Ne dediler ne oldu?

Seçim sonuçlarında bizim için hiçbir sürpriz yoktur. Bunu kuru bir laf olarak buraya yazmıyoruz. Daha önce söylediklerimiz ve yazdıklarımız bu tespitimizin şahididir. MHP'nin bir ilanla teşekkür ettiği iftira, itham ve isnat cephesi parselledikleri televizyon ekranlarında, ele geçirdikleri gazete sütunlarında kin ve garez kusup milletin aklıyla alay ederken, biz bunlara itibar edilmemesi gerektiğini, gerçeğin böyle olmadığını anlatmaya çalıştık. Bir allame olduğumuz iddiasında asla değiliz. Bu milletin bir evladı olarak, günlük hayatın içindeyiz ve ne olup bittiğini yakından izliyoruz. İşimizin gereği olarak 35 yıldır siyasetin tam ortasında yer aldık. Çok daha önemlisi Sayın Devlet Bahçeli gibi, bilge bir lideri takip ediyor, açıklamalarını ve değerlendirmelerini mihenk alıyoruz ve gerisi kendiliğinden geliyor.

HDP'NİN BARAJI AŞMASINI CHP SAĞLADI

Biz seçim öncesinde millet ittifakı denilen oluşumun, aslında bir HDP ittifakı olduğunu söylemiş daha 18 Mayıs tarihinde şunları yazmıştık: Adına "millet ittifakı" dedikleri şey, üst aklın bir araya getirdiği bir programdır. Bu programın merkezinde de HDP vardır. HDP olmadan ne Cumhurbaşkanı seçtirme, ne de mecliste çoğunluğu ele geçirme iddiaları olabilir. Siyasi hesaplarının tutma ihtimali bize göre yüzde bir bile değildir ve o da ancak HDP ile kurdukları ortaklıkla mümkündür. HDP'nin baraj altında kalması bütün araştırmacıların hemfikir oldukları bir durumdur. Ama göreceksiniz, bunun için de tedbir alacaklar ve CHP tıpkı 15 milletvekili olayında olduğu gibi, HDP'nin barajı aşabilmesi için bazı seçmenlerine özel görev verecektir. Buna ittifak içindeki diğer partilerin de katkı yapmaları ihtimal dahilindedir. Demirtaş'a güzelleme yapıp serbest bırakılmasını isteyenler HDP'ye seçmen kaydırmakta da sakınca görmeyeceklerdir.

Bugün bütün yorumcular, araştırmacılar, siyasi uzmanlar HDP'nin CHP'den gelen oylarla barajı aşabildiğini söylüyorlar. "CHP'nin HDP'ye doğru eriyişini iyi görmek lazım. Radikal sol, ayrılıkçı Kürt hareketini

kendisine ana kitle yapıyor ve CHP'yi de dönüştürüyor." Yorumları yapılıyor.

BU REZİLLERİ ACIYARAK TAKİP EDİYORUZ

Seçimlerin 10 gün öncesinde, yani seçim yasaklarının başlamasına saatler kala, istisnasız bütün kamuoyu araştırma sonuçlarında MHP yüzde 10'un altında gösterildi. Hatta grup kuramayacağını iddia eden soytarılar dahi çıktı. Bütün bu rezillikler sahnelerinken biz aynen şunları yazdık: Seçim günü yaklaştıkça işin rengi ortaya çıkmaya başladı. Cumhur ittifakının ve bu ittifak içindeki MHP'nin 24 Haziran seçimlerinin yıldızı olacağı artık belli olmuştur. Bu durum hayatın akışına da, siyasetin gerçeklerine de, ülkenin şartlarına da son derece uygundur ve olması gerekendir. Sıfır ihtimal dahi olsa, aksi bir durum devletin yıkımı, milletin intiharı, Türkiye'nin felaketi olur.

Cumhur İttifakı, gücünü millet aklından alan, ufkunu istikbalin aydınlığıyla aralayan tarihi bir uzlaşma, milli bir anlaşmadır. Türkiye çok cepheli saldırı ve tahriklerle boğuşurken, tesis ve temin edilmiş Cumhur İttifakı milli istiklalin güvencesi, milli iradenin ümit çeşmesi, kucaklaşma zeminidir. MHP bu ittifak içinde kendi amblemi ve kendi listeleri ile seçime girmektedir. Çok dikkatli seçilmiş, güven veren, ehil, liyakatli, dürüst, genç, dinamik, bilgili ve donanımlı isimlerden oluşan bir milletvekili listesi hazırlanarak, milletin huzuruna çıkılmıştır. Nitekim, millet MHP adaylarını bağrına basmış ve büyük bir ilgiyle sahiplenmiştir.

