Ermenilerin büyük hayali
ERMENİ TERÖR ÖRGÜTLERİ VE ERMENİLERİN YAPTIĞI KATLİAMLAR (2)
Taşnaksutyun ve “Ermeni İhtilâlci Cemiyetleri Federasyonu” 1890’da Tiflis’te kurulmuştur. Amacı, Tiflis’teki “Genç Ermenistan”, Van’daki “Armenakan” ve “Hınçak” Ermeni komitelerini birleştirmek, Osmanlı Devleti’ne çeteler sokmak, buradaki Ermenileri silahlandırmak, köylülere silah kullanmasını öğretmek, çeteler kurmak, çete liderleri yetiştirmek, savunma teşkilâtı kurmak ve taraftar toplayarak isyan, ihtilal çıkarmak ve Ermenistan’ın bağımsızlığını sağlamaktır. Örgütün sloganı ise, “Türk’ü, Kürt’ü, nerede ve hangi şartlarda görürsen öldür. Gericileri, sözünden dönenleri, Ermeni hafiyelerini, hainleri öldür, intikam al” şeklinde idi. Karl Marx’ın, “Bir düzine silah nakledecek çete, bir düzine programdan daha tesirlidir” prensibinden hareket eden komite, üç yıl boyunca bir program ortaya koymamıştır.
Buna rağmen 1890’daki kuruluş bildirisinde “Bugün Avrupa, insani hakları müdafaa eden Ermenileri görüyor. Böyle anlarda menfaatler bir tarafa itilerek birleşilmelidir. Bu sebeple Ermeni ihtilâl cemiyetleri bütün Ermenileri bir bayrak altında birleşmeye çağırmaktadır. Türkiye’deki Ermenilerin siyasi ve iktisadi, bağımsızlığını gaye edinen bu birleşme, Ermenilerin Osmanlı Hükümetine karşı savaş açmasına ve hürriyet için kanlarını son damlasına kadar akıtacaklarına söz vermiştir. Bu sebeple gençleri, zenginleri, Ermeni kadınını ve din adamlarını birleşmeye çağırmaktadır” ifadesi yer almıştır.
Örgütün kurucuları, Christopher Mikealian, Stepan Zarian, Simon Zavarian ve Hınçak Komitesi adına Ruben Hanagad idi. 1907 kongresindeki teşkilat talimnamesinde teşkilatlanma ve faaliyetleri için Giresun, Harput, Diyarbakır hattının doğusu, Kafkasya, Rusya ve İran’ı içine alan “Doğu Bürosu”, yukarındaki hattın batısı, Balkan Yarımadası, Amerika, Mısır ve Rusya’yla İran dışındaki bütün yabancı ülkeleri içine alan “Batı Bürosu” kurulmuştur. Yayın organı “Truşak” (Bayrak) olan komite, Osmanlı Bankası baskınına, 1904 Sasun İsyanı’na, 1905 Yıldız suikastına katılmış ve birçok cinayette rol almıştır.
1896’da hem patrikhane ve kiliselerin menfi faaliyetlerine set çekmek hem de Ermeni komitelerinin isyanlarına son vermek amacıyla Sultan Abdülhamid bir uzlaşma yapmayı teklif etmiş ve bu işle Hâriciye Nezareti Müsteşarı olan Ermeni Artin Dadyan Paşa’yla yeğeni Dertad Dadyan ve Vagınak Acemyan’ı görevlendirerek Cenevre’ye göndermiştir. Abdülhamit, ıslahatı ciddi olarak uygulatacağını ve bunun kontrolünü kasabalardaki teşkilatları vasıtasıyla Ermenilerin yaptırabileceğini teklif etmesine ve Türk heyetinden Dertad Dadyan’ın sekiz ay Cenevre’de kalmasına rağmen, asıl amaçları ıslahat değil, Ermenistan’ın bağımsızlığı olan Ermeni örgütleri, Taşnaksutyun kanadı aracılığıyla, uzlaşma tekliflerini resmen reddetmişlerdir.
Zaten 1919’da yaptığı dokuzuncu genel kongresinde Taşnaksutyun, programını, Hınçaklarınki gibi, “Türk ve Rus Ermenistanı’nın birleştirilerek müstakil ve bağımsız bir Ermeni Cumhuriyeti kurmak” şeklinde açıklanmıştır.
Böylece Sultan Abddülhamid’in samimi uzlaşma teklifini ve 1914 Haziranında Erzurum’da yaptığı genel kongresinde İttihat ve Terakki Hükümeti’nin aynı tekliflerini kabul ettiğini açıklamasına rağmen, diğer Ermeni komiteleri gibi Taşnaksutyun da I. Dünya Savaşı’nda Müttefiklerin safında yer almıştır.
GERİLLA HARBİ
Yukarıda bahsedilen terör örgütlerinin yanı sıra, İngiltere, Fransa, Rusya ve Balkanlarda birçok cemiyet daha kurulmuş ve bunların yegâne gayeleri Doğu Anadolu’da bir “Ermenistan devleti” kurmak; hareket sahaları ise İstanbul ve Doğu Anadolu olmuştur. Bu gayeye ulaşmak için yine hepsinin uyguladıkları politika da, din duygularını istismar etmek ve her türlü vasıtaya başvurmak suretiyle her kesim Ermeniler arasında milliyetçilik hislerini yaymak, Ermenileri silahlandırmak, Osmanlı Devleti’nin her yerinde isyanlar, ihtilaller çıkarmak, çeteler vasıtasıyla “gerilla harbi” başlatmak ve Batılı devletlerin müdahalesini sağlayarak amaca ulaşmaktır.
