15 TEMMUZ'A BİR KALA KRİPTO FETÖCÜLER

Türkiye, devleti ve milleti ile 15 Temmuz'da büyük bir badire atlattı. Coğrafyamızda hesabı olanların yönettiği FETÖ, 15 Temmuz'da devletin ve milletin kalbine hançer gibi saklanacaktı. Darbe teşebbüsünden emin olamayanlar öküzün altında buzağı aramakla meşgul haldeler. Şahsım adıma İslam ve Türk düşmanı, batı uşağı, Yahudi hizmetkarı Fetullah Gülen'in 15 Temmuz'da bir darbe girişimine teşebbüs ettiğinden şüphe etmiyorum. 

ABD'nin Afganistan ve Irak işgaline sessiz kalan, yine ABD'nin ve İsrail'in Körfez savaşı başta olmak üzere öldürdüğü yüzbinlerce Müslüman'ı görmezden gelen, İsrail'in Filistin topraklarındaki işgaline, Doğu Türkistan'daki katliamlara karşı üç maymunu oynayan, Hristiyanların Papa'sını Vatikan'da ziyaret edip elini öpen, Yahudi ve Hristiyanların cennete gidebileceklerini savunan, "Dinler Arası Dialog" safsatalarıyla İslam dininin içini oymaya çalışan, kelime-i tevhid'den "Muhammet Allah'ın Resulüdür" kısmını çıkarıp Peygamber Efendimizi (SAV) İslam'dan soyutlamayı gayret edinen, İslam adına yaptığı çalışmaları Hristiyan Katolik dünyasından büyük destek gören bir oluşumun İslami bir cemaat olması söz konusu değildir. İsmi sırayla "Hizmet Hareketi", "Paralel Yapı" ve "FETÖ" olan İslam düşmanı organizasyon Müslümanların ve tüm Müslüman ülkelerin en azılı düşmanıdır. 

15 Temmuz'dan sonra şuanki hükümet partisinin büyük desteğiyle devletin kılcal damarlarına kadar giren FETÖ mikrobunun atılması için yoğun bir mücadele başlatıldı. FETÖ'nün ele geçirdiği kamu kuruluşlarında temizlik yapılmaya başlandı. Türkiye Cumhuriyeti Devleti devlet olarak işlevini sürdürürken, aynı zamanda da çok iyi gizlenmiş içindeki düşmanla da mücadele ediyor. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun 2 Nisan'da verdiği rakamlara göre,  113 bin 260 kişi FETÖ'yle ilgili gözaltına alınmış ve yaklaşık 745 kişinin gözaltı işlemi devam ediyor. Tutuklu sayısı ise 47 bin 155. Adli kontrol ile bırakılan 41 bin 499 kişi ve serbest kalanda 23 bin 861 kişi var, 863 kişi de firari. Tutukluların 10 bin 732'si polis, 7 bin 463'ü asker ve 168'i general. 2 bin 575'i de hakim ve savcı, 26 bin 177'si siviller oluşturuyor. Mayıs ayında yapılan açıklamalarda ise, FETÖ ile mücadele kapsamında 2 tane AYM üyesi, 131 tane Yargıtay üyesi, 43 tane Danıştay üyesi, 5 tane HSYK üyesi, 2 tane orgeneral, 10 tane korgeneral, 6 tane tümgeneral, 148 tane tuğgeneral, 24 tane vali, 101 tane vali yardımcısı, 115 kaymakam, 712 profesör, 837 doçent, bin 356 yardımcı doçent, 1 müsteşar, 4 müsteşar yardımcısı, 2 kurum başkan yardımcısı, 2 kurum başkanı, 8 üst kurul üyesi, 8 genel müdür, 188 daire başkanı uzaklaştırıldı ve ihraç edildi. 

Hükümetin yaptığı açıklamalar ve verdiği rakamlara bakacak olursak mücadele durmaksızın devam ediyor. Ancak FETÖ, hükümetin verdiği ihraç, gözaltı ve tutuklama rakamlarından çok daha büyük. Hükümet, elinde devletin tüm imkanları varken ve tespit konusunda istihbarat sıkıntısı yokken daha da hızlı davranması gerekiyor. Aksi takdirde FETÖ mikrobu temizlenmeyecek, Devleti ölümcül bir hastalığa sokacaktır. 

Düzenlenen operasyonlar örgüte büyük yara vermiş fakat öldürmedi. FETÖ'nün siyasi ayağı ise 15 Temmuz'dan daha da güçlü. Onca operasyon, ihraç ve tutuklamalar, siyaset ayağına dokunulmadığı için örgütün siyasi kanadını daha da güçlendirdi. İhraç ve tutuklamalar karşısında yapılan algı yönetimi ile FETÖ, "ezilen" ve "mazlum" profili çizmiş, kamuoyu ve batı devletlerin desteği sağlanmıştır. Hâlâ basında, siyasette, kamu kurumlarında, büyük ve küçük ölçekli tüm ekonomi dünyasında, sokakta, evlerde varlığını sürdüren FETÖ, ara vermeden devletin ve milletin temeline bomba döşemeye devam etmekte. Ne yazık ki hükümet, örgüte müdahale konusunda ağır kalarak kafalarda soru işareti bırakıyor. 

Fethullah Gülen'in ve teröristlerinin İslam'a ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve milletine yaptıkları gün gibi ortada iken, 15 Temmuz Darbe Girişiminin ilk yıl dönümünde, Türk askerini rencide edici, aşağılayıcı ve toplum nezdinde küçük düşürücü afişler hazırlamak yine devletin içine gizlenmiş kripto FETÖ'cülerin işidir. Bu bir hata değildir. Bu bir tesadüf değildir. Bu hüsnüzan yapılacak ya da geçiştirilebilecek bir durum değildir. Böylesine afiş hazırlamak tam olarak; sosyoloji ve psikoloji alanında çok büyük ilerlemeler kaydetmiş, toplumun bilinçaltına hükmetmekte ve algı yönetiminde profesyonelleşmiş bir örgütün işidir. Şayet Türk askerinin aşağılanmasını amaçlayan algı yönetimi sonlandırılır afişler değiştirilirse ne âlâ, değiştirilmez ve hatta bu algı yönetimi savunulur ise şahsım adına benim gözümde HEPİNİZ DÜPEDÜZ FETÖCÜSÜNÜZ! 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Uğur BAYRAM Arşivi
SON YAZILAR