Adalet, FETÖ ve Mağdurlar!
Bir zamanlar rahmetli Özal döneminde bir teğmen çıkıp “Özal’a alışamadım!” demiş ve gazetelere manşet olmuştu. Bugün de FETÖ Darbe Girişimi sonrasındaki hukuksuzluğa ve adaletsizliğe “Ben alışamadım!” 100 bin kişinin üzerinde devlet çalışanı “FETÖ”cü olabileceği kuşkusuyla işten el çektirildi veya ihraç edildi. Allah aşkına bu FETÖ’cüler arasında hiç mi milletvekili, hiç mi bakan yoktu? Eğer böyle düşünülüyorsa bu “necip” milletle alay ediliyor demektir! Eğer biliniyor da açıklanmıyorsa, sayısı 100 binleri aşan ve pek çoğu FETÖ Darbe Girişimi’ne fiilen katılmayan insanlara karşı en acımasız adaletsizlik yapılıyor demektir!
Milliyetçi ve yaşam tarzı olarak laikliği benimsemiş bir insanım. Balyoz vb davalarda mağdur ve masum meslektaşlarımın yanındaydım. Aynı zamanda akademisyen olarak Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler konularında da yoğunlaşan biriyim. Ancak hem insan olarak, hem de akademisyen olarak FETÖ Darbe Girişimi’ndeki hukuksuzluğa kendimi inandıramıyorum.
Daha önce de yazmıştım, gene hatırlatacağım: Bu ülkede FETÖ Darbe Girişimi sonrası tam 16 vakıf (özel) üniversite kapatılmış. Bu üniversiteler yasa dışı mıydı da kapatıldı? Bu 16 üniversitede okuyan öğrenciler çeşitli üniversitelere serpiştirilmişle
Yayladağı’lı bir hemşerimiz ise, 2 çocuğunu okutabilmek için tayinini Ankara’ya yaptırmış. Cüzi maaşlı bir devlet memuru. Çocuklarından birini kapatılan vakıf üniversitelerind
Kızım bir özel koleji (TED) kazandığı zaman, FETÖ’cü olmadığı halde bir bankayı işaret edip hesap açmamızı söylemişti. Bütün okullar, hatta pek çok özel teşebbüs bunu yapmaktadır.
Bir başkası, devletin Cumhuriyet Savcısı, o da Aralık 2016 başında işten el çektirilmiş. Adamın elinde 15 Temmuz gecesi darbeyi lanetleyen ve sokağa çıkıp durumu görüntüleyen sosyal medya mesajları var. Ama FETÖ’nün “abla”larından biri yalan yanlış “Evli olmadığı halde, evli olduğunu, evlendiği kadının FETÖ’cü olduğunu” belirten bir iftira atıyor. Ama HSYK’deki gruplaşma sebebiyle aklanamıyor.
Bu savcı, gardiyan babasının maddi imkânsızlığı sebebiyle 2007-2011 döneminde İstanbul’da FETÖ yurdunda kaldığını yazılı beyanında saklamıyor. 17-25 Aralık 2013, hatta 15 Temmuz 2016’ya kadar kimler FETÖ ile canciğer kuzu sarması değildi? Kimler “Hoca Efendi” diyerek Türkiye’ye adeta yalvararak davet etmedi? Kimler “Ne istediler de vermedik?” diyerek, bu fahiş yanlışlığı kamuoyu ile paylaşmadı? Acaba 15 Temmuz 2016 günü dâhil hangi AKP’li milletvekillerin
Kamu çalışanlarının sendikası da var. 15 Temmuz öncesi “legal” olan bu sendika, bir gecede “illegal” oluyor ve üyeleri devlet görevinden ihraç ediliyor! Banka, üniversite ve ilköğretim ile ortaöğretim okulları da aynı akibete uğradılar. Tabii çalışanlar ve öğrenciler asıl mağdurlar!
Bu sayısı 100 binleri bulan insanların “Kurunun yanında yaş da yanar!” denmesine karşı üç maymunu oynayanlar, neden siyasetteki FETÖ’cülere dokunmuyorlar. Yoksa milletin, Başbakan Yıldırım’ın “FETÖ’cü siyasetçilerin listesi varsa getirin, bende yok!” sözüne inanacak kadar safazan olduğu mu sanılıyor? El insaf!
Son Söz: Darbe girişimine fiilen katılmayan, fiilen veya her türlü ifade ile destek vermeyen, elebaşılık yapmayan suçlu olabilir mi? Buna rağmen işten el çektirilen, ihraç edilenlere yapılan zulüm ve hukuksuzluktur! Hele de FETÖ’nün muhtemel hükümet üyelerinin kimlikleri saklanıyorsa, hukuksuz olduğu gibi insanlık da kaybolmuş demektir. İkisi de herkese lazımdır!
Bu arada FETÖ’den temizlenen HSYK’nın partizanca gruplaştığı söylentisi de yaygın. Doğru ise Türk adaleti hala su alıyor demektir. İnşallah doğru değildir! Ama kontrolü gerekmez mi?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.