Bu politikaya karşı Osmanlı Devleti’nin uyguladığı siyaset ise, olayların yakından takip ederek hem Türk, hem de gayrimüslim tebaasına zarar verilmesini önlemek, isyanları bastırmak, suçlularını cezalandırmak; Batılıların tahrikleri sonucu, olayların faillerinin Ermeniler olmasına rağmen, her iki tarafın da yaptıkları propagandalara cevap vermek ve Avrupa’nın diplomatik müdahalelerini önlemeye çalışacak tedbirler almak olmuştur.
Ermeni Patriği, Berlin Kongresi arifesinde İngiliz Sefiri ile yaptığı konuşmada “Avrupa devletlerinin ilgisini çekmek için isyan çıkarmak zaruri ise, bunun zor olmayacağını” itiraf etmiş idi. 1880’den sonra da, hazırlıkları daha önceden bitirildiği için, bu zor olmayan isyanlar başlamış ve I. Dünya Savaşı ve Milli Mücadele sonlarına kadar devam etmiştir. 1880’den itibaren İstanbul ve Anadolu’nun her şehrinde hemen her yıl ve her köy ve kasabasında hemen her gün bir isyan çıkmış ve binlerce Türk ve Ermeni’nin öldürülmesiyle sonuçlanmıştır.
ÇIKAN İSYANLAR
Ermeniler, Türk topraklarında bir “Ermenistan Devleti” kurmak amacıyla, oluşturdukları terör örgütleri vasıtasıyla birçok isyan çıkartmışlardır. Birinci Dünya Savaşı öncesindeki sayıları 40 civarında olan bu isyanlar ve diğer bazı terör olaylarının önemli olanları şunlardır:
1. Anavatan Müdafileri Olayı (8 Aralık 1882). 2. Armenakan Çeteleriyle Çatışma (Mayıs 1889). 3. Musa Bey Olayı (Ağustos 1889). 4. Erzurum İsyanı (20 Haziran 1890). 5. Kumkapı Nümayişi (15 Temmuz 1890). 6. Merzifon, Kayseri, Yozgat Olayları (1892-1893). 7. Birinci Sasun İsyanı (Ağustos 1894). 8. Zeytun (Süleymanlı) İsyanı (1-6 Eylül 1985). 9. Divriği (Sivas) İsyanı (29 Eylül 1895) 10. Bâbıâli Olayı (30 Eylül 1895). 11. Trabzon İsyanı (2 Ekim 1895). 12. Eğin (Mamuratü’l-Aziz) İsyanı (6 Ekim1895). 13. Develi (Kayseri) İsyanı (7 Ekim 1895). 14. Akhisar (İzmit) İsyanı (9 Ekim1895). 15. Erzincan (Erzurum) İsyanı (21 Ekim 1895). 16. Gümüşhane (Trabzon) İsyanı (25 Ekim 1895). 17. Bitlis İsyanı (25 Ekim 1895). 18. Bayburt (Erzurum) İsyanı (26 Ekim 1895). 19. Maraş (Halep) İsyanı (27 Ekim1895). 20. Urfa (Halep) İsyanı (29 Ekim1895). 21. Erzurum İsyanı (30 Ekim1895). 22. Diyarbakır İsyanı (2 Kasım1895). 23. Siverek (Diyarbakır) İsyanı (2 Kasım1895). 24. Malatya (Mamuratü’l- Aziz) İsyanı (4 Kasım1895). 25. Harput (Mamuratü’l- Aziz) İsyanı (7 Kasım 1895). 26. Arapkir (Mamüratü’l- Aziz) İsyanı (9 Kasım 1895). 27. Sivas İsyanı (15 Kasım 1895). 28. Merzifon (Sivas) İsyanı (15 Kasım 1895). 29. Ayıntab (Halep) İsyanı (16 Kasım 1895). 30. Maraş (Halep) İsyanı (18 Kasım 1895). 31. Muş (Bitlis) İsyanı (22 Kasım 1895). 32. Kayseri (Ankara) İsyanı (3 Aralık 1895). 33. Yozgat (Ankara) İsyanı (3 Aralık 1895). 34. Zeytun İsyanı (1895- 1896). 35. Birinci Van İsyanı (2 Haziran 1896). 36. Osmanlı Bankası Baskını (14 Temmuz 1896). 37. İkinci Sasun İsyanı (Temmuz 1897). 38. Sultan Abdülhamid’e Suikast (Yıldız) (21 Temmuz 1905). 39. Adana İsyanı (14 Nisan 1909).
Tarihlerinden de anlaşılacağı üzere, bütün bu isyanlar, terör örgütlerin faaliyete geçmesinden sonra süratle artmıştır. Daha sonra kurulacak olan Ermenistan Cumhuriyeti Başbakanı Hovannes Katchaznuni’nin de “... komiteler, çetelerin teşekkülünü sağlamışlar ve Türkiye’ye karşı giriştikleri harekâta aktif bir şekilde katılmışlardır... Gerçeği muhakeme gücünü yitirmiş ve hayallerimize kendimizi kaptırmıştık...” şeklinde itiraf ettiği üzere komiteler iyilikle veya kötülükle herkesi isyana sürüklemiş ve sonunda birçok kimsenin kanına girmişlerdir.
YARIN: SULTAN ABDÜLHAMİT’E SUİKAST
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.