Vatandaş ne görüyor, ne söylüyor

Gazetemiz birinci yaşını kutlamaya hazırlanıyor. Bir yılı çok yoğun geçirdik. Bir türlü fırsat bulamadığım ailemizin büyüklerini ziyaret için bir hafta kadar yazılarımıza ara versek de, gazetecilik faaliyetleri her zaman olduğu gibi 24 saat kesintisiz devam etti. Bu ziyaretler, farklı ortamlarda bulunma, farklı fikirleri dinleme ve günlük hayatın akışı içinde vatandaşlarımızın ne düşündüğünü, ne yaşadığını izleme imkânı da veriyor.

HERKES, HER ŞEYİN FARKINDA

Şunu çok rahatlıkla söyleyebilirim: Türk milletinin gündemiyle, özellikle CHP ve yancılarının gündemi çok farklı. Vatandaşlarımız her şeyi, her gelişmeyi yakından izliyor. Hızlı ve yaygın iletişimin de sağladığı imkânlara bağlı olarak, siyasi gündemi, ekonomiyi, dış politikayı birebir takip ediyor. Kimin samimi olduğunun, kimin duruma göre vaziyet aldığının yüksek bir duyarlılıkla farkında. Yeni parti kurma faaliyetlerinde bir samimiyet sorgulaması yapılıyor. Özellikle AK Parti içinden ayrılanların parti kurmaya yönelmelerini doğru ve haklı bulan hiç kimseye rastlamadığımı rahatlıkla söyleyebilirim. Tam tersine, yapılan çok yanlış ve hatta ihanet olarak değerlendiriliyor. CHP’nin birkaç fazla belediye kazanmış olmasının, milletteki karşılığı, öyle zannedildiği gibi büyük ve sarsıcı bir değişim beklentisi ve talebi değil. Hatta, bu belediyelere yönelik bir ümit olduğu izlenimi de edinmedim. Tam tersine, pişmanlıkların şimdiden başladığını gördüm.

CUMHUR İTTİFAKI'NA GÜVEN TAM

Cumhur İttifakı'ndan ve hükümete güvende en küçük bir sorun yok. Ekonomi çok önemli. Yaşanan sarsıntının etkileri özellikle esnaf kesiminde net olarak görülüyor. Ancak, hiç kimse ümidini kesmiş değil. Bu sorunu da yine mevcut iktidarın çözeceği, çok yaygın ve kabul gören bir kanaat. Dış politika ve terörle mücadele büyük bir memnuniyet doğurmuş. Türkiye’nin haklarının her şart altında savunulmasına, terörün kararlılıkla üzerine gidilmesine tam ve büyük bir destek var. CHP ve yancılarının bu konulardaki itirazları, süreci tıkama gayretleri, özellikle de HDP ve PKK ile kurulan kirli ortaklık büyük bir hayal kırıklığı ve buna bağlı olarak kızgınlık oluşturmuş.

BELİRLEYİCİ LİDER

Cumhur İttifakı'nın Türk milletindeki karşılığı, güven, istikrar, saygı ve gelecek olarak şekillenmiş. Yeni hükümet sistemi, birikmiş sorunların çözülmesinde, Türkiye’nin aktif, saygın ve iddialı bir ülke haline gelmesinde büyük bir beklenti doğurmuş ve bunda en küçük bir kırılma yok. Sayın Devlet Bahçeli’nin, yeni sistemle ilgili uyarı ve tespitleri, Türk milletindeki genel kanaati yansıtıyor. Sayın Erdoğan’la yeni sistem birbirine bağlı ve birbirini tamamlayan gelişmeler olarak değerlendiriliyor. Sistemin teminatı olarak, AK Parti’den daha çok Sayın Erdoğan görülüyor. Ancak bu kadarla sınırlı değil. Şu anda hem sistemin, hem hükümetin, hem de Türkiye’nin geleceğinde en önemli ve en belirleyici liderin Sayın Devlet Bahçeli olduğu, taraflı tarafsız herkesin üzerinde ittifak ettiği kesin bir gerçek olarak karşımıza çıkıyor. Sayın Bahçeli’nin, duruşuyla, sözleriyle, tespit ve önerileriyle Türk milletinde güvenin ve istikrarın sembolü, ülkenin bölünmez bütünlüğünün teminatı haline geldiğini akıl ve vicdan sahibi herkesten duyduk. CHP ve yancılarının karalama, yanıltma, yalan ve iftira atma gayretlerinin vatandaşlarımızda hiçbir değeri ve anlamının olmadığını bir yorum değil, bir tespit olarak paylaşmayı bir görev sayıyorum.

FARKLI BİR ARAYIŞ YOK

Vatandaşlarımızın kendi özel durumlarına göre, elbette farklı talep ve beklentileri de var. MHP’nin verdiği sözleri tutacağına olan inanç, ilk günkü kadar taze ve canlı. Sayın Bahçeli’nin devlet adamlığı, samimiyeti, ciddiyeti ve kararlılığı ayrı bir güven oluşturuyor. Siyasi tercihi farklı olanların çok büyük bir bölümünde de Sayın Bahçeli’ye büyük bir saygı duyuluyor. Bu durum aynı zamanda Cumhur İttifakı'nın önemini ve anlamını daha da arttırıyor. Bütün bu genel değerlendirmenin ayrıntılarında çok daha çarpıcı gelişmelere şahit olduk. Şunu çok rahatlıkla söyleyebilirim: Türkiye’de yakın bir gelecekte, ciddi bir siyasi değişimin olacağı, bugünkünden farklı bir siyasi tablonun ortaya çıkacağı, kurulacak yeni siyasi partilerin bir heyecan oluşturduğu ve taban bulacağı yönünde en küçük bir işaret görmedim, bir izlenim edinmedim.

İP’İN UCU NEREYE BAĞLI?

CHP ve yancılarının yanlış yaptıklarını, yanlış yolda yürüdüklerini ve bunun millette bir destekten çok, bir endişeye yol açtığını da altını çizerek belirtmeliyim. Diyarbakır anneleri ne kadar destek buluyorsa, HDP ve HDP’nin arka bahçesi haline gelen CHP’de o kadar tepki görüyor. CHP sözcüleri ve Kemal Kılçdaroğlu’nun açıklamaları, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun şovları ve HDP’ye diyet ödeme gayreti yakından takip ediliyor ve kesinlikle onaylanmıyor. Bütün bu gelişmelerin ortaya çıkardığı bir başka gerçek de, İP’in ucunun nereye bağlı olduğunun net şekilde görülmüş olmasıdır ki, buna sandıkta ağır bir cevap verileceğini şimdiden söyleyebilirim. Bu konuları daha sonra ayrıntılı değerlendireceğiz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Orhan KARATAŞ Arşivi
SON YAZILAR