SİNCAR ANLAŞMASI’NDAN ÇÖZÜM SÜRECİNE’ Mİ?
“Ay Laçin…
Can Laçin.
Men sana kurban Laçin...”
Geçen sene sonbahar aylarında çok dinlerdim bu güzeller güzeli türküyü.Kulaklığımı takardım Ezginin Günlüğü’ nden açardım uzak çok uzak diyarlara dalardım. Hayal dünyamda Laçin’ e giderdim, orada yaşanılan acıları sinemde hissederdim…
Son zamanlarda gündemde olan güzeller güzeli Laçin’in dillerde olması şahsımı çok mutlu etmekte. Zira geçen sene ekim ayında yazmış olduğum “LAÇİN VE UNUTULAN KARABAĞ” isimli yazımı okuyanlar genelde “Ne alaka? Gündemde bile olmayan bir şeyi neden dile getiriyorsun?” demişti.
Ve şimdi yine belki ihtimal vermeyeceğiniz bir konuyu dile getirmek istiyorum.
Kuzey Irak- Sincar’ dan Türkiye’ye uzanma ihtimali olan yeni bir çözüm sürecine…
*
Son zamanlarda gündemde olan Sincar Anlaşması, PKK’ nın Sincar’ı terk ettiğine ilişkin söylemler, Barzani’nin PKK’ya yüklenmesi ve daha nicesi…
Size de inandırıcı geliyor mu bütün olanlar, yoksa Büyük Ortadoğu Projesi’nin son sahnesinin provası mı bu olanlar?
Sincar’ı ikinci Kandil olarak kullanmayı aklına koyan PKK, 2014 yılında DAEŞ’in Ezidilere saldırması sonucu bölgede “EZİDİ SOYKIRIMINA DİRENİŞ!” adı altında bütün kontrolü ele geçirdi. Aslında buradaki amaç Ezidileri korumaktan ziyade örgüt tarafından alternatif bir Kandil yaratmaktı.
Geçtiğimiz günlerde Barzani “PKK ve ona bağlı hiçbir güç Sincar'dan çekilmedi. Sadece birkaç saatliğine kıyafet değiştirip Sincar Dağı'na çekildiler ve tekrar geri döndüler. Aksine sayıları daha da arttı." Şeklinde bir açıklamada bulundu. Peki PKK, Sincar’ a konuşlanırken Barzani neden bu duruma göz yumdu?
Hepsi koca bir hikaye.
Bütün kavga Ortadoğu’da Kuzey Irak ve Suriye’de ilan edilecek sözde özerkliğin bütün kontrolünün kime verileceği.
Barzani, Mazlum Kobani’den rahatsız, o da iyi biliyor ki ABD’nin yeni göz bebeği YPG ve Mazlum Kobani.
Bu yüzden Barzani’nin “PKK, Sincar’dan çekilmedi.” Şeklinde ağlamalarını Erbil’in terörle mücadele ruhuna büründüğü manasına yormayın derim.
*
Ortadoğu’dan Türkiye’ye gelirsek…
Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası başkanının Gazete Duvar’a vermiş olduğu röportaja, Ankara’dan temsil yetkisi olan bazı bürokratların Diyarbakır'daki kanaat önderleriyle güneydoğu sorunuyla ilgili görüşmelerine bakınca sahiden bazı dengelerin değişeceğini görmemek imkansız…
Peki bu gelişmelerin Sincar ve Suriye ile bir alakası olabilir mi?
Birileri Türkiye’nin Ortadoğu yapbozunda sırıtmamasını mı isteniyor?
*
Unutulmasın ki; bulanık suda atılacak adımlara çok dikkat etmek gerek.
Sınır ötemizde şekillenen ve son aşamasına gelen bazı projeler var, Türkiye’de kritik devlet kurumlarımız cemaatler tarafından adeta kuşatılmış vaziyette, HAKYOL, Menzil, Nakşi tarikatları emniyet, askeriye ve yargıda rütbe yarıştırmakta, pandemi dönemi çoğu şeyi görmemize engel olmakta…
Zihnimi toparlayabilsem çok şey yazacağım ama sanki bir ruh zihnimin her köşesine yerleşmiş durumda, iki kelimeyi bir araya getiremez oldum şu süreçlerde.
Dağlık Karabağ cephesine de ufak bir cümle söyleyip çekileceğim.
Eğer ki Azerbaycan ile beraber Ermenistanla ilişkileri düzeltmek, kapıları açmak gibi bir niyetimiz varsa bölgedeki illegal yapılanmalara dikkat etmeliyiz. Suriye’den yaklaşık 350-400 civarında YPG’ linin bölgede olduğunu, ASALA’ yı yeniden canlandırmak istediklerini ,Büyük Ermenistan projesi için Türkiye’de yapmış oldukları İKK çalışmalarını hatırlatmak isterim.
Bir sonraki yazıda görüşmek dileğiyle…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.