ÜLKÜCÜ DÜŞÜNCE FİKREN İKTİDAR’DA
Neden mi?
Çözüm süreci diye adlandırılan süreç son buldu. Artık PKK ve uzantıları ile anladıkları dilden mücadele dönemi var.
Bizlerin yıllardan beri okyanus ötesi, CIA güdümündeki cemaat diye tabir ettiğimiz FETÖ devletten tasfiye edildi.
Fırat Kalkanı Operasyonu’nu yapabilen bir Türkiye var.
Zeytin Dalı Operasyonu ile ABD’nin himayesindeki bir örgüte operasyon düzenleyebilen bir ordumuz var.
Ben yaptım oldu demeye alışkın ABD’ye Kudüs konusundaki hukuk tanımazlığına karşı tüm dünya devletlerini organize edip kırmızı kart çıkarabilen bir Türkiye.
Avrupa Birliği ile ilişkilerde ülkücü düşüncenin istediği onurlu üyelik dönemindeyiz. Artık Avrupa’ya taviz verme dönemi bitti.
Ege’de Yunan tacizlerine karşı gerekli cevaplar veriliyor.
Dizilerimize, filmlerimize bakın Diriliş Ertuğrul, Fatih , Söz, İsimsizler vb. Artık batı kültürünü özendiren dizi ve filmlerin yerini Türk Kültürü’nü merkeze alan yapımlar aldı.
Yıllardır dile getirdiğimiz savunma sanayinde yerli ve milli olunması gerektiği tezimiz devlette hem siyasi hem bürokratik manada karşılık bulmaya başladı.
İstikamet “Kızıl Elma” diyebilen, bozkurt işaretini çekinmeden yapabilen ve vasiyet olarak Türkmen şehirlerinde okul yaptırılmasını isteyen askerler her şeyden önce milletimizde ülkücü fikir sistemine merak uyandırmıştır. Ülkücülük ve öğretileri artık millet nezdinde daha bilinirdir.
Son olarak en büyük eksiklik diye tabir ettiğimiz işi ehline verme ve kamuda liyakat ile ilgili kıpırdanmalar ve düzelme emareleri görünmek üzere gibi.
Tüm bunlara baktığımızda bizim hayalini kurduğumuz Türk Kültür ve Medeniyetine bağlı bir Türkiye’ye doğru gidiş olduğu ortadadır. Peki birazcık düşünecek olursak devleti ve siyaseti böyle davranmaya iten kim olmuştur?
Son yıllarda gelinen bu nokta ülkücü hareketin siyasi ve fikri zaferidir. Türk Birliği’ne giden yolda sanırım yakında açılacaktır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.