Türkiye Cumhuriyeti Devleti, 780 bin kilometrekarelik 81 vilayetten oluşan üniter bir laik devlet... Şimdi “Yeni Türkiye” dedikleri “Köşk’ün yerine Kaç-Ak Saray’ın, MEB’in yerine TÜRGEV’in, TSK’nin yerine PKK’nin ve Bakanların yerine danışmanların sözünün geçtiği” bir rejim... “Yeni Türkiye” diye imparatorluk ve ümmetçilik aşkıyla yanan eski Sadrazam, yeni Padişah da uçakla, binlerce koruma, zırhlı araç ve keskin nişancılarla gittiği yerlerde “Sivas’tan öteye geçemezler!” diye bağırır dururdu. Pespaye, satılmış medya da şişire şişire haberleştirirdi. Hâlbuki bir yerlere T.C. vatandaşları gidemiyorsa, kendi beceriksizlikleri idi. Oraları şahsî ikballeri uğruna PKK’ye terk etmeleri idi. Yol kesen, kimlik soran, adam kaçıran, araç yakan teröristlerle müzakere etmeleri idi. Adam bile bile memleketi etnik ve mezhebî parçalara ayırmıştı ama Ülkücü Hareketi parçalayamamıştı. Türkiye’nin, Türk milletinin tek umudu olan MHP’den beklediğini alamadı, Ülkücüler sokağa dökülmedi, demokratik siyasî mücadeleye devam ediyor... MHP, mevcut şartlarda her seçime bütün illerde seçime girdi. Yurdun her yerinde mitingini yaptı, Ülkü Ocakları Diyarbakır’da konuştu, sokakta gezdi, Kerkük’e yardım götürdü, yiğitçe kardeşleriyle buluştu. MHP, bütün hile ve terörist baskıya rağmen Gaziantep, Elazığ, Erzurum, Iğdır’dan milletvekili çıkardı. Gidemez dedikleri Kars, Erzincan, Gaziantep, Muş, Sivas, Adana, Mersin’de belediye başkanlıkları kazandı. Bugünlerde türbe ve yatırlardan çıkmayan yeni Sadrazam da “Cesaretin varsa Tunceli’de konuş!” diye efeleniyor. Önlerindeki tek engel MHP ve Ülkücü Hareket çünkü! Sanki Tunceli, İran’ın, Irak’ın veya Rusya’nın şehri de Bahçeli oraya “vizesiz” gidemeyecek! MHP için Tunceli’nin 81 vilayetten bir farkı yoktur, bilmiyor! Tayyip’in taklitçisi Sadrazam, dünkü grup konuşmasında edep ve hayâ sınırlarını zorlayan müflis bir siyaset, bozguncu bir yorum yapıyor. Memleketin bölünmüşlüğünü ilan ederek, “Bağdat’ta Sünni, Şii, Arap, Kürt, Türkmen; Erbil ve Patnos’ta Sünni Kürt, Erzincan’da Türkmen kökenli Sünni ve Alevi, Tunceli’de ise Kürt ve Alevilerle buluştum” diye nasıl bir “stratejik çukur”da olduğunu ilan ediyor. Yakın tarihi çarpıtma ustalığını gösteriyor. O da iflah olmaz bir MHP düşmanı çıktı. Türkmen beyi Bahçeli’ye meydan okuyor! Aha, Cuma günü bütün Türkiye’yi ve Türk milletini kucaklayan “Devlet” orada olacak, Ülkücü Hareket orada olacak, n’olcek şimdi Ahmet efendi? MHP’nin lideri Devlet Bey, Türkmen beldesi Tunceli’ye gidip Tuncelili kardeşlerini ve Tunceli Valiliği’ni ziyaret edecek, hadi bakalım... Yanında da Bozkurtlar, Ülkücüler... Sadrazam sensin, devletin güvenliğini sağla, seyahat hürriyetini sağla, siyasî faaliyette bulunma hakkını sağla, itlerini bağla taşları serbest bırak da görelim iktidarını! Öyle etrafı zırhla kaplı dolaşmak erkeklik değil, Dersim isyanının elebaşı terörist Rıza’yı sözde seyit unvanıyla anmak Müslümanlık değil! Eşkıya ne zamandan beri sevgili Peygamberimizin torunu oluyor? Hz. Muhammed’i (SAS); bir teröristle anmak, İngiliz’in, Fransız’ın, Rus’un oyuncağı olmuş bir hainle yan yana getirmek nasıl bir utanmazlık? Horasan erenleriyle Dersim isyanına karışan bölücüleri aynı çerçevede ele almak nasıl bir densizlik? “Ali’siz Alevilik inşa etmeye çalışanlara terörist Rıza’nın hakkını helal etmeyeceğini söyleyen” Sadrazam’a Türk milleti hakkını helal edecek mi acaba? Madem millet evlatlarını öldürenleri Allah’ın affedeceğini düşünüyorsun, madem, “Gidin cesaretiniz ve yüreğiniz varsa bu sözleri Tunceli'de söyleyin” diye meydan okudun, aha sana meydan okuma, Cuma günü Tunceli’de Ülkücü Hareket! Bu kadar istismara dur demek, bölücülüğe ve bölünmeye dur demek, vatanın sahipsiz olmadığını göstermek için Türkmen beyi Bahçeli, Türkmen eli Tunceli’de yiğit Cumhuriyet ve Atatürk sevdalısı Tuncelilerle buluşacak, n’olcek şimdi? Sizin feodalist ağa eşkıya Seyit Rıza’ya gösterdiğiniz muhabbete karşılık, Türk milletine, kardeşliğe, Tunceliliyle muhabbete geliyor Devlet Bey, n’olcek şimdi?   Mustafa ÖNDER [email protected]