Zeytin Dalı Haraekatı'nda sınırlarımız tamamen emniyete alınmış durumdadır. Hatay ve Kilis'in terör örgütüyle bağı kesildi ve Afrin bir hilal şeklinde kuşatmaya alındı. Şimdiye kadar Afrin topraklarının dörtte birine yakınının kontrole alındığı açıklanmıştır. Bu çok önemli bir başarıdır. İlk direnç kırılmış, karşımızdaki katil sürüsünün püskürtülmesi ve yok edilmesi için en kritik bölgeler kontrole alınmıştır. Yine bölgedeki toplam terörist sayısının dörtte biri yok edilmiş, sayı ve moral bakımından hain sürüsü çökertilmiştir. Ne yaparlarsa yapsınlar, dayanma ihtimallerinin bulunmadığı hem teröristlere, hem de onların asıl sahiplerine net biçimde gösterilmiştir.

Harekatın ikinci aşamasına geçilmesi için hazırlıkların tamamlandığı anlıyoruz. Meskun mahallere sıra gelmiştir. Önce Cinderes ve Raco'nun sonra da Afrin şehir merkezinin bu kalleş teröristlerden temizlenmesi için çok dikkatli, ama bir o kadar da kararlı bir operasyon için son hazırlıklar yapılıyor. Şimdiye kadar ki terör mücadeledeki bütün birikimlerimizden, sahada tecrübe kazanmış ehil ve cevval güvenlik güçlerimizden ve bunlarla birlikte artık kendi imkanlarımızla sahip olduğumuz teknolojik unsurlardan faydalanacağımız anlaşılıyor. Polis ve Jandarma Özel Harekat birimleri bölgeye sevk edilmiştir. Doğrusu da budur. Böylece hem sivillere hiç zarar verilmeyecek, hem de karşımızdaki hainler inlerinden temizlenecektir. Bunu yapacak güç, tecrübe, teknoloji, silah, mühimmat, kuvvet ve kudrete sahibiz. Dualarımız hiç şehit verilmemesi içindir.

AFRİN TEMİZLENMELİDİR

Afrin'in tamamen kontrole alınması, tercih değil zarurettir. CHP'nin şehir merkezine girilmemesi önerisi ciddiye alınacak bir şey değildir. Afrin'i temizlemezsek, şimdiye kadar verdiğimiz şehitler, harcadığımız emek ve zaman hiçbir anlam ifade etmez. Karşı karşıya olduğumuz tehdit ve tehlike aynen, hatta daha da artarak devam eder. Terör unsurları ve onların asıl sahipleri Türkiye'nin şehir merkezine girmemesini bir zafiyet, mücadelede yetersizlik olarak değerlendirir ve daha da azar. Bununla da kalmaz, Menbiç'deki kepazelik kalıcı hale gelir. PKK ve PYD oradan ilerleyerek Afrin'le birleşir ve Akdeniz koridorunu tamamlamak için yeniden harekete geçer. Fırat'ın doğusunda elimiz kolumuz bağlanır ve mevcut hazin durumu kabul etmek zorunda bırakılırız. Bir süre sonra çok daha kalleş, çok daha rezil saldırılarla muhatap oluruz ve yeni bir operasyon yapmaya kalkışmamız durumunda bütün dünya karşımıza dikilir. Bu kadar açık ve net olmasına rağmen CHP'nin Afrin merkezine girilmemesini teklif etmesi, akla ziyan bir durumdur.Hiçbir şekilde iyi niyet içermediği gibi, bu ülke ve milletle meselesi olanların işini kolaylaştırmak, onlara yeni gerekçeler sağlamaktan başka da sonuç doğurmamaktadır. Biz CHP'nin çok ciddi bir milli güvenlik sorunu haline geldiğini boşuna söylemiyoruz. Bu teklif, PKK'ya malzeme vermekten, HDP ile ağızbirliği etmekten başka bir anlam taşıyor mu? Bu durum bir milli güvenlik tehdidi değil de nedir?

TELAŞLARI BOŞUNA

Afrin'deki kararlılığımız, kahramanlığımız ve buna bağlı olarak elde ettiğimiz yüksek başarının, bölgede hesabı olan herkesi çok endişelendirdiğini ibretle izliyoruz. PYD denilen katil sürüsüne bu kadar silahı, eğitimi, parayı, imkanı niye verdikleri, bu telaşlarından bellidir. Afrin'i son sınırlarına kadar yüksek ve sağlam şekilde tahkim ettiklerini, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin bu tahkimatı aşmakta zorlanacağı, kayıplar vereceğini ve bunun da hem moral bozukluğu oluşturacağını, hem yeni tartışmalar başlatacağını ve harekatın başarısızlığa uğrayacağını zannediyorlardı. Bütün hesaplarını buna göre yapmışlardı. Nitekim, CHP, HDP ve onların uzantıları üzerlerine düşen görevi yapmaya, moral bozmak, harekatı sulandırmak ve milli birliği zedelemek için ileri geri konuşmaya, olmayacak bahaneler üretmeye daha ilk günden başladılar. Ancak, çok şükür kahramanlarımız, dünyanın hayranlıkla ve kıskançlıkla izlediği bir büyük mücadele ile hem hainleri yok etti, hem sivilleri korudu, hem de hedefine ilerledi. Bütün hain hevesleri, yapılan kirli hesapları boşa çıkardı.

ABD'DEN YENİ BİR ALÇAKLIK

Afrin şehir merkezi mutlaka ve mutlaka bu eli kanlı katillerden temizlenecek ve huzura kavuşturulacaktır. Sonrasında Menbiç ve Fıratı'ın doğusunda aynı mücadele verilecek ve sınırlarımız teminat altına alınacaktır. PKK ve PYD ile ülkemizin ve sınırlarımızın bağının bütünüyle kesilmesi şarttır. Bu hain süresine hayat hakkı tanıyamayız. Bunlar var oldukça bize huzur yoktur. Bu kararlılığı bütün dünyaya gösterdik. Şimdi buna nasıl engel olabileceklerini düşünüyorlar.ABD Dışişleri sözcüsünün Birleşmiş Milletler'in aldığı bir aylık ateşkes kararına Zeytin Dalı Haraketı'nın da dahil olduğunu söylemesi akla ziyan bir durumdur ve Türkiye'yi durdurmak için ne kadar alçalabileceklerinin göstergesidir.

HEPSİNE YETERİZ

Türkiye terörle mücadele ediyor. Mücadele bütün dünyanın terör örgütü olarak gördüğü ve kabul ettiği PKK, PYD, DEAŞ gibi unsurlara karşı yapılıyor. ABD başta olmak üzere, müttefiklerimiz, dostlarımız, BM, NATO ve AB gibi kurumlar eğer zerre kadar samimi olsalar yükümlülüklerinin gereği olarak, bu mücadelede yanımızda olur, bize destek verirler. Türkiye'nin yok ettiği teröristlerin kendileri için de bir tehdit oluşturduğunu unutmazlar. Tam tersine Türkiye'yi durdurmaya, vazgeçirmeye ve teröristleri cesaretlendirmeye uğraşıyorlar. Bu bırakın müttefikliği, açık bir düşmanlıktır ve Türkiye her kim olursa olsun bütün düşmanlarını yok edecek güç ve kudrete sahiptir.