Koyun, armut veya boncuk sayar gibi, “49 ‘tane’ rehine vatandaş”tan bahsediyorlar. Koca koca adamlar, insanlar için “tane” denemeyeceğini öğrenemedi bu ülkede... Üstelik Pazar gününü bayram ilan ettiler! 49 esir vatandaşımız kurtarılmış! Baştan sona bir komedi, hayır, devlet için bir skandal aslında... “Cihan devleti stratejisti” emanetçi yetim Ahmet, IŞİD’i yerle bir etmiş veya bebek katili Öcalan’ı yakalayıp getirmiş gibi bir zafer sarhoşluğunda... Azerbaycan’daki resmî ziyareti kesip acele Şanlıurfa’ya gelmeler, törenler, alıp Ankara’ya götürmeler... Hani eşeğini kaybedip bulunca sevinen Hoca Nasreddin hesabı... Ortada bir tehdit varken emanetçi Ahmet, “Gerekli tedbirler alındı, her şey kontrolümüz altında” demişti, elin kan emicileri gelip konsolosluğu bastı. Bir kurşun bile atmadan... Şimdi bayram diye skandalı kutluyorlar. Musul’dan Rakka’ya, oradan Şanlıurfa, Ankara ve Çankaya’ya taşınıp duran personel... Bay Tayyip, “Önceden planlanmış, tüm detayları hesap edilmiş operasyon”dan bahsediyor övünerek. Oysa 11 Temmuz’da “Rehineleri serbest bırakın” sözüne kulak asmamışlardı. Paldır küldür Köşk’e, huzuruna çıkarılıyorlar, ille ben buradayım diyecek ya, reklamını yapıyor ve “müjde”yi veriyor: “1 ay izinlisiniz!” Oysa karşı taraf terörist bir örgüt, devlet değil... Aynı PKK gibi IŞİD denen katil sürüsü de muhatap alınıyor. Katakulleli işlerle “devlet yönetmeyi bakkal yönetmeye” çevirdiler. 102 gün takip etmişler, sürekli yer değiştirseler de insansız hava aracı ile her an peşindelermiş, Barzanilerin, Arap aşiretlerinin aracılığıyla koparmışlar işi! Takip sırasında 3 MİT görevlisinin yakalandığı bile söyleniyor nasılsa... IŞİD, internette “Türkiye’nin koalisyona girmeme sözü”ne serbest bıraktığını söylüyor. Ekran gülü yağdanlık Tayyar yazmış: “IŞİD operasyonuna Türkiye'nin katılmama gerekçelerinden biri rehinelerdi. Bu kritik süreçte serbest bırakılması CIA'nın bir hamlesidir.” Tam AKP’ye yakışır bir kaos! Biri “operasyon” diyor, biri “temas” diyor, biri de “CIA hamlesi”... Üç AKP’li bir olayda birlik olamıyor. Kafalar karışık. Neler konuşuldu, neyin karşılığı salıverildiler? Bay Tayyip “Velev ki takas...” cümlesi kuruyor. Konsolosun bir telefon hikâyesi var, tam romanlık! Ne hikmetse, teröristler üzerlerini arayıp telefonu almıyor, o da istediği zaman Başbakan ve Cumhurbaşkanı ile konuşuyor, haber veriyor... Rehineler sabahın beşinde Şanlıurfa’ya getirildiği halde, Yetim Ahmet Azerbaycan’dan gelene kadar bekletiliyor, traş bile olamıyorlar! Sonra bir mağaza açtırılıp kıyafet temin ediliyor. Neresinden tutsanız alavere dalavere kokan bir iş... Şimdiii... Türkiye’nin İŞİD’e karşı oluşan koalisyon için bahanesi de kalmadı. Bakalım ne tavır alacaklar? ABD bastırıyor, sınırı mutlaka kapatın diyor. Süleyman Şah’taki askerlerin durumu nedir? Güneydoğu illerindeki hastanelerde IŞİD’çilerin tedavi edildiği konuşulmaktadır. Petrol kaçakçılığına karışıldığı konuşulmaktadır. Türkiye, IŞİD militanlarının geçiş güzergâhı olduğu konuşulmaktadır. Teröristlere askeri müdahaleye katılmama sözü mü verildi? Takas derken, Türkiye’deki polis ve asker katilleri mi serbest bırakıldı? Yoksa tank, tüfek mi verildi? Bina hâlâ IŞİD’in elinde mi? Neden 72 buçuk milleten devşirme bu Allahsız örgüte “terörist” diyemiyorlar? “Cihan devleti” rüyası görenler, 46 vatandaşını 102 gün alamamış, rehineler danışıklı dövüşün aktörü yapılmıştır. Yarın Süleyman Şah’taki askerlerimizi de mi “tane” olarak sayacaklar? Müslümanlıkla alakası olmayan, halife atayıp sözde şeriat kuralları koyan Allahsız katillerin, devşirme batılı köpeklerin lanetlenmesi gerekir. Hiçbir Müslüman devlet, örgüt veya aşiret tarafından desteklenmemesi gerekir... Bu aptal Arap âleminin aşiretlerinden kiminin bu işte ön ayak olması ne kadar üzücüdür. Ama onlar bayram diye kutluyor. Sınırlarımız gibi itibarımız da kalmadı, yazık! Meraklanmayın bu işin önü arkası yakın zamanda ortaya çıkar. Hani Karaman’ın koyunu, sonra çıkar oyunu meselesi!   Mustafa ÖNDER [email protected]