Seçim sonrasında bambaşka bir tablo ortaya çıkacak ve yeni bir dönem başlayacaktır. MHP'nin güçlü bir şekilde mecliste temsil edileceğinden en küçük bir kuşkumuz yoktur. Hükümet kurma görevi Cumhurbaşkanında olacaktır. Sayın Erdoğan'ın nasıl bir hükümet kuracağı kendi bileceği iştir. Ancak yaptığı bazı açıklamaların satır aralarında, MHP'ye özel bir vurgu olduğunu görüyoruz. Türkiye'nin MHP'siz yönetilemeyeceğini artık sayın Erdoğan'da biliyor ve çok iyi görüyor. MHP Türkiye'nin dengesidir. Birliğin, beraberliğin, kardeşliğin adresidir. Birbirinden ayrılması imkansız olan demokrasi ve milliyetçiliğin, asla yıkılmayan kalesidir. Yaptıklarının söylediklerinin isabeti ve faydası defalarca kanıtlanmıştır. Kandil'e Türk bayrağı dikilmesi bunun en son ve en çarpıcı örneklerinden birisidir.

Şimdi televizyon ekranlarını parselleyen muhteremlerin ağız birliği ile büyük bir pişkinlikle bütün söylediklerini unutup, yüzleri hiç kızarmadan yaptıkları yorumları ibretle izliyoruz. Tam da bizim söylediğimiz noktaya gelmiş olmalarını biraz tebessümle, ama en çok da acıyarak takip ediyoruz.

TEZGAHLARI UNUTMADIK

Cumhur ittifakını başarısız kılmak için söylenenleri, yapılanları ve kurulan tezgahları ne unuttuk, ne de şimdi sureti haktan görünen münafıklara itibar ediyoruz. Seçimin 5 gün öncesinde yani 19 Haziran'da bu soytarıları ifşa etmiş ve akıbetlerini şu cümlelerle hatırlatmıştık:

Çok büyük bir oyun oynanıyor. Türkiye Cumhuriyeti ve Türk milleti ile hesabı olanlar, bütün imkanlarını seferber etmiş durumdalar. Daha önce, terörden darbeye, provokasyondan ekonomiye her yolu deneyerek alamadıkları sonucu, bu defa sandıktan çıkarmaya uğraşıyorlar. PKK uzantısı HDP ve FETÖ merkezli 5 benzemez ittifakı bunun için kurulmuş, bu maksatla aynı havayı teneffüs etmeye tahammülü dahi olmayanlar bir araya getirilmişlerdir. Şeytani planlarla milletin zihni bulandırılmak isteniyor. Sanal başarı hikayeleri yazılıp, sonra da sahnelenerek bilgisi, birikimi, çapı, yeteneği, geçmişi son derece yetersiz olan adaylar parlatılmak isteniyor. CHP'nin kerameti kendinden menkul ince adayı, sanki gökten zembille inmiş gibi anlatılıp, neredeyse bu millete bir lütuf olarak sunuluyor. Oysa 16 yıllık siyasi geçmişi başarısızlıkların, yetersizliklerin ve kayıpların yekunundan ibarettir. Bu siciline bir de PKK uzantısı HDP'ye el uzatmayı, bu terör uzantısı partinin hapishanedeki başını sahiplenmeyi eklemiştir. Başka hiçbir gösterge olmasa dahi, PKK siyaseti ile varılacak bir yolun sonundan kime ne fayda gelebilir? Bu ülkenin geleceğini PKK ve onların siyasi uzantılarında aramak bir zulümdür ve bu zulmü millete reva görenlerin sandıkta ağır bir tokat yemeleri kaçınılmazdır.

Bizi yanıltmadığı için aziz milletimize şükranlarımızı sunarken, bu milletin evladı olmaktan bir defa daha gurur ve onur duyuyoruz. Bize, aklımızı haktan ve haklıdan yana kullanma iradesi veren Rabbimize şükrediyoruz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Orhan KARATAŞ Arşivi
SON YAZILAR