Bu Reza Zerrab kimdir, nedir? İn midir, cin midir? Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanını bile devreye sokacak kadar olan önemi nedir? ABD’ye adeta elini kolunu sallaya sallaya girdikten sonra tutuklanan bu muhtereme neden diğer tutuklu Türklere gösterilenden daha fazla ihtimam gösterilmektedir? Oysa aynı ülkede Halk Bankası Genel Müdür Yardımcılarından da biri tutuklanmıştır. Bu kişi devletin üst düzey bürokratı ve memuru iken, onun tutukluluğuna yapılan itiraz v tepkiler Razzab’a verilen tepkiler yanında devede kulak kalmaktadır. Neden?

Oldum olası ‘komplo teorileri’ne itibar etmeyen biriyim. Ancak öte taraftan ‘Ateş olmayan yerden duman çıkmaz!’ diye de bir atasözü var. Her ne kadar artık ayrılmış olsalar da, bir zamanlar Türkiye’nin en yetenekli Türk Sanat Müziği yorumcusu ile evlenen ve bu evliliğinden bir de çocuk sahibi olan İran asıllı Türk vatandaşı ‘Milli Damat’ın neresinde ‘boncuk’ var da biz bilmiyoruz?

Türkiye’de cumhurbaşkanından adalet bakanlığına kadar üst düzey zevatın yakından izlediği Zarrab vakasında ABD’nin NBC News haber kanalının haberi ile daha ilginç ve karmaşık hale geldi. Zarrab’ın savcılıkla işbirliği yaptığı ileri sürülen haberde ‘Savcılık Zarrab’dan Türkiye hükümeti ile görevden alınan Ulusal Güvenlik Danışmanı Michael Flynn arasındaki bağlara dair bilgi talep edebilir!’ denilmektedir.

Zarrab’ın kaldığı cezaevinden çıkarıldığı ve savcılıkla görüşmeye başladığı belirtilen haberde, savcılığın Flynn’le bağlantısının peşinde olduğu ileri sürülmekte ve ‘2016 ABD Başkanlık seçimlerini soruşturan özel yetkili savcı Robert Mueller’in Ulusal Güvenlik Danışmanı olarak göreve başladıktan sonra Michael Flynn’in Fetullah Gülen’in kaçırılıp Türkiye’ye getirilmesi ile Zarrab davasının düşürülmesi için Türkiye’den 15 milyon dolar alıp almadığı konusunu soruşturduğu!’ ileri sürülmektedir. İşe FETÖ de karışmış yani…

Cumhurbaşkanı uçağından ayrılmayan köşe yazarlarından biri 20 Kasım tarihli yazısını Zarrab’a ayırmış. Ona göre ‘Türkiye’de 17-25 Aralık’ta tutuklanmış, ABD’nin İran ambargosunu delen kişi olarak dünya tarafından bilinen Zarrab’ın, çocuğunu eğlendirmek için ABD’ye gitmesi inandırıcı bulunmuyordu. Bir pazarlık sonucu gittiğinden kuşku duyuluyor!’ imiş.

Hatta ‘Zarrab’ın Türkiye dışındaki mal varlığına sahip olması ve ticari faaliyette bulunma izni karşılığında itirafçı olma pazarlığı yaptığı’, ‘İtirafçı olursa halka biraz daha genişleyecek ve yeni bir iddianame yazılacak!2 imiş. Bu sebeple de Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘Burnumuza pis kokular geliyor!’ diyormuş.

Aynı köşe yazarının muhakemesine göre ‘CIA’in Zarrab olayıyla ilgili operasyonları sürdüğü’ de anlaşılmaktaymış. Nitekim 14 Eylül 2017’de ‘CIA’in Zarrab için MİT’çi kaçırma operasyonu’nun perde arkasını yazdığı yazısında, ‘Eski MİT’çi Enver Altaylı, eski MİT’çi Mehmet Barıner’i yurtdışına kaçırma iddiasıyla tutuklanmasını’ buna bağlamış.

Bunlardan Mehmet Barıner, 15 Temmuz FETÖ Darbe Girişimi’nden sonra MİT’ten ihraç edilmiş. ‘2012 yılında MİT’e giren Barıner Zarrab’ı izlemekle görevli’ imiş. Bu Barıner şayet yurtdışına çıkarılırsa ‘Zarrab davasında Türkiye’yle karşı canlı tanık olarak kullanılacağı istihbaratı alınmış, MİT, Jandarma ve polisin işbirliği sonucunda yakalanmış!’

ABD’deki iddianamede Zarrab’ın, İran’ın dini lideri Ali Hamaney ile dönemin Cumhurbaşkanı Ahmedinejad’a yazdığı mektuplar da yer alıyor ve Zarrab, ‘İran İslam Cumhuriyeti’nin ekonomik cihadı farzdır. Ülkemizin ekonomik olarak boğulmaması için farzdır!’ diyormuş.

Son Söz: Bir sayfa Zarrab’ı anlattım ama tutuklanmasına Türkiye’nin resmi tepkisinin sebebini açıklayamadım. Üstelik Zarrab davasının ABD’li savcılarına da biz dava açtık! Neden? Bir Allah’ın kulu çıksın da Zarrab’ın neresinde boncuk var, bu boncuk neden kıymetli anlatsın da biz de ‘komplo teorileri’ne kanmayalım. Tabii eğer bir hata varsa onu da bilelim!