İran ve İsrail...
Biri İslam'ı diğeri ise Museviliği emperyalist hayalleri için kullanan iki kibirli kardeş medeniyet.
Tarihin bu iki güçlü devinin bol sakallı, bol cübbeli ve fazlaca mistik 'din' temalı vitrininin hemen arkasında karanlık köşede yüzyıllardır gizlenen gerçek;
Faşizm!
Evet, ne İran ne de İsrail din merkezli değildir. Din onlar için sadece emperyal hedeflerine ulaşmak için kullandıkları bir maskedir. Amaç, bu iki ırkın bitmek tükenmeyen 'dünyaya hakim olmak' arzusudur.
Tarihin yüksek kibirli medeniyeti İran, küçümsediği Araplardan öğrendiği dini aslı gibi kabul etmemiş, Müslümanları bölüp parçalama pahasına İslâm'ı sadece kendilerine mahsus bir şekilde uyarlamışlardır. Bugün Şia'ya tabi olursanız, iki nesil sonra kendinizi Farsça şiir söylerken bulursunuz. İslam'ı ırk ve medeniyetlerine göre dizayn eden İran, Hz. Hüseyin'i dahi ataları olan Sasani İmparatoru Kralının damadı diye sevmişlerdir.
İsrail ise Musevilik ile yüzyıllardır kendini gizliyor. Öyle ki dindar olsalardı kendilerini uyaran peygamberlerini öldürürler miydi? Yahudiler tarihin en soğukkanlı faşistleridir. Yahudi olmayan birinin öldürülmesi onlar için herhangi bir vakadır. Museviliği kendi kin, nefret ve şiddet öğeleri ile doldurmuşlardır. En büyük hedefleri kendi ırklarına vadedilmiş topraklara sahip olmaktır. İşgal ve katliam hedeflerine dahi dinsel bir kılıf bulmuşlardır.
Velhasıl, İran ve İsrail İslâm dünyasının iki büyük düşmanıdır. Üçüncüsü kim derseniz Suud ailesi derim ama o da bu yazının konusu değil.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.