Hep ters taraftalar
Doğu Akdeniz’de sondaj yapıyoruz, en büyük rest CHP’den geliyor. KKTC’ye sahip çıkıyoruz, itiraz CHP’den yükseliyor. Libya ile tarihi bir anlaşma imzalıyoruz, Yunanistan’dan önce CHP ipe un seriyor. Tank yapmak için harekete geçeriz, CHP kazan kaldırır ve işi bozmak için seferberlik ilan eder. S-400 alırız, ilk itiraz CHP’den duyulur.
Son günlerin öne çıkan konusu, İstanbul’a yapılması düşünülen kanal projesi oldu. Projenin doğruluğu yanlışlığı ayrı bir meseledir. Mutlaka iyi düşünülmeli, hesabı kitabı doğru yapılmalı, getireceği götüreceği çok titiz biçimde hesaplanmalıdır. Bugünkü yazı konumuz bu değil. Kanal İstanbul vesilesi ile CHP’nin nasıl bir çıkmazın içine sürüklendiğini, bu ülkenin gerçeklerinde ne kadar kopuk ve hatta habersiz olduğunu bir defa daha gördük.
HER ŞEYE İTİRAZ EDİYORLAR
CHP siyaset yapmayı karşı çıkmak, reddetmek, kriz çıkarmak, gerginlik oluşturmaktan ibaret zannediyor. Her ne olursa olsun, kendileri ve kendilerini destekleyip onaylayanların dışında, her şeye karşı çıkıyor ve reddediyorlar. Önce bir anlayın, dinleyin, sorun, inceleyin ona göre kararınızı verin. Hayır, böyle bir şey lügatlarında yok, siyasetlerinde hiç bulunmuyor. Özellikle iktidardan ve Cumhur İttifakı'ndan gelen istisnasız her şeye, her karara, her teklife, hiç düşünmeden verdikleri tek ve değişmez bir cevap var: İstemezük. Bunu yaparken bir de öyle bir fırtına koparıyorlar ki, savaş çıktı zannedersiniz. Bu keşmekeş içinde belki doğru düşündükleri, doğru söyledikleri istisna cinsinden bir şey varsa, o da arada kaynayıp gidiyor.
MİLLÎ MESELELERE DE DİRENİYORLAR
Kanal İstanbul’a hayır demelerinde bizi şaşırtan bir şey yok. Zira, bunlar Boğaz köprülerinin her birine, İstanbul için yapılan havaalanı dahil bütün yatırımlara da karşı çıkmış, reddetmiş ve hatta şikayette bulunmuşlardı. Sonra karşı çıktıkları bütün eserleri en çok kullanan, en çok faydalanan kendileri oldu. Bu, “istemezük” tavrı sadece yatırımlarla da sınırlı kalmıyor. En hayati meselelere, milli konulara, Türkiye’nin hak ve menfaatlerini korumasına da direniyor ve reddediyorlar. Fırat Kalkanı’na, Zeytin Dalı’na ne dediklerini, ne yaptıklarını Türk milleti ibretle izlemiştir. Barış Pınarı Harekâtı’na PKK, ABD, AB ülkeleri, HDP ve İP karşı çıktı. Bunların alayından daha fazla gürültüyü CHP kopardı. Neye hizmet ettiklerini, nereye koştuklarını, varın siz anlayın artık.
İŞLERİ GÜÇLERİ BOZGUNCULUK
Doğu Akdeniz’de sondaj yapıyoruz, en büyük rest CHP’den geliyor. KKTC’ye sahip çıkıyoruz, itiraz CHP’den yükseliyor. Libya ile tarihi bir anlaşma imzalıyoruz, Yunanistan’dan önce CHP ipe un seriyor. Bu anlaşmanın arkasını doldurmak, devamını sağlamak ve kalıcı hale getirmek için birtakım tedbirler alınıyor ve Akdeniz’i kontrolde tutmak için Türkiye ile birlikte hareket eden Libya hükümetine yardım ve destek sağlanıyor. İlk itiraz eden, ortalığı ayağa kaldıran, yalan yanlış şeylerle bozgunculuk yapan, “Ne işimiz var Libya’da” diyerek, yine CHP oluyor. Tank yapmak için harekete geçeriz, CHP kazan kaldırır ve işi bozmak için seferberlik ilan eder. S-400 alırız, ilk itiraz CHP’den gelir. Herkesten önce NATO’nun savunuculuğuna soyunurlar. NATO’daki görevlerimizi yerine getiririz, bu defa da tam tersi bir tavırla, bu ittifaktan artık çıkmamız gerektiğini teklif ederler. AB üyeliğinden ikili ilişkilere, ortak yatırımlardan özelleştirmelere kadar her gelişmede Türkiye nasıl bir pozisyon alıyorsa, CHP mutlaka tam ters tarafta duruyor ve “istemezük” diyerek direniyordur.
İNCİRLİK ÖRNEĞİ!
Bir an için CHP’yi dinleyin ve şimdiye kadar yaptıklarınızın tam tersi yönde hareket edip, ona göre karar alın. Mesela Suriye’deki rejimle diyalog kurun. Barış Pınarı ve daha önceki harekâtlarla elde ettiğiniz avantajlardan vazgeçip, geri çekilin. Akdeniz’i boşaltıp, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile uzaktan selamlaşın. CHP yine “istemezük” diye haykıracak, bu sefer de bugün söylediklerinin tam tersini savunarak karşı çıkacaktır. Örnek mi istiyorsunuz. ABD ile yaşadığımız her gerginlikte İncirlik ve Kürecik meselelerini ilk gündeme getirip, buraların kapatılmasını öneren CHP olur. ABD Senatosundan bütün tarihi gerçekleri yerle bir eden, düşmanlık içeren, Ermeni iftiralarına yol veren bir tasarı kabul edildi. ABD’nin kalleşliklerinin, düşmanca tavrının son versiyonu olan bu karar karşısında, mutlaka bir şeyler yapmak gerekiyor. Sayın Cumhurbaşkanı, tasarının Beyaz Saray tarafından da onaylanması durumunda İncirlik ve Kürecik’in kapatılmasının gündeme geleceğini söyledi. Bu durumda beklersiniz ki, CHP’den olumlu bir yaklaşım gelsin. Ne gezer? Yapılan açıklama, bu kararın riskli olabileceği ve iyi düşünülmesi gerektiği yönünde oldu. Hiç şüpheniz olmasın, bu kapatma kararı daha da netleşsin, ilk karşı çıkan, rest çeken yine CHP olacaktır.
SİCİLİN DİĞER SAYFALARI
Türkiye’nin işine gelen, elini güçlendiren, etkinliğini arttıran her ne varsa CHP mutlaka karşı tarafta yer almıştır. Türkiye ile meselesi olan her kim varsa, CHP her zaman onların yanındadır, onlarla beraberdir. Bu sicile PKK uzantıları ile kurulan ittifakları, PYD’yi terör örgütü olarak görmeme beyanlarını, FETÖ’nün ateşli sözcülüğünü ekleyin. Bir de bu CHP’nin iktidar olduğunu, Türkiye’yi yönettiğini düşünün. Boşuna, “Bu ülkenin en ciddi ve ivedi sorunu CHP’dir” demiyoruz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.