İngiliz ve Amerikan mandasına hayır
100. YILINDA ERZURUM KONGRESİ (23 TEMMUZ-7 AĞUSTOS 1919)-10
Kongrede alınan kararlardaki 7. madde, İngiltere ya da ABD mandasının kabul edilmesini önleyici bir formül içeriyordu. Nitekim, kongreye, Bekir Sami (Kunduh) ve Kara Vasıf, İngiltere ya da ABD mandasının kabul edilmesini isteyen telgraflar göndermişlerdi. Ancak, Rauf Orbay ve Kazım Karabekir ile anlaşan Mustafa Kemal Paşa, önerileri kongreye sunmadı.
4. MERKEZİ hükûmetin bir (yabancı) devlet baskısı karşısında buralarını terk ve ihmâl zorunda kalması ihtimaline göre hilâfet makamı ve saltanata bağlılığı ve milli varlık ve hakları koruyacak önlemler ve kararlar alınmıştır.
5. Vatanımızda öteden beri birlikte yaşadığımız gayrimüslim unsurların Osmanlı Devleti’nin kanunları ile güvence altına alınmış olan kazanılmış haklarına tamamıyla riayetkârız. Mal, can ve ırzlarının korunması zaten dinimizin, milli geleneklerimizin ve kanuni esaslarımızın gereği olmakla bu esas kongremizin genel kanaatiyle de teyit olunmuştur.
6. İtilaf Devletleri’nce mütarekenin imza olunduğu 30 Kasım 1918 tarihindeki hududumuz dâhilinde kalan ve her mıntıkasında olduğu gibi Şarkî (Doğu) Anadolu vilâyetlerinde de ezici çoğunluğunu İslâmların oluşturduğu kültürel ve ekonomik üstünlüğü Müslümanlara ait bulunan ve birbirinden ayrılmaz öz kardeş olan din ve ırkdaşlarımızla meskûn memleketimizin paylaşılması görüşünden tümüyle vazgeçilerek, varlığımıza, tarihi, ırki ve dini haklarımıza riayet edilmesine ve bunlara aykırı girişimlerin desteklenmemesine ve bu suretle tamamıyla hak ve adalete dayanan bir karar çıkarılması bekleniyor.
7. Milletimiz insani, asri (çağdaş) amaçları yüceltir/saygıyla karşılar ve fennî, sınai ve iktisadi hâl ve ihtiyacımızı takdir eder. Bundan dolayı devlet ve milletimizin iç ve dış istiklâli ve vatanımızın kabiliyeti (bütünlüğü) saklı kalmak şartıyla altıncı maddede açıklanan hudut dâhilinde milliyet esaslarına riayetkâr ve memleketimize karşı istila emeli beslemeyen herhangi devletin fennî, sınai ve iktisadi yardımını memnuniyetle karşılarız. Ve bu insani ve adil şartları içeren bir barışın da acilen kararlaştırılması/sağlanması insanlığın kurtuluşu ve kamu huzuru adına esas milli emellerimizdir.
8. Milletlerin kendi mukadderatını (kaderlerini) bizzat tayin ettiği bu tarihî devirde merkezi hükûmetimizin de milli iradeye tâbi olması zaruridir. Çünkü milli iradeye dayanmayan herhangi bir hükümet heyetinin yüzeysel ve şahsî kararları milletimizce bağlayıcı olmadıktan başka dışarıda da muteber olmadığı ve olmayacağı şimdiye kadar yaşananlar ve sonuçlar ile sabit olmuştur. Binaenaleyh milletin içinde bulunduğu sıkıntı ve endişeden kurtulmak çarelerine bizzat tevessüle gerek kalmadan merkezi hükûmetimizin Milli Meclise hemen ve hiç zaman kaybetmeden toplanması ve bu suretle milletin mukadderatı ve memleket hakkında alacağı bütün kararları Milli Meclisin denetimine arz etmesi mecburidir.
