İttifak

Siyasi partilerin seçimlerde ittifak yapmalarına hukuki bir alt yapı kazandıran kanun teklifi TBMM Genel Kurulunda kabul edildi ve kanunlaştı. Teklifin gerek Anayasa Komisyonu'ndaki, gerek genel kuruldaki görüşmeleri sırasında başını CHP'nin çektiği curcuna ittifakının akıl ve izandan yoksun itirazları aynen devam etti. Ne söyleneni anlamak istediler, ne de farklı ve yeni bir şey ortaya koyabildiler. Ezberlediklerini tekrar ettiler, "istemezük" tavrını her şart ve ortamda sürdürdüler.

KİMSEYE AYRICALIK YOK

Bu düzenleme bir siyasi avantaj sağlama çabasından değil, ihtiyaçtan kaynaklanmıştır. Şimdiye kadar yapılan seçimlerdeki itirazlar, şikayetler, eksiklikler, aksaklıklar ve yetersizlikler dikkate alınarak bir düzenleme yapılmıştır. Bunların giderilmesi için yeni tedbirler getirilmiştir. Baskı ve tehdidin tamamen ortadan kaldırılmasının, millet iradesinin özgür biçimde sandığa yansımasının önü açılmıştır. Bunu başka yerlere çekmek, aksini iddia etmek, başka anlamlar çıkarmak asla iyi niyetli değildir. Yapılan değişiklikler hiçbir partiye ayrıcalık getirmiyor. İddia edildiği gibi eğer bir avantaj sağlanıyorsa, bu her parti için geçerlidir. İttifak yapma imkanı bütün partiler için eşit uzaklıkta ve aynı yakınlıktadır.

YÖNETİMDE İSTİKRAR

16 Nisan referandumunda kabul edilen Anayasa değişikliği ile oluşturulan yeni hükümet sistemine bağlı olarak, iktidar erki ancak Cumhurbaşkanı seçme yoluyla kullanılabilecektir. Bunun için de baraj yüzde 50 artı bir olmuştur. İsteyen parti ittifak yaparak bu orana ulaşmayı dener, isteyen parti kendi gücü ile seçime katılır. Sonuçta millet kararıyla yönetimde istikrar tam olarak sağlanacaktır ve bu tartışma bir daha açılmamak üzere kapanmıştır. Bu sistem içinde bir daha iktidar yüzü göremeyeceğini anlayanlar, eksiği sistemde değil kendilerinde aramalıdırlar. Bu durumdan bir koalisyon sonucu çıkarmak ise abesle iştigaldir ve kendilerin kandırmanın ötesine geçmeyecektir.

TEMSİLDE ADALET

Yüzde 10 barajının düşürülmesi elbette çok daha isabetli olurdu. Nitekim sayın Devlet Bahçeli yüzde 5 veya 7 tekliflerinde bulunmuştur. Ancak, bu teklifin bir uzlaşma ile hazırlandığı ve asgari müştereğin yüzde 10'da oluştuğunu unutmamak gerekiyor. Temsilde adalet için de büyük imkanlar getirilmiştir. İsteyen parti kendi gücüne güveniyorsa ittifak yapmadan milletvekili seçimlerine katılabilir. Böyle bir karar vermesi durumunda baraj altında kalıp kalmaması kendi sorunu olacaktır. Diğer taraftan geçmiş seçimlerde aldıkları oy oranları dikkate alınırsa, baraj yüzde 1 dahi olsa, meclise girmeleri, milletvekili çıkarmaları imkansız olan partilere ittifak yoluyla büyük bir fırsat çıkmıştır. Bu fırsatı nasıl değerlendirecekleri tamamen ittifakı oluşturacak partilerin kendi kararlarıdır. Aralarındaki uzlaşmaya bağlı olarak, kendi listeleri ile ittifaka dahil olabilirler. MHP, Adalet ve Kalkınma Partisiyle oluşturduğu ittifakta bu yöntemi kullanacağını ilan etmiştir ve bu aynı zamanda kendine güvenin de sonucudur. Başka bir partinin içinden ittifaka dahil olmak da mümkündür ve özellikle oy oranı çok düşük partiler için bu yol son derece uygun görünmektedir. İlk seçimde bütün bunların örnekleri ile karşılaşacağımız anlaşılıyor.

MİLLET İRADESİNE SAYGI

Mühürsüz zarf ve pusulanın geçersiz sayılması bir genel ilke değil, istisnadır. Fligram mecburiyeti mühürden çok daha yüksek ve sağlam bir güvencedir. Sandık kuruluna bürokratın başkanlık etmesi, çok daha emniyetli ve gerekçidir. İttifak blokuna vurulacak birden fazla mührün geçerli sayılması, millet iradesine saygının gereğidir ve geçerli oy oranını arttırmaya yönelik bir tedbirdir. Mühürsüz zarf ve pusulanın, sandık başkanının bürokrat olmasının, ittifak hanesine birden fazla mühür vurulmasının, istem dışı çizik ve işaretlerin geçerli sayılması bütün partiler için geçerlidir ve hiç kimseye bir ayrıcalık tanımamaktadır. Bunlardan kimin daha fazla faydalanacağını, kimin zarar göreceğini kestirmek de, bunun üzerinden seçimi tartışmakta doğru değildir.

SEÇİM GÜVENLİĞİ

Seçim güvenliği her zaman tartışılmıştır. Özellikle terör örgütünün ülkenin belli bölgelerinde ciddi tehditler oluşturduğu bilinen bir gerçektir. Aynı şekilde aşiret yapılanmalarının, aile içindeki baskıların da bağımsız oy kullanmada ciddi bir sorun olduğunu kabul etmek gerekiyor. Dileğimiz ve beklentimiz, terörün sıfırlanması ve bu tehdidin kesin olarak ortadan kalkmasıdır. Her ihtimal dikkate alınarak seçmenin kendi özgür iradesiyle oy kullanmasına fırsat verecek düzenlemeler yapılmasına neden itiraz edildiğini anlamak mümkün değildir. İleri sürülen gerekçeler son derece sığ ve ilgisizdir. Terör uzantılarının bu düzenlemeye itiraz etmesini anlaşılabilir, CHP'yi anlamakta da, anlatmakta da ciddi sorun yaşıyoruz.

HEZİMETE KILIF HAZIRLIYORLAR

Kimse kimseyi kandırmasın. CHP'nin rahatsızlığının sebebi çıkarılan kanunun getirip götürdükleriyle ilgili değildir.Bunu bahane ederek yapılacak ilk seçimde uğramaları kesin olan ve kendilerinin de görüp kabul ettiği hezimete, şimdiden kılıf uydurmaya çabalıyorlar. Benzer çabayı trajikomik biçimiyle, 16 Nisan referandumunun öncesinde ve sonrasında da görmüştük. Neye itiraz etti, neyi eleştirdilerse, onu önce kendileri yaptı, kendi söylediklerini kendileri yalanladılar. Yine aynı şey olacaktır. İtiraz ettikleri ittifakı ilk kuran ve hayata geçiren, sonra da bunu devam ettireceklerini ilan eden kendileridir. Oluşturdukları curcuna ittifakının milletten onay almamasının suçunu MHP'ye yüklemeleri, içine düştükleri çaresizliğin hazin tezahüründen başka bir şey değildir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Orhan KARATAŞ Arşivi
SON YAZILAR