Tuncay GÜLÇİN

Tuncay GÜLÇİN

İSRAİL VE ORTA ASYA POLİTİKASI

  İsrail bilindiği üzere 1945 yıllarından itibaren Tevrat’ta vaad edilen topraklar diye bahsedilen günümüz Filistin topraklarında kurumuş ve bugün itibarı ile Filistin’den daha büyük topraklara sahip olmuş bir ülkedir. Konum olarak Akdeniz kıyısında Arap ülkeleri ile çevrelenmiş olan İsrail’in Orta Asya gibi uzak bir bölge ile ne gibi bir çıkarı olabilir diye düşünebilirsiniz.

İsrail devleti kurulmadan önce dünya üzerinde dağılmış olan Yahudiler arasında Sovyet Yahudiliği önemli bir konumdadır. Sovyetlerin yıkılmasından sonra Sovyet Yahudileri Orta Asya da kalmış ve bağımsızlığını kazanan Türki Cumhuriyetler ile daha 1990 yıllarından başlayan önemli ilişkiler kurmaya başlamıştır.

Azerbaycan, Taşkent ve Bişkek  Yahudileri bulundukları ülkelerde ilişkileri geliştirmiş ve İsrail devletinin bu oluşturulan ilşkileri ileri seviyeye taşıyıp bu ilişkilerden maddi ve politik çıkarlar sağlaması noktasında adımlar atılmasını dile getirmişlerdir. Sovyet Yahudileri Rusya, ABD ve İsrail’de önemli karar alma yönetimlerinde etkin kişiler olması münasebeti ile ilişkilerde istedikleri seviyeye ulaşabiliyorlar.

Bugün Buhara Yahudilerinin içinde “elmas kralı” olarak anılan Lev Levayev gibi Rusya oligarşisinin önemli isimleri yer alıyor. İsrail’de, ABD ve Rusya’da önemli karar alma mekanizmalarıyla bağları var. Ayrıca Rus dilli bu Yahudi topluluğunun diğer Sovyet Yahudileriyle kurduğu ilişkiler, İsrail’in dış siyasetini de etkiliyor. Nitekim bugün İsrail’in Azerbaycan ve Özbekistan başta olmak üzere eski Sovyet coğrafyasıyla kurduğu ortaklıkların mimarları arasında Finans Bakanı Avigdor Lieberman ve Turizm Bakanı Yoel Razvozov gibi önemli Sovyet kökenli isimler var.

Dünyanın en önemli ve örgütlü Hasidik Yahudi hareketlerinden biri olan Habad’ın Buhara, Semerkand ve Taşkent’teki örgütlerine burada dikkat çekmek lazım. Habad, kurduğu okullar ve dinî teşkilatlarla Sovyet coğrafyasındaki Yahudileri çatısı altında topluyor, eğitiyor ve diasporayı birbirine bağlıyor. Azerbaycan Yahudilerinin ve Bakü – Tel Aviv ilişkilerinin kalbindeki Habad okulları, Orta Asya’da yalnızca Kazakistan, Kırgızistan ve Özbekistan’da bulunuyor. Buhara ve Taşkent de en güçlü olduğu merkezlerden.

Ticari olarak Rusya ve Çin’i dengelemek isteyen ve yeni açılımlar planlayan Türki devletler İsrail ilişkilerini yükseltmeyi politik bir çıkar olarak görmektedir. Bugün baktığımızda Azerbaycan ile ileri seviyeye taşınan silah sanayindeki ilişkileri görebiliriz ayrıca Özbekistan da Kerimov sonrası yönetimi devralan Mirziyoyev  diğer  Orta Asya Türk devletleri gibi Çin ve Rusya’yı dengelemek adına dışa açılım gerçekleştirmiştir. Mirziyoyev bu politikasının karlığında son yapılan seçimde oyların 80,1 ini alarak kamuoyunda güvenilirliğini tazelemiştir.

Özbekistan İsrail için  önemli bir devlettir. İsrail Arap ülkeleri ile çevrelendiği için kendini o çerçeveden çıkarmaya çalışmaktadır.  Ekonomik ve politik çıkarlar sağlamak adına Orta Asya devletlerine önemli yatırımlar sağlamaktadır. Bunun en önemli örneğini Özbekistan da görmekteyiz, Bugün Özbekistan’da bu alanda varlık gösteren İsrailli kuruluşların da başında İsrail Dışişleri Bakanlığı İşbirliği Ajansı (MASHAV), Netafim şirketi ve eski bir ordu mensubunun kurduğu Watergen şirketi geliyor. Teknoloji ve inovasyon kelimelerini sıkça zikreden İsrailli kuruluş ve firmaların bölgedeki temel amacı, temiz su kaynağı yaratmak ve tarıma elverişli arazileri çoğaltmak. Aynı zamanda USAID ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) gibi kuruluşlarla Aral Gölü’ne hayat vermek gibi projeler gündemde.

Özbekistan’da sağlık alanında alanındaki dış yatırım ve yardımlarda da İsrail ilk sıralarda gelen ülkelerden. Gönüllülük esaslı acil tıbbî yardım örgütü Birleşik Hatzalah ve çocuklara kalp sağlığı hizmeti sağlayan Bir Çocuğun Kalbini Kurtar (SACH) gibi kuruluşların yardımları, eğitim programları ve altyapı yardımları İsrail’in yumuşak gücüne katkıda bulunuyor.

Bununla beraber ikili ilişkilerin henüz gelişmediği nadir alanlardan biri askerî teknoloji. İsrail’in silah devi CAA Industries’in geçtiğimiz yıl Özbekistan Savunma Bakanlığı’yla milyonlarca dolarlık anlaşma imzaladığı bildirilse de anlaşmanın meyveleri henüz olgunlaşmış değil. Fakat İsrail basınında yer alan haberlerde Özbek kolluk kuvveti ve ordusu envanterine hafif silahlarla birlikte AK-Alfa tüfeklerinin gireceği bildiriliyor.

 

 Benim şahsi görüşümdür ki Türkiye Türki devletleri başka ittifaklara mecbur bırakmamalı ve TDT (Türk Devletleri Teşkilatı) gibi kuruluşlar ile ticari, kültürel, siyasi ve politik ilişkileri en üst düzeye çıkarmalıdır.

Saygılarımla..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Tuncay GÜLÇİN Arşivi
SON YAZILAR