Rusya-İran-Türkiye Uzlaşmasından Beklentiler
20 Aralık 2016’da Rusya’nın başkenti Moskova’da Türk, Rus ve İranlı bakanlar (Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Sergey Lavrov ve Muhammed Cevad Zarif) bir araya gelerek Suriye’de barışçı çözümü öngören uzlaşma metni üzerinde anlaştılar ve metni yayımladılar. Metnin ilk maddesi “üç ülkenin çok mezhepli, demokratik ve seküler bir devlet olarak Suriye Arap Cumhuriyeti’nin egemenliğini, bağımsızlığını, birliğini ve toprak bütünlüğünü tamamen desteklediği” vurgusu yapıldı. ABD’nin aksine, “Suriye’nin toprak birliği” esas alınmış.
Yayımlanan 8 maddeli bildirinin dikkat diğer önemli hususları şöyledir:
a. İran, Rusya ve Türkiye, Suriye krizinin askeri bir çözümünün olmadığa inanıyor. BM’nin, bu krizin çözümünde BM Güvenlik Konseyi’nin 2.254 sayılı kararı ile uyumlu olarak önemli bir rolü olduğunu kabul ediyor. Bakanlar, Uluslararası Suriye Destek Grubu’nun kararlarını da dikkate alıyor.
b. İran, Rusya ve Türkiye, Halep’in doğusundaki sivillerin gönüllü bir biçimde tahliye edilmesine ve silahlı muhaliflerin organize bir biçimde çıkarılmasına izin veren ortak çabaları memnuniyetle karşılıyor. Bakanlar Fua, Kefreya, Zabadani ve Madaya’dan sivillerin kısmen tahliye edilmesini de memnuniyetle karşılıyor.
c. İran, Rusya ve Türkiye, Suriye hükümeti ve muhaliflerin üzerinde görüşme yaptıkları anlaşmanın hazırlanmasına yardımcı olmaya ve bu anlaşmanın garantörü olmaya hazır olduklarını belirtir. ‘Sahadaki’ durum üzerinde etkisi olan diğer tüm ülkeleri de aynı şekilde davranmaya davet eder.
d. İran, Rusya ve Türkiye, IŞİD (DEAŞ) ve el-Nusra ile ortak mücadele ve silahlı muhalif grupları onlardan ayırmak konusundaki kararlılıklarını doğrular.
Türkiye, Rusya ve İran arasında Suriye üzerinde sağlanan uzlaşma ile Türkiye’nin Fırat Kalkanı Harekâtı’nda el-Bab’ta karşılaştığı sorunlar daha kolay kırılabilecektir
Türkiye ilk kez el-Kaide türevi olan el-Nusra’yı da bu uzlaşma metni ile “terörist” gruplara dâhil etmiştir.
Uzlaşma metni aynı zamanda zımnen de olsa Esad rejimiyle uzlaşmayı da işaret etmektedir. Burada öncelikle üzerinde durulması gereken husus; şu ana kadar Türkiye’nin hemen her türlü desteği verdiği Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) ve buna yakın silahlı gruplarla Esad rejimi arasındaki husumeti giderici çalışmaların bir an önce giderilmesi ve bu gruplar ile temsil ettikleri kesimin can ve mal güvenliğinin garanti altına alınmasıdır.
Tabii ki bu gruplarla Esad rejimi ve onu destekleyen Rus, İranlı ve Hizbullah kuvvetlerinin de çatışmasının önlenmesi gerekmektedir. Aksi takdirde üç ülkenin uzlaşması akamete uğrayabilecektir
Türkiye-İran-Rus
Bu üçlü uzlaşma ile IŞİD sonrası Suriye’de Esad rejiminin en azından bir süre daha devam edeceğinin göstergesidir. ABD’nin ne yapacağı ise soru işaretidir. Yeni ABD Başkanı Trump, seçim propagandası sırasında söylediklerini gerçekleştirişe, Suriye’de 2017 yaz aylarından itibaren istikrarın geliştirilmesine başlanabilir. Bu ise Türkiye’ye bölgedeki kaybettiği ekonomik kayıpların bir kısmını karşılayabilmek için yeni bir fırsat yaratabilir.
Son Söz: Hataylıların beklediği “Halep yolunun açılması” çok yakın gibi. Artık Esad rejimi ile de uzlaşma köprüleri kurulmalıdır! Halep’te savaş değil, barış ve kardeşlik beklemektedir!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.