sorumlusu AKP’dir.

            Daha dün o Başbakanın, memleketi teröre teslim etmeyeceğiz demesinin üzerinden 24 saat geçmeden İstanbul’un kalbini vuruyor.

            Sadece “arena” adlı dev stadyumlar, duble yollar, hızlı trenler ve havalimanları yapmakla büyük devlet olunmadığını anlayamayan AKP…

            Diyarbakır’daki esrar tarlalarını yakınca batıda ormanlarını koruyamayan, en büyük havalimanının güvenliğini sağlayamayıp 3 kişinin denetim noktalarını ağır silah ve bombalarla geçerek katliam yaptıran AKP…

            Memleketin her yanı terörist hücresi, her şehrimiz ne olduğu belirsiz mülteci, güney sınırları IŞİD/PYD/PKK ablukasında ve bunları kendi elleriyle besleyen AKP…

            Hile, dalavere, din tacirliği, rantiye düşkünlüğü ile iktidara geldiği günden beri memleketin başı dertten kurtulmuyor, anlaşılan o ki İblis’le danseden AKP ile kurtulmayacak da...

            Buradan Türk milliyetçilerine ve Ülkücü Hareket’e sesleniyoruz:

            Allah aşkına, üçler yediler kırklar aşkına, kendinize geliniz, toparlanınız, verdiğiniz iç kavgaya bir son veriniz, bellidir ki hukuki netice artık birlik zamanını göstermektedir.

            Aziz Türk milleti ve mübarek vatanımız kan kaybetmektedir ve tek çare Ülkücü Harekettir. MHP çatısı altında tek yürek olmak, çare üretmek ve milletimize deva olmak zorundayız.

            Benlik kavgasına son veriniz ve bedenimizi saran bu mikroptan bir an önce kurtulunuz.

            Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve yüce Türk milleti, bizlerden kutsal bir görev bekliyor; tek umut Milliyetçi-Ülkücü Harekettir, başka yolumuz yok!