9. Vatanımızın karşı karşıya kaldığı üzüntüler ve olaylar ile tamamen aynı maksatla milli vicdandan doğan cemiyetlerin birlik ve beraberliğinden doğmuş olan umumi kitle bu kere “Şarkî Anadolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti” unvanlıyla isimlendirilmiştir. İşbu cemiyet her türlü particilik akımlarının bütünüyle dışındadır. Bütün İslâm vatandaşlar cemiyetin doğal üyesidir.
10. Kongre tarafından; seçilmiş bir Heyet-i Temsiliye kabul ve köylerden itibaren vilayetlerin merkezine kadar mevcut milli teşkilatlar birleştirilmiş ve teyit olunmuştur. Erzurum Kongre Heyeti, 7 Ağustos 1919, Perşembe”
Sivas Kongresi’ne ve Misak-ı Milli’ye de etki edecek olan Erzurum Kongresi’nin bu önemli kararları, önce telgrafla bütün yurda ilan edildi. 10 Ağustos 1919’da da “Türk Matbaası” nda binlerce nüsha halinde bastırılarak, her tarafa gönderildi. Beyanname’de açıklanan bu maddeler dışında, Tüzük’te yer alan 2 önemli maddeden de bahsetmemiz gerekiyor:
Tüzüğün 4. Maddesine göre, Osmanlı Hükümeti, Doğu Anadolu’yu bırakmak zorunda kalacak olursa, hemen “geçici bir yönetim” oluşturulacaktı. Bu geçici yönetim, durumu yabancı devletlere bildirecek ve bölgeyi Osmanlı kanunlarına göre yönetecekti. 5. maddede ise Heyet-i Temsiliye’nin kararı olmadan “halkın bölge dışına göç etmesi” kesin olarak yasaklanıyordu.
Mustafa Kemal Atatürk, Erzurum Valisi Münir Akkaya ve Mülkiye Amiri İbrahim Süreyya Yiğit, Erzurum Kongresi öncesi çalışma esnasında.
İNGİLİZ VE AMERİKAN MANDASI KONUSU
Kongre, maksat ve kararların yer aldığı “Beyanname”nin kabulü ile 7 Ağustos 1919’da işlerini bitirdi. Bu Beyanname ile “Vilayat-ı Şarkiye Müdafaa-i Hukuk-ı Milliye Cemiyeti” ile olan bütün bağlar kesilmiş ve Cemiyet, “Şarki Anadolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti” adını almıştı. Artık İstanbul’daki cemiyetle, şekli bir bağ bile kalmamıştı. Mustafa Kemal Paşa şu kısa konuşma ile kongreyi kapattı:
“Saygıdeğer Efendiler, Milletimizin kurtuluş ümidiyle çırpındığı en heyecanlı bir zamanda fedakâr saygıdeğer heyetiniz, her türlü eziyete katlanarak burada, Erzurum’da toplandı. Hassas ve temiz bir ruh ve pek sağlam bir iman ile vatan ve milletimizin kurtuluşuna ilişkin köklü kararlar aldı. Özellikle bütün dünyaya karşı milletimizin varlığını ve birliğini gösterdi. Tarih, bu kongremizi şüphesiz ender ve büyük bir eser olarak kaydedecektir. Saygıdeğer heyetinizin, şerefli üyelerinin hakkımda gösterdiği içten sevgi ve güvenoyuna buradan açıkça teşekkür etmeyi bir görev sayıyorum. Bu kurtuluşa köprü olan toplantımızı sona erdirirken Yüce Allah’tan kurtuluşa yardım etmesi ve Şanlı Peygamberimizin zafer (fetih) ruhundan bolluk ve destek vermesi ile vatan ve milletimize, sonsuza kadar yaşayacak devletimize mutlu gelecekler dilerim.” Bu konuşmadan sonra, Şiran Müftüsü Hasan Fahri Efendi yine güzel bir Türkçe dua yaptı ve başarılar diledi. Sivas Kongresi hazırlıkları için kongreye son verildi.
