TÜRK ÇOCUKLARI HİNT FAKİRLERİ GİBİ
Memleketin “sanatçı” kılıklı artistleri, uyuşturucu partilerinde yakalanıp bolca reklamı yapılırsa... Hapis cezası kesinleşen şarkıcı masum ayakları ile sırra kadem basarsa... Polisin itibarı kalmaz, yakaladığını saçma sapan kanun ve kanaatler yüzünden mahkeme serbest bırakırsa... “Nush ile uslanmayanı etmeli tekdir, Tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir”i bilen eğitimci, öğrencinin kulağını çektiğinde bizzat velinin şikâyeti ile soruşturma geçirirse... Sokakta, otobüste, bahçe duvarının dibinde gençler öpüşürken belaya bulaşmamak için görmezlikten gelinirse... “Saldım çayıra, mevlam kayıra” kafasıyla okula kaydettirdiği çocuğu servis şoförüne teslim edip bir daha okula uğranmıyorsa... Caddeler, AVM’ler, mağazalar, düşük belli, göbeği açık, eteği diz kapağının üstünde, kravatı boynunda salkım saçak, pantolonu liyme liyme kot, marka spor ayakkabılı, tarak görmeyen saçları lüle lüle traşsız, ojeli, makyajlı gençlerle doluysa... “Marka” dediğin pahalıdır, lükstür, israftır. Marka cep telefonları, marka ayakkabı ve kemerler, pantolon ve gömlekler, marka gözlükler, tuhaf sigaralar... Kıyafet serbestliği çocuklar arasındaki gelir dengesizliğinin kışkırtıcısı olmuşsa... Bakanı, vekili, genel müdürü, profesörü bir karış sakalla, atkuyruğu yaptığı saçlarıyla, kot üstüne giydiği ceketle, Hacivat pabucu gibi rugan ayakkabılarla dolaşıyorsa... Alman dazlakları gibi kafa kazıtanlar, tepelerinde Kızılderili tüyü bırakanlar, mafya tipli kirli sakalı hüner belleyenler, donları görünüp arka cepleri baldırlarında sallananlar bizim çocuklarımızsa... Boyunlarından kollarına, göbeklerinden baldırlarına kadar vücutlarının her yanlarını gamalı haçtan Japonca isimlere, saçma sapan resimlerden sevgili adlarına kadar dövme sarmışsa... Çocukların takip ettiği “Recep İvedik” gibi bir ayı tiplemesinin güya komedi filmi gişe hasılat rekoru kırıyorsa... O çocuklar, dengesiz beslediği vücutlarını spor salonlarında, diyet programlarında yamuk yumuk yapıyorsa... Okulların duvar dipleri ve yan sokakları, teneffüs arası ve çıkışta çocukların sigara tüttürme mekânı olmuşken, kimse sorumluluk almıyorsa... AKP’nin dinci politikalarının sonucu “eğitim” olmaktan çıkmış sistemde “yarış atı”na dönmüş çocukların beyninde, “sevgi, vatan, bayrak, millet, iman” kavramı kalmamış, sadece son model telefon ve bilgisayara sahip olabilme hırsı kalmışsa... Ana babasının anlattığı Türk tarihi, Türk milliyetçiliği, Andımız, İstiklal Marşı, Gençliğe Hitabe ve Atatürk’ün itibarı yerlerde sürünüyor, milliyetçilik faşizm ve ırkçılık olarak görülüyor, Atatürk heykelleri yıkılıyor, Türk bayrağı indirilip yakılıyorsa... Devletin başbakanının Soma’da adam tokatladığını, danışmanının sokakta adam tekmelediğini, korumalarının gazeteci tartakladıklarını görüyorsa... Milleti soyup soğana çeviren hırsız, rüşvetçi ve hortumcuların arsızca evlerinde milyar dolarlar stoklayıp yakalanmalarına rağmen serbest bırakılmasını, kendilerini gözaltına alan savcı ve polislerin meslekten atıldığını seyrediyorsa... Damaklarını “pide, kebap, Türk yemekleri”nin tatmin edemediği çocuklarımız İtalyan pizza ve spagettisi, Amerikan hamburgeri, enerji içecekleri, kola ve biranın tutkunu olmuşsa... Özel okul eşitsizliğinde özel arabalarıyla cirit atan çocuklara, çelik jantlı Şahin’lerle bangır bangır ses sistemleri ve lastik yakarak orta halliler cevap veriyorsa... “Her şey paradır”ı haykıran dizilerde alkol ve uyuşturucu, mafya, denetimsizlik, asayişsizlik başrol oynuyorsa, sokaklarda, okul önlerinde zehir satanlarla baş edilemiyorsa... Kuzey Irak’taki Barzani’nin sigaraları 2-3 liraya piyasada pazar buluyorsa... Millî Eğitim’i çıkar ve din ticareti uğruna bataklığa dönüştürmüşseniz, her yere imam-hatip açsan ne olur, her kızın başını örtsen ne olur? “Zor”la varılacak yer, AKP’ye taban, kafir IŞİD’e, Vehhabi El Kaide’ye, Kürtçü PKK’ye eleman yetiştirmekse... Başlarına “iman turnusolu” türban geçirilip daracık pantolon üstüne bedenini ortaya koyan elbiselerle kızlar geziyorsa... Hele o türbanın içindeki yüzü sürme, makyaj ve rujla “bana bak” diye haykırıyorsa... Oralarına buralarına pirsing diye halkalar, mandallar takıyorsa... 13 yılda 5 beceriksiz bakan atayan AKP iktidarının bu ülkeye verdiği zararı siz görün artık... Çevremiz ateş çemberindeyken, yargıda paralel-Tayyip kavgası sürerken ve millet de IŞİD kafiriyle meşgulken eğitimde “türban” serbestliği sağlamak AKP’nin meşrebindendir. O yönetmeliğin tek doğrusu pirsing takma, dövme yaptırma, saç boyama ve makyaj yapma ve bıyık ve sakal bırakmanın yasaklanmasıdır. Gerisi alavare dalavere, yalan dolan, talan, soygun... Türban da sadece tabanına bir parmak baldır! Onların tek gerçeği ranttır, gerisi teferruat! Mustafa ÖNDER [email protected]
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.