Hatırlayın... Atatürk’ün mirası SHÇEK’in üzerine oturan “yetimin, öksüzün, kimsesiz”in Aile Bakanlığı, onca mala daire ve arsaya sığmayıp aylık 765 bin liraya bir “gökdelen”de kirada oturuyor! Hatırlayın, şimdiki sadrazam, dışişleri veziri iken aylık kirası 49 bin liraya bir evde oturuyordu. Çünkü resmî Dışişleri Konutu’nda I. Padişah Gül kalıyordu. Ama Çankaya boştu! O devirde sadrazam olan Tayyip ise İstanbul’da Dolmabahçe’yi mesken tutmuş, Vahidettin Köşkü’nü gözüne kestirmişti. “Başbakanlık Sarayı” diye, AOÇ’yi delik deşik edip bir saray da yaptırmıştı. Hesabı tuttu, padişah olup hanımefendi de Çankaya’yı kasvetli bulunca, bir fermanla Kaç-Ak Saray’a yerleşiverdi. Mecburiyetten 29 Ekim Resepsiyonu veremedi ama Alevi dedelerine Muharren Aşı vererek caka sattı o sarayda. O saray ki, tanıtım filminde mehter versiyonunda İstiklal Marşı çalıyordu! Padişah ve Sadrazamı el birliği ile “restorasyon”a girişip Cumhuriyeti “Yeni Türkiye” etiketli sahte bir İmparatorluğa dönüştürüyorlar. Tam 1 katrilyon 370 trilyona padişaha 1000 odalı saray! Tam 410 trilyona uçak! Bir de kalkıp demişler ki: “Şunun bunun değil sonunda Türkiye Cumhuriyetinin demirbaş kaydına giriyor. Başka bir yere girmiyor.” Eee utanmadan bir de zimmetinize geçirseydiniz! Neyse, şimdi sıkı durun! 17-25 Aralık’ın sebebi “paralel, virüs, haşhaşi” darbecileriydi ya... AOÇ’nin göbeğine, Çankaya inadının, bütün hukuksuzluğun, korkunç maliyetin sebebi de Gulf Stream imiş! Koskoca Yeni Türkiye’nin “Kaç-Ak Sarayı”nın yapılma nedeni meğerse Avrupa’daki “Gulf Stream sıcak su akıntısı”ymış! Avrupa ve Amerika, “bir gün” bu sıcak su akıntısının sıcaklığı düşünce(!) oralar Sibirya’ya döneceği için, yaşanacak tek yer olarak “Yeni Türkiye İmparatorluğu” kalacakmış... Meğerse padişahımız efendimiz, 1071’in 1000.yılı olan 2071’deki İmparatorluğun sarayını inşa ettirmiş! Beypazarı Belediye Başkanı’nın makam odası neden Osmanlı arması ile donatılmış anladık şimdi! Padişah dediğinin ufku böyle geniş olmalı işte... Öyle yazmış tasmalı TMSF’nin havuz yosması Takvim’in bir köşe yazarı... Yandaş Takvim’in yalaka yazarının fantezisine göre, “başta Kuzey Avrupa olmak üzere Batı’ya hayat veren sıcak su akıntısı bir gün ısısını kaybedecek ve ABD ile İngiltere Sibirya’ya dönecekmiş. Bütün bunlar gerçekleşince dünyanın en güvenli, en verimli ve en bereketli yeri Türkiye’nin merkezindeki Ortadoğu olacakmış!  İşte Cumhurbaşkanlığı Sarayı’na dair tüm dünyadan yapılan eleştirilerin nedeni de; bu ileride Sibirya gibi olacak ülkelerin Türkiye’nin büyümesini ve dev haline gelmesini istememesinden kaynaklanıyor”muş! Yalakalık, dalkavukluk, ikiyüzlülük ve yalanda ipin ucunu kaçıran bir yazar... O tiplerin, peygamber, halife yerine koyabildiği, hatta tanrılaştırdığı ve 54 yıl sonrayı görebilen bir bilge padişah... Ortadoğu’da kocaman bir Yeni Türkiye İmparatorluğu! Amaaa... Padişah, Sadrazamı ve AKP’nin şu anda yönettiği Türkiye’nin Güneydoğu’sunda PKK itleri özerklik ilan ediyor, boktan bir IŞİD’in elindeki 49 rehineyi hapisteki 180 teröristle takas edip kurtarabiliyor, şehirlerinin göbeğinde üniforma giydiremeyip sivil dolaştırdığı asker ve polisini eşkıya kahpece vuruyor, milyarlarca liralık soygun, talan polis, mahkeme ve hakim atayarak ortadan kaldırılıyor, binlerce zeytin ağacını kesilip atılıyor, elin oğlu kalkmış Gulf Stream’den bahsediyor! Milletin 20 milyonu sosyal yardıma muhtaçken, 5 liraya 1 litre benzin alabilirken, bütçe açığı için memurun, öğrencinin servisi kaldırılırken, 2014’te, ithal petrol ve doğalgazdan başka enerji kaynağı yokken, 1 katrilyon 370 trilyona 1000 odalı sarayda saltanat sürmeye kalkmak millete hakarettir! Anadoluyu paramparça etnik yapıya ayır, Türkmenleri bir kenarda bırakıp “Rabia, Gazze, ÖSO, Peşmerge” dostluğuna, PKK ile çözüm müzakerelerine soyun, Ortadoğu’da 3 başkentte büyükelçin olmasın, Atatürk’ün mirasına saray yap! O parayla 1300 okul veya 685 huzurevi, 13 bin konut veya madenlere 2321 yaşam odası, 74 bin büyükbaş hayvan çiftliği kurulur, çiftçiye 2 yıllık mazot desteği veya 13 bin işsiz gencimize 100’er bin lira iş kredisi verilirdi. 1 katrilyon 370 trilyonluk saray öfkesini Avrupa’nın tamamı Sibirya’ya dönüşse soğutamaz! Kaç-Ak Saray için demiş ki padişahımız: “Tüm hassasiyetlerimiz kullanılarak bu yatırım yapılmıştır. Bir tarafta camisi olacak halka açık, diğer tarafta konferans salonu olacak. Bu, şunun bunun değil sonunda Türkiye cumhuriyetinin demirbaş kaydına giriyor. Başka bir yere girmiyor. Bu konuyla ilgili kontrol mekanizmaları bellidir. Bir yanlış suiistimal varsa, bunu yakalar gereğini yapar.” Koca sarayı ayakkabı kutusuna saklayıp üzerinize mi geçirecektiniz yani? Üstelik kim yakalayacak inşaattaki o suiistimali? Danıştay ve Sayıştay yakaladı da ne yaptınız? “Sıkıyorsa gelin yıkın” diyen Gulf Stream miydi?   Mustafa ÖNDER [email protected]