DESRHANEDEN MESAJ, HOCASINDAN DUA!
Malum cemaat, son yıllarda tutuklanmalar, gözaltına alınmalar, kurumlarına kayyım atanmaları üzerinden gündeme gelirken, bu günlerde de MHP kongresiyle birlikte sık sık anılmaktadır. Cemaat mensuplarının MHP kongresine büyük ilgi duydukları ortadadır.
"Hocaefendiyi bir gün herkes anlayacak. Ne mutlu şimdiden anlayana" ve "1980 öncesi Fethullah Gülen'in dinlerarası diyalog modeli uygulanmış olsa sağdan-soldan gençler ölmezdi" diyen Meral Akşener etrafında seferberlik başlattıkları MHP'yi takip eden herkes tarafından görülmektedir. Cemaatin işadamları, yazarları, yorumcuları, sanatçıları, sporcuları MHP'ye ilk defa bu derecede ilgi duymakta ve DYP zamanıyla birlikte siyasette yol açtıkları Meral Akşener için olağanüstü bir çabaya girdikleri çok net hissedilmektedir.
Meral Akşener'in Kayseri'de düzenlediği salon toplantısına daveti bile cemaatin Serhat Dershaneleri cep telefonu mesajıyla öğrenci velilerine duyurmuştur. Cemaatin MHP'nin bir toplantısını bu şekilde duyurduğu hiçbir zaman ne görülmüştü ne de duyulmuştu. Aslında bu cemaatin demokrasi içinde tercihidir. Cemaat mensuplarına "Niçin Meral Akşener'i destekliyorsunuz?" sorusu elbette anlamsız olacaktır. 7 Haziran seçimlerinden önce "Fetullah Gülen Cemaati ile biz her zaman mesafeli olmuşuzdur. Onlar da bizi fazla sevemediler." diyen MHP Lideri Devlet Bahçeli'den nefret etmeleri de, "Hocaefendiyi bir gün herkes anlayacak. Ne mutlu şimdiden anlayana" diyen Meral Akşener'i çok sevmeleri de oldukça doğaldır.
Yalnız şu ilginçlikte yaşanmaktadır. Yargıtay MHP hakkında 5-0 kongre kararı verdiği güne kadar adeta çıldırmış gibi Meral Akşener propagandası yapan cemaat, Yargıtay kararından sonra gözle görünen çalışmalarını hücre boyutunda sessiz destekle sürdürmeye başlamıştır.
Adeta bir talimat almışlar gibi sessizliğe gömüldüler ve sanırım "Açıktan desteğimiz hedefimize giden yolu tıkar" gibi bir anlayışa büründüler. Cemaatin yazarları ve sosyal medya trolleri, Yargıtay'ın kongre kararından sonra susmasını herhalde bu düşünce üzerinden değerlendirmek mümkündür.
Cemaatin "Recep Tayyip Erdoğan'ın elindeki Yargıtay kongreyi engelliyor, kongreyi yaptırmıyor" propagandaları devam ederken, Yargıtay'ın 3 AKP'li ve 2 cemaatçi üyeyle MHP hakkında (5-0) kongre kararı vermesi de sanırım biraz sessizliğe bürünmeleri için etken olmuştur.
Ülkücüler, partisinin ve davasının başarısını gerçekleştirme peşinde iken, Ülkücü Hareketin dışındaki herkes MHP üzerinde hesap yapmanın peşindedir. AKP'nin, PKK'nın, HDP'nin, CHP'nin ve cemaatin MHP kongresi için konumlandığı noktalara bakarsanız herşeyi net anlarsınız.
Hepsinin ortak düşmanı ise MHP Lideri Devlet Bahçeli'dir. Zaten bunlar Sayın Devlet Bahçeli'yi destekliyor noktada olsaydı, zaten bu durum MHP'nin çizgisinden saptığının delili olurdu.
HDP'linin, PKK'lının, komünistin, cemaatçinin MHP'de değişim isteyen propagandaları ortada iken, AKP'nin yargısının buna yol açmak için karar vermesi de MHP'ye yönelen düşmanlıkların göstergesi olmuştur.
Meral Akşener'in Kadir Has Kongre Merkezi'nde düzenlenen Kayseri programında cemaat-AKP karışımı, AKP'den milletvekili aday adayı, yargı içindeki tezgâhlarda kullanılan, adı birçok ahlaksızlığa karışan Ali Çamlı isimli bir imamın "Değerli Hocamız" anonsuyla sahneye davet edilmesi ve Kur'an-ı Kerim Tilaveti yaptırılması da kimin eli kimin cebinde olduğunun belli olmadığı günlere manzara olmuştur.
Evet, Meral Akşener'in "MHP'nin paradigmalarını( değerler dizisini) değiştireceğiz" sözü adım adım kendini göstermektedir.
AKP yargıda yol açıyor, cemaat her türlü desteği sağlıyor, Cemil Bayık Kandil'den "MHP'nin zihniyeti, politikaları artık değişmeli" diyor, Cumhuriyet, Sözcü, Aydınlık gazeteleri manşetlerden destek veriyor…
Ülkücüye düşende elbette her zaman olduğu gibi bu saatten sonra davasına, liderine, partisine sahip çıkmak olmalıdır. Açık açık "MHP'nin paradigmalarını değiştireceğiz" diyenlerin ve onların etrafında toplananların varlığı bunu mecbur kılmaktadır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.