Terör örgütlerinin ana gövdesi ABD'dir
Terör örgütü DEAŞ’ın elebaşı Bağdadi kod adlı Ferhat Abdi Şahin, bir operasyonla ortadan kaldırıldı. Bu operasyona Türkiye’nin de büyük katkısı olduğu anlaşılmaktadır. Çok önemli bir gelişmedir ve dileğimiz, beklentimiz bunun bir başlangıç olması ve bütün terör örgütlerinin elebaşlarının aynı akıbete uğramasıdır. İstenirse bunun yapılabileceğini zaten biliyorduk, bu vesile ile bir defa daha gördük.
TERÖR ÖRGÜTLERİNİN HEPSİ AYNI
Bağdadi’nin ortadan kaldırılması bilenen bir başka gerçeği daha gözler önüne sermiştir. Terör örgütleri bir istihbarat desteği olmadan hiçbir şartta kalıcı olamazlar. Bu kadar imkânı, parayı, silahı nereden buluyorlar? DEAŞ denilen kanlı örgütün bir BOP ürünü olduğu, artık bütün dünyanın kabul ettiği acı bir gerçektir. Orta Doğu üzerindeki hain planlar bu örgüt kullanılarak hayata geçirilmiş, özellikle Suriye bu sayede lime lime edilmiştir. Bu vahşi örgütle işleri bittiği için de şimdi ortadan kaldırıyorlar. Benzer örnekleri daha önce de görmüştük. Hiç kimsenin kuşkusu olmasın ki, bütün terör örgütlerinin akıbeti aynı olacaktır. Bütün mesele, kullanım sürelerinin ne kadar olduğu ile ilgilidir ki, bizi asıl ilgilendiren taraf burasıdır. DEAŞ, PKK, PYD, YPG ve FETÖ aynı ana gövdenin kollarıdır. Hepsi aynı kaynaktan beslenmekte, aynı amaca hizmet etmektedirler. Görevleri, alanları, sahaları farklıdır. Hatta zaman zaman bu farklılık bile ortadan kalkmakta, yolları kesişmekte ve birbirleriyle paslaşmaktadırlar. DEAŞ’ın PKK’yı beslediği, YPG ile birbirini tamamladığı, FETÖ’nün hepsine birden hizmet verdiği bir iddia değildir. İspatlı, şahitli ve belgelidir. Ele geçirilen teröristlerin itirafları ile de tescillidir.
ABD’NİN YAPTIĞI ALÇAKLIKTIR
Şimdi gelelim asıl meseleye. ABD başta olmak üzere terör örgütleri üzerinden emperyal planlarını hayata geçiren kan emiciler, bu vahşi yapılanmalar arasında ayrım ve sınıflandırma yaparak, kurdukları kirli düzeni sürdürmek istiyorlar. Elebaşını ortadan kaldırıp DEAŞ’ı hedefe koyarken, aynı ihanetin diğer versiyonu PKK’ya, yeni isimler bularak farklı anlamlar yüklemek, müttefik ilan etmek alçaklık, hatta kahpeliktir. DEAŞ’a ihtiyaçları kalmadı, ama PKK ve türevlerini hâlâ kullanıyorlar. Henüz bu terör örgütü ile işleri bitmemiştir. Bunu zaten Trump denilen ruh hastası söylüyor. Suriye’deki petrol alanlarını, bu terör örgütü ile kontrolde tutmaya devam edeceklerini pişkinlikle açıklıyor. Hayatın, hukukun, siyasi ahlakın ve insanlık değerlerinin tamamına aykırı olan bu zalimliğin bedelini ne yazık ki, biz ödüyoruz.
KÖKÜNÜ KAZIMAK ŞART
Barış Pınarı Harekâtı ile PKK ve türevleri, sınırlarımızdan uzaklaştırılmıştır. İçeride verdiğimiz olağanüstü mücadele ile bu kanlı örgüte ağır darbeler indirilmiş ve siyasi uzantıları ile birlikte ihanetleri büyük ölçüde kontrole alınmıştır. Ancak, bu zalim örgüt var oldukça, bize huzur yoktur. Kim ne derse desin, kim ne yaparsa yapsın, bunların kökünü kazımak şarttır. Milli güvenliğimizin teminat altına alınması, bekamız üzerindeki tehdidin yok edilmesi buna bağlıdır. Barış Pınarı Harekâtı’nı bütün dünya karşımıza dikilmesine rağmen yaptık. Şartlarımızı kabul etmekten ve terör örgütlerini sınırlarımızdan kendi elleriyle uzaklaştırmaktan başka çareleri kalmadı.
TUZAKLAR TÜRKİYE’YE SÖKMEZ
Şimdi ikinci aşamadayız. Terör örgütlerinin imhası, liderlerinin ele geçirilmesi veya yok edilmesi en doğal hakkımızdır. Bunu bütün dünyadan istemek, gerekirse kendi imkânlarımızla gerçekleştirmek durumundayız. 96’ncı yılını şerefle kutladığımız Türkiye Cumhuriyeti’nin payidar kalması için bunu yapmak zorundayız. Kararlılığımızı devam ettirmek ve asla geri adım atmamak gerekiyor. Sayın Devlet Bahçeli’nin 29 Ekim mesajında belirttiği gibi, “Caniyi ‘Mazlum’ gören, teröristi ‘General’ gösteren, terör örgütlerine ana gövde olup rezalet ve dalalete düşen sahte ve sanal müttefiklerin tuzakları ne kadar büyük olursa olsun Türkiye’ye sökmeyecektir. Barış Pınarı Harekâtı dünyaya Türkiye’nin ve Türk milletinin haklı çağrısını, meşru ve ahlaklı duruşunu alenen göstermiştir.”
TRUMP, SUÇ İŞLİYOR
DEAŞ’lı teröristbaşının İdlib’de kendisini patlatmasının bir anlam ve önemi olabilmesi için PKK-YPG-PYD’yle cinayet örgütü için de aynı sonun hazırlanması kaçınılmazdır. Mazlum denilen terör elebaşı ile Bağdadi denilen katil arasında hiçbir fark yoktur. Trump denilen akıl fukarasının utanç verici niyet ve ilişkileri bu gerçeği örtemeyecektir. Hukuk işletilmiş ve bu kanlı katilin paketlenip Türkiye’ye teslim edilmesi için gerekli adımlar atılmıştır. Kırmızı bültenle aranan bir teröristin ABD’ye davet edilmesi, kepazeliğin yanında, uluslararası hukuka göre suçtur.
AYNI AKIBETİ YAŞAYACAKLAR
Her defasında aynı yere geliyoruz. Bizim kendi işimizi kendimiz görmekten başka çaremiz yoktur. İmralı’daki caninin nasıl paketlenip getirildiği unutulmamalıdır. Bir kararlılık gösterilmiş ve kaçtığı hiçbir yerde barınamayacağı gösterilmiştir. Son çare olarak bu bebek katilini paketleyip bize teslim ettiler. Şimdi de aynı kararlılığı göstereceğinden ve bu cani ve onun gibilerin takibe alınarak, nereye saklanırlarsa saklansınlar, nereye giderlerse gitsinler, Bağdadi ile aynı akıbeti yaşayacaklarından eminiz. Kim ne yaparsa yapsın, Türkiye Cumhuriyeti Devleti, bu kudrete sahiptir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.