Bingöl’de iki polisimiz şehit ediliyor. “Paralel” paranoyağı AKP, Terörle Mücadele Şube Müdürü’nü görevden aldığı günün akşamı suikast oluyor. Şehit edilen emniyet müdürü Şahin’i, “paralel” diye Aydın’dan Bingöl’e sürmüşlerdi, şimdi ona “kahraman” diyor yetim Ahmet! Olayların bir numaralı sorumlusu, “paralel ve Esad paranoyası”na tutulmuş, saçılım ve çözülme mühendisi eski sadrazam Tayyip’tir. Hâlâ Gezi’den, 17-25 Aralık’tan, faiz lobisinden bahsedebiliyor, hâlâ Esad kinini kusuyor, muhalefet partilerine saldırıyor. Ülkenin bunca sıkıntısı içinde özel uçakla Trabzon’a gidip AKP genel başkanı gibi siyasi miting yaparak, 76 milyonun cumhurbaşkanı olmadığını göstermektedir. Yaşadığımız kaosun mimarı açılımcı Beşir, daha vahim bir açıklama yapıyor: "Şu anda Kobani’de PYD militanları dışında kimse kalmamıştır. Hepsi Türkiye'ye gelmiştir." Yani ne kadar Kürtçü militan varsa memlekette... Türkiye’ye efelenen ÇSO, PYD, YPG yaralıları memlekette tedavi edilir olmuştur. Olayın asıl sorumlusu “paralel avcılığı”ndan memur İçişleri Bakanı Ala’dır. Polis teşkilatını darmadağınık edip tecrübeli kadroları uzaklaştırmış, polisi itibarsızlaştırmış, moralini yerle bir etmiştir. Olaydan önce Diyarbakır’da 60 özel harekâtçının tasfiyesi tesadüf değildir. Bingöl’de polisi şehit eden asıl paralel, milli eğitimdeki PKK’lidir. Övünüp durdukları istihbaratın çöktüğü gün gibi ortadadır. IŞİD konusunda Konya Müftüsü’nün bildiğini İçişleri Bakanı Ala bilmemektedir. Ne acıdır ki, olaylar sırasında HDP’li Demirtaş ile İmralı’daki katil mesajlaşabilmektedir! Bunca olaya, ölüme, yalana, yangına rağmen Ala’nın “istifa edecek” yüreği bile yoktur. İkinci sorumlu, o bakanı hâlâ görevde tutan ve politikaları iflas eden emanetçi sadrazam yetim Ahmet ve AKP’dir. Olayların birinci provokatörü PKK/HDP/KCK’dir; ikinci provokatörü dinci Hizbullah/Hüdapar’dır. “Yeni Türkiye”nin koskoca sadrazamının ettiği lafa bakın: "Olayın olduğu andan itibaren gerekli talimatlar verildi ve teröristler bir iki saat içerisindecezalandırıldılar!Güvenlik görevlilerimizin alınlarından öpüyorum!" “Cezalandırmışlar!” Hukuk, kanun vız gelir ona! Akıl tutulmasında saçmalıklarına devam ediyor sadrazam: “Kılıçdaroğlu'nun aklına da şeyine de ihtiyacımız yok. Sadece sussun. Biz gece boyu uyumazken Kılıçdaroğlu rüya görüyor.” Padişah da Trabzon’da “Sen o aklı kendine sakla” diyor ne tesadüfse... Güneydoğu’daki şer cephesine bakın. HDP, EHP, ÖDP, KESK, DİSK, TMMOB, Halkevleri, PSAKD, HBV, AKD, İHD, TTB, HTKP el ele... Musul’da Kerkük’te olan biteni seyrediyorlardı, Ayn el Arap’ta tokatı yiyince, Kürtçüler yine bir aradalar. Oturup hep birlikte HDP ile basın toplantısı yapıyor, Bingöl saldırısının “provokasyon” olduğunu açıklıyorlar. Sonra da... HDP-DTK-DBP Genel Başkanları ve HDK sözcüleri Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ, Hatip Dicle, Selma Irmak, Kamuran Yüksek, Emine Ayna, Sebahat Tuncel, Ertuğrul Kürkçü, Kandil’e "Grupların şiddet kullanmamaları çağrısını tekrar yapın" mesajı gönderiyor. Kabak gibi ortada! 35 insanın katili PKK/HDP’dir. Yediden yetmişe halkı sokağa çağıran HDP’dir. Başka bir ülkede kanton ilan edilen Kobani elden gidiyor diye ortalığı yangın yerine çeviren HDP’dir. İşte AKP’nin araması gereken gerçek “paralel” bu şer cephesidir. Ateist, Kürtçü, Marksist, bölücü tayfa gerçek darbeci, bölücü, hain ve devlet düşmanıdır. Memur Ala hala eğri büğrü Türkçesiyle konuşuyor: “Biz en az zararla meseleyi yönetmeyi biliyoruz. Nasıl tedbir alınır ve bu tedbirler sonucunda, yine de zarar gören vatandaşlarımızın zararları nasıl karşılanır, bunlar konusunda tecrübeliyiz.” Evet, devlet kesesinden zarar ödemekte çok becerikliler. Ama o zararı veren teröristle anlaşmakta pek mahir, “şerefsizlik” madalyasıyla ikbal uğruna Oslo’da katillerle pazarlıkta çok ustalar, itiraf dediğin böyle olur!   Mustafa ÖNDER [email protected]