Halil KONUŞKAN

Halil KONUŞKAN

SAKLI GÜÇ VE MHP

Bazı insanların güce kıymet vermelerinin sebebi diğerlerinden farklıdır. Bu insanların davranışları güvenlik arzusu ile alakalı olup ahlaken mazur görülebilir. Zira insan sosyal bir varlık olduğu için yalnız yaşayamaz. İlla bir toplum ve devlet düzeni içinde yaşamalıdır. Bunu seçmesinin en önemli sebebi de güvenlik ihtiyacıdır. İnsan tek başına yaşamaya kalksaydı hem doğal afetler hem vahşi hayvanlar hem de diğer insanlara karşı av durumunda kalacaktı. Toplum içinde yaşamasının en önemli sebebi budur. İnsan her şeyle baş edemez. İşini kolaylaştırmalı ve böylece kendini güvenliğe almalıdır. Bu duygu ile davranan bazı insanlar gücün olduğu yere yönelerek kendilerini ve ailelerinin geleceğini garanti altına almayı düşüneceklerdir.

Elinde güç bulunduranlar bazen dağılmış, insanlar bu güçlerden birini tercih etmişlerdir. Bazı örneklerde ise güç tek elde toplanmıştır. Türkiye’de bir partinin büyük oy almasının sebebinin işte burada yatmakta olduğunu düşünüyoruz. O parti taraftarlarına itiraf etmese de bunu bilmekte ve hissettirmeye özen göstermektedir. Karşı da güç olmayınca adaleti savunmanın gücü de olmamaktadır. Bazı vatandaşların peki ama kime oy verelim gibi tuhaf bir sorunun arka planın da bu durum yatmaktadır. Yani aslında sorulan soru şudur; …gücü elinde tutan başka kim var?

Bu tip insanlar oy verirken belli bir gücü elinde tutanların devletlerinin ve kendilerinin güvenliğini sağlayabileceği düşüncesi ile hareket ederler. İktidara alternatif başka bir güç görmedikleri yerde iktidarı alternatifsiz göreceklerdir. Çünkü belli oranda gücü olmayanların geldikleri iktidar kaos demektir ve birey için en istenmeyen durum kaostur.

Şimdi güç ile adaletin yarışını yaşıyoruz. Adaletinde gücü olduğunu esas gücün hak ve adaleti sağlamakta olacağının ayırımını yapabilen güvenlik arzusunda olanlar ile her şeye rağmen adalet arayanlar çok güçlü bir rakip ile karşı karşıyadırlar.

Bu kumpastan kurtulmanın iki yolu halen işlemeye devam ediyor. Biri muhalefetin iktidara geldiğinde belli bir gücü olduğunu ortaya koyması yoludur. İktidarın yanında yer alanların bir bölümü bu gücü aramaktadır.

Bir diğeri ise içten içe devam etmekte ve toplumun azımsanmayacak bir bölümü burada yani her şeye rağmen muhalefette yer almaktadır. Bunlar güçten ziyade haklı olanı arayanlardır. Bizim yaşadığımız dönem gibi bir dönemi yaşayıp ta güç karşısında yarı yarıya bir denge kuran toplumunda ender görüldüğünü söylemeliyiz.

Tarihimizde padişahım çok yaşa diyenler olduğu gibi ferman padişahınsa dağlar bizimdir diyenler de olagelmiştir. Hem de Robin Hood gibi zenginden aldıklarını fakirlere dağıtma ihtiyacı yaşamadan, toplumun bir bölümünden gönüllü yardım alarak.

Ancak adaletten yana olanların kazanması için bir miktar güçleri olduğunu da ortaya koymaları gerekmektedir. Çünkü güvenlik arzusu ile iktidardan yana olanlar buna dikkat edeceklerdir.

Bütün güç odakları dağıtılmış olabilir. Hatta ana muhalefet partisinin kendi mensupları bile ümitlerini kesmiş olabilir. Çünkü etkisi yok edilen güç onun gücüdür.

Bu safha da milliyetçi muhalefet toplumda dinamik halde belirli bir karşılığı olduğunu ve buradan bir güç aldığını düzenlediği temalı mitingler ile sergilemiştir. Ancak bu yeterli değildir. Daha büyük bir çekim unsuru haline gelmeli işadamlarından bürokrasiye kadar önemli bir gücü olduğunu toplumun önüne serecek vitrini bir an evvel hazırlamalıdır. Toplumun bütün kesimlerine yönelecek bir ekip kurmalı buna göre başta ev toplantıları olmak üzere büyük bir gönül seferberliğine yönelmelidir.

Toplum gücü görmelidir. Bunu sağlamak için bazen bedel ödemek gerekebilir. Milliyetçi camia bedel ödeme sınavını zamanında vermişti. Yine verebilir. Bunun için risk almayı bilmeli ve risk alınacak ortam belirlenebilmelidir.

Önümüzde ki süreçte Türk toplumu milliyetçi-ülkücü camiayı devamlı meydanlarda ve toplum ile iç içe görebilmelidir. Ama macera değil aklı selim ile birlikte.

Bütün güç unsurları bürokrasi, yargı ve askerden oluşmaz. Toplumun içinde teşkilatlı ve belli hususlarda ortak tepki gösteren saklı bir güç vardır. Saklı güç artık harekete geçirilmeli ve milletin bu gücü görmesi sağlanmalıdır.

Unutmayalım! İstiklal savaşında toplum bu savaşı yapacak kuvveti ve iradeyi gördüğü için Gazi Paşa’nın kadrosuna destek vermiştir.

***

İşte tam bu safhada, Türk milliyetçilerinin partisi toplumun içinde ki bu saklı güce “Ben alternatifim” mesajı vermiş midir, bugünkü yapısıyla bu mesajı vermeye niyeti görünmekte midir?

Evet, bu safhada MHP’de öncelikle bir sorgulama ve zihniyet değişimi kaçınılmaz olarak görünüyor. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Halil KONUŞKAN Arşivi
SON YAZILAR