Yeni bir yıla girerken aslında her ‘An’ımızın yeni bir başlangıç olduğunu unutuyoruz sanırım. Her ‘An’ımız yeni bir başlangıcımızdır. Onun için kalıplara ya da tek bir günlere hayatımızı sıkıştırıp sonrada anlam katmaya çalışmanın bir anlamı yoktur. En son aldığımız nefesimiz hayatımızın yeni bir başlangıcıdır. Bu yüzden her yeni nefesimizde Yaradan’ımıza şükürlerimizi sunarak, din için, vatan için, bayrak için ve insanlık için ne yapabiliriz umuduyla yeni bir başlangıca başlamanın mutluluğunu tatmalıyız. Her ‘An’ımız hakkını vermek için mücadele etmeliyiz.

Huzurda hiç kimse miladi ya da hicri olarak hesap vermeyecek. ‘An’lar ömrümüzü meydana getirdiği için o ‘An’dan hesaba çekileceğiz. Yeni yıl, ister hicrî olsun ister miladi; önemli olan bizim vakti nasıl karşıladığımızdır. Önemli olan, yeni bir yılın başlamasına ne anlam yüklediğimizdir. Yıllar ister ay’a göre belirlensin, ister güneşe göre, fark etmez. Rabbimiz bize güneşi de şahit gösterir, ayı da. Önemli olan, yeni günlerin adının ne olduğu değil, yeni günlerde nasıl var olduğumuzdur.

Zamanın geçişini haber veren yıl başlangıcı gibi özel zaman dilimleri, bir fırsattır önümüzde. Yeni bir başlangıç yapmak içindir bu fırsat. Hatalarımızı gözden geçirip yeni kararlar almak içindir bu fırsat. Hayatımızda yeni beyaz sayfalar açmak içindir bu fırsat.

Zamana değer katabiliriz elbet. Zamanı kurtuluş sebebimiz yapabiliriz. Zamanı ilmek ilmek işleyebiliriz. Gelen yılın günlerinde cenneti kazandıracak işler yapabiliriz. Elimizdeki bir deste takvim yaprağından sonsuz mutluluk çıkarabiliriz. Önümüze gelen her yeni günü kendimize güzel bir şahit yaparak ahirete yollayabiliriz.

Onun için ömrümüzü miladi ya da hicri olarak bir kalıba sokmamızın hiçbir önemi yoktur. Bizler yani düşünerek yaşayan canlılar yaptığımız veya yapmadığımız amellerden sorumluyuz.

Hayatımızın temeline ‘Hak’ı yerleştirip, etrafını adalet, hukuk ve içinde iyilik barındıran ne kadar haslet varsa onunla sarmalıyız.

İnsanlığın, İslam Coğrafyasının velhasıl ülkemizin içinde bulunduğu durum ortadadır. Merkeze Kapitalin yerleştirildiği, suni gündemlerin oluşturulduğu ve aslından uzaklaştırıldığı bir hayat sürüp gitmektedir. Sonuçta her şey aslına rucu edecektir. Bizler düşünenler bu hesaptan çıkmanın yolunu bulmalıyız. Buda ancak emredilen üzere bir hayat yaşamakla mümkündür.

Her yeni ‘An’ımızı aslına nispette yaşadığımız sürece karşıladığımız her yeni zamanımızı mutlulukla ve bir umutla karşılayıp yaşamaya devam etmeliyiz. Rabbim bizleri yaşadığımızın hesabını verenlerden eylesin. Geride kalan zamanda yaşadıklarımızı bu millete bir daha yaşatmasın. Girdiğimiz yeni zaman dilimleri İslam Coğrafyasına basiret, irade ve huzur getirsin. Akan kan ve gözyaşlarımızı dindirsin.

Bu vesileyle Türk-İslam Alemi’nin titreyip kendine dönerek mesul olduğu ‘An’ın hakkını vermesini temenni ediyorum. Önümüzde ki zamanın sağlık, mutluluk, huzur ve güven getirmesini diliyorum. Bizlerinde hesaba çekilmeden hesabımızı, yapmamızı umut ediyorum.

Selam ve Dua İle!

Tahir DEMİREL