Şükrü ALNIAÇIK

Şükrü ALNIAÇIK

Doktoralı Monşer Cehaleti!

Tanınmış bazı tarihi şahsiyetler vardır. Onlara itibar kazandırmak kimsenin haddine değildir.

Onları anlatmaya kalktığınız zaman "malumu ilam"dan öteye gidemez ayrıca, sakil ve yetersiz kalırsınız.

Olsa olsa haklarında yapılan tezvirata, dedikoduya, sözlü ve yazılı hücumlara mani olursunuz.

Biyografileri, tüm dünyada kabul gördüğü, yani itibarları "mütearife" olduğu için ayrıca tarif gerekmez.

Bizim tarihimizde Kanuni Sultan Süleyman, bu isimlerden biri, belki de birincisidir.

"SALAK" DEĞİL "MUHTEŞEM" SÜLEYMAN

Sultan Süleyman'ın bizdeki unvanı, çağına göre üstün adalet getiren kanunnamelerinden dolayı "Kanuni" Avrupa'daki şöhreti ise siyasi gücü ve medeni ihtişamından dolayı "Muhteşem"dir.

O'nun devrinde "Kutsal Roma Germenleri" ve "İran Rafızileri" doğrudan, Moskova Rusları Kırım hanlığı aracılığıyla vergiye bağlanmıştır.

Ortada başka da antlaşma yapılan düşman yoktur. Çünkü Macaristan gibi bazılarını Kanuni iki saatte ortadan kaldırmıştır; bazılarının da Fransa gibi ayakları biraz kısadır.

İsveç çeliği, İngiliz çeliği filan daha piyasada yoktur. O'nun döneminde "Türk çeliği" dünya teknoloji sıralamasının başındadır.

Üstelik Kanuni, bu stratejik kalitenin tabii ki farkındadır ve Türk çeliğinin Avrupa'ya ihracını yasaklayacak kadar da akıllıdır.

Avrupa'da Türkleri konu alan ve çoğu Türklere övgüler içeren 200 opera eserinden 20'sinin konusu Kanuni Sultan Süleyman'dır.

Bir Fransız Tarihçiye göre: "Avrupa'da Kanuni'nin haberi olmadan bir kartal kanadını çırpamazdı!.."

Yüksek Mimar İ. Aydın Yüksel'in "Osmanlı Mimarisinde Kanuni Sultan Süleyman Devri" adlı çalışmasında, tanıtımı yapılan eser sayısı 1.445'tir.

Bu rakam, Kanuni döneminde Türk medeniyet mirasına her yıl 32 eser kazandırıldığını gösterir.

Demek ki başta İstanbul olmak üzere İmparatorluğun her yerinde 12 günde bir mimari eser vücuda getirilmiştir.

Üstelik bu eserler, aradan 400 yıl geçtikten sonra bile mimari açıdan incelenmeye değer nitelikte abidelerdir.

***

ŞİMDİ SORMAK LAZIM SALAK KİMDİR?..

Emanet aldığı devletin sınırlarını 6,5 Milyon km2'den 15 milyon km2'ye çıkaran ve 73 yaşındayken seferde şehit düşen şanlı bir hükümdar mı?

Yoksa böyle bir devlet adamına edepli bir hitabı çok gören şu Robert çocuğu zamane monşeri mi?..

Tabii ki gerçek salaklık, Kanuni'nin "Türklere bir sömürge imparatorluğu kazandırmadığı" için salak olduğunu zannetmektir.

Ortaya çıkan bu acıklı durum, tarih okuma acemiliğiyle, jakoben küstahlığının "oriental" bir sentezidir.

***

SÖMÜRGE İMPARATORLUĞU NASIL OLUR?

Dünya tarihi, kendisine sonuç penceresinden bakanları daima yanıltmıştır.

Tarihi galipler yazdığı için, çıplak gözlü okumalarda doğruyu yanlıştan, gerçeği yalandan ayırt etmek zor olmaktadır.

1500'lerde bir "sömürge imparatorluğu" kurmak için bazı özelliklere ve pek çok makul sebebe ihtiyaç vardır.

Bunlardan birincisi "feodalite" ikincisi onun doğurduğu "açlık"tır.

Bunlardan ikisi de bizde yoktur.

Savaşını zaferlerini kazanıp da üç kıtanın haracını, cizyesini toplayan ve oluşan artı değerle 1445 tane mimari eser vücuda getiren bir hükümdarın dünyanın öbür ucunda ekmeğini kovalamak gibi bir derdi yoktur.

Sayın Şengör "deney yaptım" diyerek güya özür dilemiştir; ama özrü kabahatinden büyük olmuştur. Çünkü bu sefer de milleti "salak" yerine koymaya çalışmıştır.

O'nun tarihi yanlış okumasının sebebi, Türklerin tarihte hep 300 yıl fakir kalmış köylüler gibi yaşadıklarına inanmasıdır.

Tarihteki bütün İspanyolların da Julio Iglesias'ın çocukları olduğuna…

Monşer, böylece kendi kültür firarına meşruiyet kazandıracaktır.

***

KOLOMB'UN SPONSORU!

Hocanın, Avupa'da Kavimler göçüyle oluşan yapay nüfuslanmadan da haberi yoktur.

Kendisi Jeoloji hocasıdır, toprakla, habitatla da ilgisi olmalıdır.

Mukayeseli tarih okuma yeterliliği ise başka bir durumdur.

Hunların baskısıyla Roma topraklarını istila ederek Batı Avrupa'ya yığılan Barbarlar zamanla, bu topraklara sığmamıştır.

Çünkü Alp-Himalaya dağ silsilesinin kuzeyinde kalan topraklar, Tarih öncesi insanının doğal yerleşim alanlarının dışındadır.

Uygarlığın beşiği bu yüzden Anadolu'dur.

Mezopotamya'dır, Mısırdır, Çin'dir, Hindistan'dır.

Sömürge imparatorlukları kuran İngilizler, İspanyollar, Portekizliler, Vikingler ve Felemenkler denizcidir.

Atalarımız, haçlı keferesinin deniz yolunu kesmek için Akdeniz'i Türk gölü haline getirmiş olsalar da Türkler denizci bir millet değildir.

Ayrıca bizim atalarımız, papadan "durun yemeyin!.." diye fetva gelene kadar güney Amerika'da insan eti yiyen İspanyollar gibi sömürgeci de değildir.

Birisi, Kristof Kolomb'a sponsor olan Kraliçe İzabel'in hayatında sadece iki kez banyo yaptığını, 16. yüzyılda sömürgeciliği gelişmişlik zanneden bu salağa anlatmalıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Şükrü ALNIAÇIK Arşivi
SON YAZILAR