Dışarıdan gelip bizi yenemeyenler, içeriden çözmek ve çökertmek için her yolu deniyor, her fırsatı kullanıyorlar. Hiç kimse FETÖ tehlikesinin bittiğini ve geride kaldığını söyleyemez. Kravatlı terörist Selahattin Demirtaş’ı temize çıkarma gayretleri, PKK’ya yeni zemin arayışıdır. Yunanistan’ın azgınlıkları, artık ciddi biçimde sabrımızı zorlamaya başlamıştır.

Hiç şüphe yok ki, Türkiye bir kuşatmaya alınmış ve iflahının kesilmesi için kesif bir saldırı ile karşı karşıya kalmıştır. Cumhur İttifakı'nın dirayeti, direnci, gayreti ve azmi ile bu saldırılar püskürtülmüştür. Ancak tehdidin bittiğini, tehlikenin geçtiğini söylemek imkânsızdır. Dışarıdan gelip bizi yenemeyenler, içeriden çözmek ve çökertmek için her yolu deniyor, her fırsatı kullanıyorlar. Kullandıkları aparatlar gayet açıktır ve çok yönlüdür.

KİM BİLİR DAHA NELER VAR

         Bugün hiç kimse FETÖ tehlikesinin bittiğini ve geride kaldığını söyleyemez. Aradan 3 yıla yakın bir zaman geçmiş olmasına ve büyük bir mücadele verilmesine rağmen, hâlâ aktif olduklarını, hâlâ fırsat kolladıklarını görüyoruz. Ortaya çıkan yeni bilgi ve belgeler ne kadar derinlere sızdıklarını, ne kadar organize olduklarını ve neler yapabildiklerini de ispatlıyor. FETÖ’den tutuklu bulunan emekli Korgeneral Metin İyidil’in serbest bırakılması olayı, çok dikkat çekicidir. Devletin en mahrem, en stratejik kurumlarına nasıl sızdıklarını ve buraları nasıl kullandıklarına dair ortaya çıkan belgeler çok çarpıcıdır. Kim bilir daha bilmediğimiz, ortaya çıkarılmamış ve hatta hâlâ aktif olan daha neler, daha kimler var. Bu gelişmeler aynı zamanda Sayın Bahçeli’nin yaptığı “sivil ve siyasi ayağın ortaya çıkarılması” çağrısının ne kadar önemli ve ne kadar ivedi olduğunu da belgeliyor.

KRAVATLI TERÖRİSTİ TEMİZE ÇIKARMA GAYRETLERİ

         Bir diğer terör örgütü PKK ile mücadele ayrı bir başlıktır. Bu terör örgütünün bulunduğu her yerde yok edilmesi için destansı bir mücadele verilmektedir ve çok başarılı sonuçlar alınmıştır. Ancak bu durum en küçük bir gevşemeye, en küçük bir ihmale fırsat vermemelidir. Kaldı ki, sıkışan ve zor duruma düşen bu kanlı örgütün yeni kalleşliklere yönelmesi mümkün olabileceği gibi, siyasi alanda da bazı teşebbüsleri olduğunu görüyoruz. HDP üzerinden yeni bir zemin arama gayretleri artmıştır. Ne acıdır ki, CHP ve yancıları da bu ihanete ortaklık etmektedirler. Kravatlı terörist Selahattin Demirtaş’ı temize çıkarma gayretlerinin ve buna bağlı olarak oynanan tiyatroların, kurulan ittifakların, Serok Ahmet kaynaklı açıklamaların PKK’ya cesaret vermek dışında hiçbir izahı yoktur. Kimse aklımızla alay etmesin ve bu rezilliği demokrasi, insan hakkı, seçilmişlik gibi kılıflara sararak bize yutturmaya kalkışmasın. Her ne hikmetse demokrasi, barış ve insan hakkı gibi kavramlar sadece terör, bölücülük, ihanet ve yıkım olduğu zaman akıllarına geliyor. Nitekim kravatlı terörist Selahattin Demirtaş’ın hapishaneden yaptığı açıklamada bütün ihanetlerini bu kavramlara sarmaya çalıştığını bir defa daha ibretle gördük.

 YUNAN AZGINLIĞI

         İçeriden çökertme gayretlerine paralel olarak, dışarıdakiler de elbette boş durmuyor. Yunanistan’ın azgınlıkları artık ciddi biçimde sabrımızı zorlamaya başlamıştır. İşgal ettikleri adaları silahlandırmaları açık bir düşmanlıktır ve bunun eninde sonunda kendilerine bir bedeli olacaktır. Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın bugün gazetemizde yer alan açıklamaları son derece önemli ve isabetlidir. Yunanistan haddini daha fazla aşmamalı, Türkiye’nin uluslararası hukuktan doğan hak ve çıkarlarını koruma gayretlerine saygı göstermelidir. Her zamanki çığırtkanlığı, şımarıklığı, ortalığı ayağa kaldırma girişimleri beyhudedir ve bir sonuç vermesi hiçbir şartta mümkün değildir. Sadece kendilerini kandırıyor, kendi vatandaşlarını aldatıyorlar.

ABD VE RUSYA İLE HASSAS DURUM

         ABD ve hatta Rusya ile ilişkilerimiz çok hassas bir durumdadır. Rusya ile her ne kadar stratejik iş birliği noktasına gelmiş olsak da, her şeyin yolunda olduğunu söylemek imkânsızdır. İdlib’de verilen sözler tutulmadığı gibi, Türkiye’nin itirazlarının da dikkate alınmadığını görüyoruz. Libya’da Hafter’i karşımıza dikenlerden birinin de Rusya olduğu ayrı bir gerçektir. Çok daha dikkatli ve hassas bir diplomasi yürütülmesi gereği orta yerde durmaktadır. ABD’nin  tehditleri ve yaptırımları, dirayetli duruşumuz sayesinde bir sonuç vermedi. Şimdi tekrar sureti haktan görünmeyi deneyecekleri, havuç uzatacakları ve yeni taktiklerle karşımıza çıkacakları anlaşılıyor. Arkadan dolanarak, içimizdeki satılmışları, iş birlikçileri kullanarak Türkiye’nin başta Türk Silahlı Kuvvetleri olmak üzere stratejik kurumlarını tekrar ele geçirmek için karanlık planlar yapıldığı, kendi yayınladıkları raporlara yansımıştır.

SU UYUR, DÜŞMAN UYUMAZ

         Su uyur, düşman uyumaz demişler. Fransa, İsrail, Mısır, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkeler, kurdukları şer ittifakı ile Türkiye’nin Akdeniz’deki kazanımlarını baltalamaya uğraşıyorlar. Libya’daki avantajlarımızı yok etmek için terörist Hafter üzerinden yeni bir düzen kurulmak isteniyor. Ne yaparlarsa yapsınlar, biz birlik olur, milli bütünlüğümüzü sağlar ve kendi menfaatlerimizi her şeyin önüne geçirirsek sonuç almaları mümkün değildir. Cumhur İttifakı bu duruşun sembolleşmiş ve test edilip onaylanmış hali ve Türkiye’nin milli güvenliğinin ve toprak bütünlüğünün teminatıdır. Zilletin önüne çekilmiş bir settir.