MHP ve Atatürk
Vatan-millet düşmanlarının son iftiraları, Sayın Bahçeli’nin 10 Kasım dolayısı ile bir mesaj yayınlamadığı ve Anıtkabir’e gitmediği şeklinde oldu. MHP ile Atatürk arasına fitne sokmak gibi, şeytanın bile aklına gelmeyecek bir işe yeltendiler. Utanmazlığın, şerefsizliğin, alçaklığın, kepazeliğin ancak bu kadarı olabilir.
İletişim çağındayız ve haber ve bilgiye hem kolay ulaşılıyor hem de kolay yayılıyor. Bu durum, beraberinde bir olumsuzluğu da getiriyor. Yalan, iftira, algı operasyonları kolay ve çok hızlı biçimde alıcı buluyor. Sosyal medya her ne kadar ilgi alanımız dışında olsa da, olup bitene ilgisiz değiliz ve her şeyden haberimiz oluyor.
NELER YAPMADILAR!
MHP’nin, bu ülkenin varlığı ve birliği açısından ne kadar hayati bir görev üstlendiğini akıl ve izan sahibi herkes bilir ve kabul eder. Bu durum aynı zamanda MHP’yi vatan-millet düşmanlarının, bölücü hainlerin hedefi haline de getiriyor. Neler yapmadılar, hangi alçaklığı denemediler! 7 Haziran 2015 milletvekilliği seçimlerinden sonra yaşananlar, 1 Kasım milletvekilliği seçimlerini takip eden süreçte kurulan tezgâhlar hafızalardadır. Her tertipten, her çirkeflikten, her çirkinlikten medet ve menfaat umdular ve MHP üzerinde korkunç ve asla hatıralardan çıkmayacak oyunlar tezgâhladılar. MHP’yi PKK uzantıları ile bir araya getirmeye uğraştı, ortak hükümet kurmaya çabaladılar. Bunda başarılı olamayınca MHP’yi içten içe çürütmek için harekete geçtiler. İmza toplayıp tarlalarda bir araya geldiler. Sayın Bahçeli’nin yüksek devlet adamlığı ve liderliği sayesinde hepsi püskürtüldü, hevesleri kursaklarında kaldı.
İYİCE KUDURDULAR
15 Temmuz, bu ülkenin nasıl belalarla karşı karşıya kaldığını, ihanetin nerelere ulaştığını ve MHP ile neden bu kadar çok uğraşıldığını net şekilde ortaya koymuştur. Cumhur İttifakı, Türkiye’nin varlığı ve birliğinin teminatı olarak ortaya çıktı. Bu kararlı ve onurlu duruş karşısında iyice kudurdular. Tamamı belli merkezlerden kaynaklı olarak neler yazmadı, neler söylemediler. Özellikle FETÖ’nün itleri zıvanadan çıktı. Son iftiraları da Sayın Bahçeli’nin 10 Kasım dolayısı ile bir mesaj yayınlamadığı ve Anıtkabir’e gitmediği şeklinde oldu. MHP ile Atatürk arasına fitne sokmak gibi, şeytanın bile aklına gelmeyecek bir işe yeltendiler. Utanmazlığın, şerefsizliğin, alçaklığın, kepazeliğin ancak bu kadarı olabilir.
TÜRKGÜN’DE MANŞET OLDU
Sayın Bahçeli’nin 10 Kasım mesajı gazetemiz TÜRKGÜN’de manşet oldu. O açıklamada, “Gazi Mustafa Kemal Atatürk, tarihe yön veren, talihe yol açan, yaşadığı zamanın dışına çıkıp ülkesinin ve milletinin yol başçısı olan büyük bir kumandan, imrenilecek bir devlet adamı, eşsiz bir siyaset ve dava insanıdır. Vefatının ardından geçen 81 yıllık zaman diliminde, Türk milletinin ona duyduğu hürmet ve bağlılık hiç azalmamış, eserlerine ve mücadele ahlakına yönelik muhabbet ve sadakat hiç aşınmamıştır. Çünkü aziz Atatürk, Türkiye’nin ortak kıvancı, Türk milletinin ortak değeri olarak sivrilmiştir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk bunu idrak ve ifade edip Türkiye Cumhuriyeti’nin payidar kalacağına vurgu yapmış, ömrünü Türk milletinin istiklal ve istikbaline inançla adamıştır. Onun mizacında korku, meşrebinde taviz ve teslimiyet yoktur. Aziz Atatürk, şerefli yaşamanın ve tam bağımsızlık onurunun somutlaşmış, ete kemiğe bürünmüş halidir” deniliyor. Açıklamanın tamamı TÜRKGÜN gazetesinin 11 Kasım tarihli sayısında mevcuttur. Diğer basın-yayın organlarında da yer almıştır. Ayrıca Sayın Bahçeli’nin her konuşmasına veya açıklamasına, mhp.org.tr adresinden çok kolayca ulaşmak herkes için mümkündür.
HEPSİ KAYITLI
Anıtkabir’e Sayın Bahçeli’nin neden gitmediğini dünya alem biliyor. Kaldı ki, MHP en yüksek şekilde orada temsil edildiği gibi, Atatürk’e her şartta sahip çıkmak ve saygı göstermek her ülkücü ve milliyetçi için bir şeref meselesidir. Daha önceki yıllardaki katılımlarla ilgili çok sayıda görsel mevcuttur ve bunlara da ulaşmak son derece kolaydır. Hepsi kayıtlı, hepsi açık, hepsi bu milletin gözleri önünde gerçekleşmiş gerçekleri bile bu kadar çarpıtıp sapıtanların, arka planda neler yapabileceklerini varın siz hesap edin.
İŞİMİZE BAKACAĞIZ
Sayın Bahçeli bir konuşmasında, “Eleştirenler çokmuş, varsın olsun, karalar mı bağlayalım? İftiralar, haksız isnatlar, hak ihlalleri fazlaymış, ne yapalım, başımızı kuma mı gömelim, Haktan, hakikatten ödün mü verelim?
Söyleyiniz bana; ardından yüz itin havlamadığı bozkurta, bozkurt demek mümkün müdür? Mümkün değilse, o zaman işimize bakacağız, yolumuza devam edeceğiz, milletimize samimiyet ve safiyetle hizmetin çarelerini arayacağız. Çünkü biz Türk milletinin umut ufku, Türkiye’nin ve Türklüğün cesur ve sevdalı yüreğiyiz” demişti.
GÜLÜP GEÇİYORUZ
Bu kalleşliklere, bu alçaklıklara, iftiralara artık gülüp geçiyoruz. Sayın Devlet Bahçeli’nin Atatürk’e olan saygısını, sevgisini, bağlılığını sorgulamak hiç kimsenin haddi değildir. Biz işimize bakıyoruz, yolumuza devam ediyoruz. Arkamızdan havlayan itlere aldırmıyoruz. Herkes varlık sebebinin gereğini yapıyor. Her zaman söylediğimiz gibi, onların varlık sebebi bozmak, iftira etmek, yıkmak ve yok etmek, bizim varlık sebebimiz de yapmak, yüceltmek ve yükseltmek. Her şey Türk milletinin gözleri önünde yaşanıyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.