Malazgirt ve Büyük Taarruz

Türkün Anadolu ile bütünleşmesinin, şan ve şerefle iki büyük destanının yazıldığı kutlu günü, onur ve gururla kutladık. Bu toprakları vatan yapan Malazgirt zaferinin 948’nci yılını, işgal ve ihaneti Anadolu’dan söküp atan büyük taarruzun 97’nci yılını geride bıraktık. Sultan Alpaslan ceddimiz, Mustafa Kemal Atatürk rehberimiz ve Cumhuriyetimizin kurucusudur. Bunun dışında hiçbir şeyi ne söyleriz, ne kabul ederiz, ne de aksi iddialara izin veririz.

SULTAN ALPSLAN’IN ANI’YI FETHİ

Ağustos Türk tarihinde zaferler ayıdır. Nitekim, Anadolu’nun Türk toprağı olmasının yolu Malazgirt Zaferinden 7 yıl önce, yine bir Ağustos ayında kazanılan büyük bir zaferle açılmıştır. Ebû’l Hasan Harakâni Hazretleri’nin Kars’ta gönülleri fethetmesiyle başlayan Anadolu’nun Türkleşmesi, Sultan Alparslan’ın 21 Temmuz 1064’de başlayan ve 21 gün süren kuşatma sonrasında Anı şehrini fethetmesi ile yeni bir aşamaya ulaşmıştır. Anı Şehri, şimdiki Kars’tan daha geniş bir coğrafyayı içine alan, surlarla çevrili, çok müstahkem bir yerdi ve dünya siyasetinde önemli bir yer tutuyordu. Bu gün bile Anı surlarındaki Selçuklu okları izlerini, (Kevek) denilen küfeki taşlar üzerinde görülmektedir.

FETHİYE CAMİİ VE CUMA NAMAZI

16 Ağustos 1064 tarihinde Anı’nın fethi üzerine Alparslan buradaki Katedrali, “Fethiye” adlı camiye çevirmeleri için ustalara emir verdi. 17 Ağustos salı sabahı işe başlayan Selçuklu ordusundaki mimar ve yapı ustaları 20 Ağustos Cuma sabahına kadar dört gün geceli gündüzlü çalışarak Fethiye camiine mihrap ile minber yaptılar, vaaz için kürsü koydular. 20 Ağustos 1064 Cuma günü Şanlı Anadolu Fatihi Alparslan, Anı Fethiye camiinde oğlu Melikşah ve Başveziri Nizamülmülk’le birlikte ilk cuma namazını kıldı. Sonrasında Alp Arslan, Kars’ta hüküm süren Gagik’a elçi salıp huzuruna çağırdı ve şehri teslim aldı. 1064 yılı fetihleri, milli varlığımız ve dünya tarihi bakımından çok önemlidir. Bu zaferler, büyük Türk milletinin Anadolu’da tam ve kesintisiz olarak varlığının ilanı olmuştur.

ANADOLU’NUN TÜRKLEŞMESİ

Kars’a Selçuklu ordusuyla giren Alparslan’ın yaptığı ilk iş, Harakanî Hazretleri’nin kabrini ziyaret etmek oldu. Harakâni Hazretleri 1033 yılında Kars’ta bulunan Yahniler dağında düşmana karşı savaşırken şehit düşmüştür. Şehadetinden önce, Sultan Alpaslan’ın Kars’ı alarak Türk toprakları haline getirmesinde, Anadolu’nun Türkleşmesinde ve Selçukluların bugünkü coğrafyamıza yerleşmesini kolaylaştırmakta büyük hizmetleri olmuştur. MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli 1 Ekim 2010 tarihinde Anı’ya giderek Fethiye Camii’nde Cuma namazı kıldı ve sonrasında da Ebû’l Hasan Harakâni Hazretleri’nin Kars’taki türbesini ziyaret etti.

DÜNYA TARİHİ DEĞİŞTİ

Malazgirt zaferi, 26 Ağustos 1071 tarihinde Büyük Selçuklu Devleti ile Bizans İmparatorluğu arasında meydana gelen ve Selçukluların mutlak zaferi ile sonuçlanan büyük bir destandır. Bu zaferle birlikte, sadece Türk ve İslam tarihi değil, dünya tarihinin akışı değişmiştir. Savaştan sonraki 10 yıl içerisinde Türkler Anadolu’nun her yerine yayılmış ve İznik merkezli Türkiye Selçuklu Devleti tarihteki yerini almıştır. İslâm dünyasında Selçuklu sultanlarının liderliğini üstlendiği yeni bir devir açılırken Bizans İmparatorluğu, 1453 yılında İstanbul’un fethine kadar devam edecek olan bir gerileme ve çözülme dönemine girmiştir.

TÜRK MİLLETİNİ CESARETİ

26 Ağustos, Türk milletinin silkinip ayağa kalkmasının bir başka tarihidir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kuruluşunun yolunu açan büyük zaferin başladığı gündür. 97 yıllık geçmişimize dönüp baktığımızda bizi son derece gururlandıran, onurlandıran ve heyecanlandıran başarılar gördüğümüz gibi, üzüldüğümüz, kırıldığımız, hatta telaşlandığımız gelişmelere de şahit olduk. 15 Temmuz, 95 yıllık geçmişimizin en büyük ihaneti, en büyük kalleşliğidir. Savaşlar, darbeler, krizler ve teröre rağmen dimdik ayakta kalabilmişsek, bu 26 Ağustos ruhunun devamı ve Türk milletinin feraseti ve cesareti sayesindedir.

YENİ ZAFERLER

Tarihimizi gençlerimize iyi ve doğru öğretmek zorundayız. Ne Malazgirt zaferini unutabiliriz, ne büyük taarruzu görmezden gelebiliriz. Her ikisi de şanlı Türk tarihinin eşsiz destanlarıdır.Bugünümüzü anlamak, geleceğimizi şekillendirmek için geçmişimizi anlamak, anlatmak ve yaşatmak zorundayız. Malazgirt zaferinin önem ve anlamına uygun şekilde kutlanması, Ahlat’ın yeniden hatırlanmış olması çok yerindedir ve memnuniyet vericidir. 30 Ağustos zafer bayramını da aynı heyecan ve gururla kutlayacağız. Zor ve sıkıntılı bir süreçten geçiyoruz. Etrafımızdaki amansız kuşatmayı yarmak, terör ihanetini yok etmek için tam bir seferberlik halindeyiz. Ağustos ayının kalan günlerinin bu zorluğun aşılmasında çok hayati bir öneme sahip olan Fırat’ın doğusunun terörden temizlenmesine şahitlik etmesi en büyük temennimiz ve beklentimizdir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Orhan KARATAŞ Arşivi
SON YAZILAR