“MİLLET” DEDİĞİNİZ BAŞIMIZA YENİ BİR “İLLET”
Türkiye Cumhuriyeti, 1923’te Mustafa Kemal ve arkadaşlarınca kurulmuştu. Laik, demokratik, sosyal, üniter bir hukuk devletiydi. Devlet, milletiyle bölünmez bir bütündü. Başkenti Ankara, resmî dili Türkçe, bayrağı ayyıldızlı ak bayrak, millî marşı İstiklâl Marşı idi. 780 bin kilometrekarelik o devleti kuran halka “Türk milleti” denirdi. Çünkü “millet” dediğin ortak dili, ortak vatanı, ortak tarihî geçmişi ve kültürel ortaklığı olan topluluktu. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı, Türk milletinin birliğini temsil ederdi. Orada egemenlik kayıtsız şartsız Türk milletinindi. Egemenliğin kullanılması hiçbir zümre, sınıf ve kişiye bırakılmadı. Devleti halkın seçtiği TBMM’deki milletvekillerinden oluşan hükümetler yönetirdi. Yürütme, Yasama ve Yargı, ayrı kuvvetlerdi. Kişi hak ve hürriyeti, haberleşme hürriyeti, din ve vicdan hürriyeti, düşünce hürriyeti, basın hürriyeti vardı. Ormanlar, madenler, meralar, akarsular, kıyılar kamu malı idi. Devlet, halkın refahı için yatırımlar yapar, sanayi kuruluşları faaliyete sokardı. Köyleri, kasabaları, şehirleri ayrımsız aynı anayasa ve kanunlara tabi idi. Yargı bağımsızdı, yargıçlar baskı altında değildi. HSYK, Anayasa Mahkemesi, Danıştay, Yargıtay ve Sayıştay saygındı. Halk, komşusunun Türk mü, Kürt mü, Laz mı, Çerkes mi, Gürcü mü, Ermeni veya Yahudi mi bilmezdi. Kimsenin mezhebi ile derdi yoktu, Sünni, Alevi, Şii, Hristiyan veya Yahudi özgürdü. Hiç ezan susmadı ama çan sesi de duyulurdu. Ruhban sınıfı, şeyhler, şıhlar, dervişler yoktu. Millî bayramları, Cumhuriyet Bayramı, Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı, Zafer Bayramı idi; dinî bayram olarak Ramazan Bayramı ve Kurban Bayramı kutlanırdı. Bu milleti ve devleti sevmek de milliyetçilik, vatanseverlikti. Şimdi ey “Yeni Türkiye” denen ucubenin yaratıcıları! “Başkanlık” düşleri kuran liderinizin şahsî hırsı uğruna anayasayı yamalı bohçaya çevirdiniz. Âdeta İstanbul’u payitaht bilip Ankara’yı gölgelediniz. Devletin kurucusu Atatürk’ün Anıtkabir’ini yıkmaya kalktınız. Sinsi bir Cumhuriyeti itibarsızlaştırma siyaseti güdüyorsunuz. Türk milletine yapmadığınız hakaret kalmadı. Millî bayramlarını yasakladınız, bir 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nda terörist peşmergeye vatanımızda gösteri yapma imkânı bile verdiniz. Anayasadan Türk milleti terimini kaldırmaya kalktınız. Türk çocuklarına Andımız’ı yasakladınız. Dağlardan taşlardan, tabelalardan “T.C.” ibaresini, “Ne mutlu Türküm diyene” gurur vecizesini sildiniz. Güneydoğu’da sınır diye bir şey kalmadı, bölücüler kanton ilan etti, yol kesip haraç alıyor, bayrak yakıyor, içeride milyonlarca Kürt, Arap, Süryani, Yezidi maskeli PKK’li cirit atıyor, komşuda süren savaşta yararlılar memlekette tedavi ediliyor, içeride fistanlı-maskeli terörist, dışarıda Kobani kurtarıcısı kesilenlere silah, techizat yardımı yapılıyor. Söyleyin,“Yeni Türkiye” deyip durduğunuz yer neresi? Sınırları, başkenti, dili, rejimi, halkı, vilayetleri ne? Laik mi, demokratik mi, üniter mi, hukuk devleti mi, ne? Nüfus kimlik cüzdanımızda ne vatandaşı yazacak? Egemenlik milletin ise, padişahın emriyle vekillerin bile bilmediği torba torba kanunlar neden çıkarılıyor? Mustafa ÖNDER [email protected]
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.