BİTİP TÜKENMEYEN TECAVÜZLER!
14 yıldır milli, dini, ahlaki, siyasi, adli, kültürel ne kadar değeri varsa AKP hükümetlerince dejenere edilen Türk milleti büyük bir felakete koşuyor…
Dindarlık, dincilik, muhafazakârlık maskeli tecavüzler, asla “Türk” diyemedikleri milleti, kendi maddi durumu dışında hiçbir şeye aldırış etmeyen bir garip topluluk, kitle haline getirdi.
Bunu yedi düvel bir araya gelse yapamazdı…
Türk milletinin 21.yüzyılda yaşadığı bu travma yürekler acısıdır.
Terör belası er geç aşılır, yok edilebilir ama yaşanan ahlaki çöküntü, eşiğinde olduğumuz sosyal patlama çok tehlikelidir.
Adamların sadece “doğurgan” bir varlık olarak düşündüğü “kadın”, Cumhuriyet’in 92. yılında sokak ortalarında öldürülmekte, aileler “şiddet” sarmalında parçalanmaktadır. Boşanma ve çok eşlilik başını almış gidiyor.
“Din” ve “cemaat” kavramının bu kadar laçka edildiği bir devir hiç olmamıştı.
Ecdadın “vakıf” zihniyeti, “rant”a dönüştürüldü, siyasetin arka bahçesi yapıldı.
Durum vahim, utanç verici ve ürkütücüdür.
“İsevi Müslümanlık” türetilmiştir.
Şimdi günübirlik yaşanan ve “vaka-i adiyeden sayılmaya başlanan şehit haberleri” gibi artık “alıştırılan” tecavüz, şiddet, çocuk istismarı, “din adamı, profesör, cemaat lideri, şeyh, öğretmen, işadamı, siyasetçi” kılıklı adamların sapkınlıklarından bazı misaller verelim:
*
İşadamı kılıklı ama görgüsüzlük numunesi bir adam, "O gün benim ‘ortanca hanım’ın doğum günüydü ona sözüm vardı boğaza yemeğe götürecektim, saldırının olduğu yere gittik, millet fakir karanfil bırakıyor, ben gül bıraktım” diyecek kadar dibe vuruyor!
Cumhuriyet ve Medeni Kanunun geçerli olduğu bir ülkede, “ortanca karısı”ndan öğünerek söz edecek, milleti hakir görüp karanfil yerine gül bıraktığından bahsedecek bu ahlaksızlar nereden türedi?
*
Münafıklık noktasındaki “Çalıyor ama çalışıyorlar” zihniyeti, “Yolsuzluk hırsızlık değildir” fetvası veren hocaları, “O adam istesin kocamı bırakır kendimi hediye ederim” diyebilen koca koca kadınları, “Abla ile ilgili kötü yazanın anası karım olsun” diyecek kadar edepsizlik çukuruna düşen adamları kimler, nerelerde eğitti?
*
AKP Gençlik Kolları ve yöneticilerine Kızılcahamam kapında “6 yaşındaki çocuk evlenebilir”, “3 yaşında kız çocukları amcalarının yanına külotla çıkmamalı” ve “İnternette cinler var, Müslüman hanımlar fotoğraf koymayın” vaazı veren vakıf başkanları hangi yobazlığın tezgâhında beslendi?
*
Tecavüz edilmiş çocuklara inat E…. Vakfını destekleyen ve “Buna bir kere rastlanmış olması, hizmetleriyle ön plana çıkmış bir kurumumuzu karalamak için gerekçe olamaz” açıklaması yapabilen bir kadın bakanı hangi kitle seçti?
*
14 yıldır bütün değerlerimize tecavüz etmekle meşgul zihniyet, beyin, vicdan ve dil ishaline tutulmuş durumda… Hem de zehirli ishal!
Söyleyin bana, örümceklenmiş beyninin içindekileri hayata geçirebilmek için “Ülkeyi ayakta tutmak için cahil nesil lazım” açıklaması, ilim yuvası(!) üniversitede kendine yer bulan nasıl bir rektör yardımcısı ve hangi medeniyetin eseridir?
*
Türkiye, yüzde 99’u Müslüman olan nasıl bir ülkedir ki, 12 yaşındaki bir erkek çocuğuna tecavüzden 2,5 sene ceza alan bir cemaat liderine Artvin’deki bir vakıfta konferans verdirilebilmektedir?
Türkiye nasıl bir ülkedir ki, AKP’li bir vekil, “Bir hazımsızlık söz konusu, inadına E… Vakfına destek olmaya devam edeceğiz” diyebilmektedir?
Hem savcı, hem hâkim, hem cellât olmaya kalkan, “Günah işleme özgürlüğü”nden bahsedebilen, adım başı cami inşa etmekle övünen, yolsuzluk ve yoksulluk rekorları kıran bu kafanın, seks kasetleriyle rakiplerini yıkarak iktidara koştuğu ülke, hangi inanca mensup insanların oy verdiği bir ülkedir?
*
Karaman’daki onlarca erkek çocuğuna taciz olayını “Bir dindar dövme sopası olarak pedofili” başlığıyla yazabilen kadın gazete yazarları hangi rezilliğin şakşakçısı?
Üstelik olanı biteni aklınca şöyle açıklıyor:
“Çocuk istismarı diye de adlandırılan pedofili; evet hasta beyinlerden çıkar; ama bir yandan da tarihin başından bu yana varolmuş iktidar ilişkilerinin bir yansımasıdır.
“Mesele şu, ortada, güçlü olanın olmayanı ezmesini engelleyecek bir mekanizma, sözgelimi ahlak ya da vicdan yoksa, güçlüyü korkutup caydıracak yasalar yoksa, güçlünün ayıplanma korkusu yoksa; o güçlü kişi zayıf olana öyle akıl almaz kötülükler yapabilir ki…
Dolayısıyla, pedofili AK Parti'yle, Ensar Vakfı'yla ya da dindarlarla yaşıt ya da sadece Türkiye'de rastlanan bir suç değil; ama bazıları öyleymiş gibi yapıyorlar. Hatta neredeyse pedofiliyi hükümet devirmek, Cumhurbaşkanı karalamak için bir araca dönüştürdüler.”
İtiraf gibi değil mi?
14 yıldır iktidar olan bir partiyi eleştireceğine, esen ahlaksızlık, din sömürüsü ve ihtiras rüzgârına dur diyeceğine suçu başkasına atmanın pişkinliği de başka bir özellikleri…
*
Olayın TBMM’de derinlemesine incelenmesi ve çocuk istismarlarının araştırılması için komisyon kurulmasını isteyen MHP’nin teklifi, bizzat AKP tarafından engelleniyor.
Belli ki “günah işleme özgürlükleri”nden fışkıran edepsizliklerin ortalığa dökülmesinden korkuyorlar!
Belli ki “harem”i eğitim kurumu sananlar, Cumhuriyet’i “enkaz”a çevirenler, enkazın altından çıkacak rezilliklerden korkuyorlar.
Ama korkunun ecele faydası yok… Hele bakın Reza Zarrap olayı patladı!
Bunca “tecavüz”ün mutlaka bir karşılığı olacaktır!
Mustafa ÖNDER
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.