Prof.Dr. Celalettin YAVUZ

Prof.Dr. Celalettin YAVUZ

15 Temmuz ‘Birleştirici’ Yapılmalıdır

15 Temmuz’un ilk yıldönümünü idrak ettik. Devletimiz bu günün yıldönümünde, artık unutulan Cumhuriyet Bayramı, 23 Nisan Bayramı, 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı etkinliklerinin tavan yaptığı yıllarda görülmeyen muhteşemlikteki etkinlikleri icra etti. Ne yazık ki bu kutlamalarda bile kutuplaştık. Bu durumu gördükten sonra hala “Dış güçler bizi bölmek istiyor!” diyerek başkasına kızmaya hakkımız olmadığını gördüm. Çünkü ne yazık ki kendi mutfağımız temiz değil!

15 Temmuz’un ilk yıldönümünde duyduğum en güzel ifadelerden biri TOBB Genel Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’na ait. Bu ifade TÜRK-İŞ, TESK, MEMUR-SEN, HAK-İŞ, TZOB, TİSK ve KAMU-SEN’in de dâhil olduğu STK’lar adına idi. Bu STK’ların da katılımı ayrıca muhteşemdi. Adı geçen STK’lar adına söylenenlere bakalım. Bunlardan ilki şöyle:

“15 Temmuz, İstiklal Harbi’nden bu yana ülkemizin karşılaştığı en büyük tehlikeydi. O gece FETÖ, devleti ele geçirmeye, milleti tahakküm altına almaya kalkıştı. Darbe girişiminin asıl amacı, ülkemizi tarihimizde görülmemiş bir kaosa sürüklemek, kardeş kavgası başlatmak ve Türkiye’yi iç savaş ortamına sokmaktı. Darbe teşebbüsünün nihai amacı, Türkiye Cumhuriyeti'ni bir daha ayağa kalkamayacak duruma düşürmekti.”

Bu ifadeden anlaşılacağına göre, 15 Temmuz çok ciddi bir tehditti ama bir İstiklal Harbi dönemi kadar değildir. O halde “15 Temmuz’u Unutmayacak, unutturmayacak” isek, İstiklal Harbi’ni, 19 Mayıs’ı, 23 Nisan’ı, Cumhuriyet Bayramını da “unutmayalım, unutturmayalım!”

Ancak bu milli günlerle ilgili AKP iktidarının “mesafeli” olduğu izlenimi veren tutumu ile 15 Temmuz konusunda, diğer milli günlerle kıyaslanamayacak abartılı etkinlikleri kıyaslanmadan edilememektedir. Bu farklı tutumlar “çifte standart” olarak nitelendirilmekte ve milli günler açısından bir kutuplaşmaya sebebiyet vermektedir. Unutulmasın ki, 15 Temmuz, bir hain darbe girişiminden son anda kurtulma hareketidir. Ama asla bir “İstiklal Harbi” değildir.

Ekonominin de bu saldırıdan olumsuz etkilendiğini kaydeden Hisarcıklıoğlu, 15 Temmuz’da Türkiye demokrasisinin, hiçbir kaba kuvvete teslim olmayacak kadar güçlü olduğunun herkese gösterildiğini, dünyaya örnek olacak bir tavır olduğunu” ifadeyle sözlerini şöyle sürdürdü:

“Daha darbe girişiminin üzerinden bir yıl geçmeden ekonomide %5’lik büyümeyi yakaladık. İstihdam rekorları kırdık. Bu yılın ilk altı ayında tam 1 milyon 200 bin insanımıza yeni istihdam sağladık. İhracatımızı rekor düzeyde arttırmaya başladık. Yabancı yatırımcıların güvenini yeniden kazandık. Çok açık ifade ediyoruz ki, Türkiye dünyanın en zor stres testinden başarı ile çıkmıştır. Emin olun bizim son bir yılda yaşadıklarımızı başka bir ülke yaşasaydı bir daha ayağa kalkamazdı ama biz dimdik ayaktayız. Böyle bir coğrafyada, en zor koşullar altında hiç kimsenin yapamayacağını yaptık ama rehavete kapılmayacağız. Yapacak daha çok işimiz, büyük hedeflerimiz var!”

Bu sözlere şapka çıkartılır. Çünkü 15 Temmuz badiresinden sonra Türkiye’nin gerilim altında gelişmesine devam etmesini açıkladığı gibi, çıtayı yükselten hedefler göstermektedir. Bunu da yurt içinde ve dışında kutuplaşmayı arttıracak ifadelerden sakınarak yapmaktadır.

Keşke Cumhurbaşkanı, başbakan gibi Türkiye’yi yönetenler ve Anamuhalefet Partisi Genel Başkanı da benzer ifadeleri kullanabilseydi. Keşke iktidar 15 Temmuz’un “kahramanlığın” soyunmasa, ana muhalefet de 15 Temmuz’un ne olduğunu daha iyi anlayabilseydi!

Son Söz: Son söz Hisarcıklıoğlu’nun: “Ayağımızdaki prangayı çözdük, şimdi koşma zamanı! (…) Büyümede, istihdamda, ihracatta yeni rekorlar kırmalıyız. Vatandaşlarımızın refah seviyesini daha da arttırmalı, demokratik kazanımlarımızı güçlendirerek ileriye taşımalıyız. Bütün bunlar için ortak akılla ve istişare içinde, yeni bir reform süreci başlatmalıyız.

Yurt dışındaki dostlarımıza da sesleniyoruz. Aldığı yaraları saran milletimiz, bu büyük demokrasi sınavının birinci yılında bütün dostlarını yanında görmeyi arzulamaktadır. Dostlarımızı gerçeklere kulak vermeye, buna göre tavır almaya davet ediyoruz.”

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Prof.Dr. Celalettin YAVUZ Arşivi
SON YAZILAR