Erzurum Kongresi’nde görüşmeler sırasında, komisyon toplantılarında zaman zaman bir kelime nedeniyle bile önemli tartışmalar yaşanmıştır. Tüzük ve Beyanname hazırlanırken meydana gelen bu tartışmalar çoğu zaman Mustafa Kemal Paşa’nın sağduyulu ve ara bulucu liderliği sayesinde atlatılabilmiştir. Cevat Dursunoğlu’nun naklettiğine göre, “asri” (çağdaş) kelimesi bile şiddetli tartışmalara yol açmıştı. Çoğu Ziya Gökalp’in fikri yolundan yürüyen genç delegelerin Beyanname’deki kararların 7. Maddesinde yazılmasını istedikleri bu kelime hocaları ürkütüyordu:
“Asri kelimesini de Garpçılığın şiarı ve adeta küfür sayıyorlardı. Hocalar Ziya Gökalp’in ruhunun buraya kadar sokulduğunu görüyor ve sinirleniyorlardı. Kelimenin dinle, imanla alakası olmamakla beraber hocalar bir noktada haklı idiler. Kongreye iştirak eden gençler Türkçü ve Garpçı, bu itibarla Ziya Gökalp’çi idiler. Hepimiz onun manevi talebesi idik. Fikir gıdamızı ‘Yeni Mecmua’dan almıştık. Biz bu cihetleri düzeltmeyerek ve sırf kelimenin sözlük anlamında kalarak tezimizi müdafaa ettik ve beyannamede değişiklik yaptırmadık. Bu olay nesillerin ayrılığını göstermek bakımından önemli idi…”
Kararlardaki 7. Madde bir başka bakımdan da (bugün bile) tartışmalara yol açıyordu: İngiltere veya ABD’nin mandası meselesi. Yayılmacı olmayan bir devletin teknik ve ekonomik yardımlarının kabul edileceğine dair olan 7. Madde, aslında İngiltere ya da Amerika’nın mandasını kabul etme yolundaki görüş ve önerilere karşı bulunmuş bir formülü içeriyordu. Çünkü kongre süresince Bekir Sami (Kunduh) ve Kara Vasıf, İngiltere ya da ABD mandasının kabul edilmesini isteyen telgraflar göndermişlerdi. Ancak bu önerileri kongreye sunmayı tehlikeli bulan Mustafa Kemal Paşa, Rauf Orbay ve Kazım Karabekir ile de anlaşarak görüşmeleri uzatmış, böylece de istekleri geçiştirmişti. Ne var ki, manda sorunu, Sivas Kongresi’nde daha büyük boyutlarda ortaya çıkacaktı.
İki haftalık çetin görüşmeler sonucunda kurtuluşa yönelik ilkeleri belirleyen kongrenin ertesi günü Erzurum Belediyesi şehrin piknik alanı olan Köşk bölgesinde bir eğlence düzenlemiştir. Burada kadınlar için de özel oturma yerleri yapılmış ve Ermeni ve Rum zulümlerini konu alan “Casus” adlı piyes sahnelenmiştir.
KONGRE DELEGELERİ VE GELDİKLERİ YERLER
Erzurum Kongresi’ne o zamanki idari taksimata göre şu illerden gelen delegelerin katıldıkları görülmektedir:
1. Erzurum Vilayeti (Şimdiki Erzurum, Bayburt, Ağrı illeri ile Yusufeli ve Kiğı ilçeleri dahil).
2. Trabzon Vilayeti (Şimdiki Trabzon, Rize, Giresun, Ordu ve Gümüşhane illeri)
3. Sivas Vilayeti (Şimdiki Sivas, Amasya, Tokat, Şebinkarahisar dahil)
4. Bitlis Vilayeti (Şimdiki Bitlis, Muş, Siirt, kısmen Şırnak ve Genç, Bingöl dahil)
5. Van Vilayeti (Şimdiki Van, Hakkari dahil)
6. Erzincan Sancağı/Mutasarrıflığı. Gelen delegelere bakıldığında şimdiki idari taksimata göre 20 valilik bölgesini kapsayan ilden katılım olmuştur. Bu iller şunlardır: Erzurum, Trabzon, Sivas, Erzincan, Giresun, Amasya, Tokat, Artvin, Bitlis, Van, Gümüşhane, Bayburt, Rize, Ordu, Tunceli, Ağrı, Siirt, Bingöl, Hakkari, Şırnak.
Yarın: ‘Hükümet şekli cumhuriyet olacaktır!’
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.