Bebek katili Öcalan, İmralı konuşmalarından birinde "Hiçbir hedefimizden vazgeçmedik hatta hedefe daha çok yaklaştık" diyordu. AKP'nin yaptığı PKK açılımları, pazarlıkları, müzakereleri teröristbaşı Öcalan'a bunu dedirtme noktasına getirmişti. Ne teröristbaşı Öcalan ne de terör örgütü PKK, hiçbir hedefinden gerçekten de vazgeçmedi. Zaten istediğiniz kadar taviz verin vazgeçeceklerini iddia etmek ahmaklık olur.

"Çözüm süreci" adı altında bu ahmaklığı AKP yaptı. İktidara gelir gelmez 57.hükümet zamanı neredeyse adı unutulmuş PKK terör örgütünü tekrar dirilttiler ve özellikle 2009 yılında başlattıkları"çözüm süreci" ile birlikte adeta PKK'nın devletleşme sürecini başlattılar. "Barış" nutuklarının atıldığı o günlerden bu günlere PKK ne silah bıraktı ne de terör eylemlerinden vazgeçti. AKP'nin"Analar artık ağlamayacak" dediği ilk günlerden bugünlere yaklaşık 300 asker ve polisimiz şehit oldu. 7 Haziran seçimlerinden sonra da PKK yine kudurdu ve askerimize, polisimize saldırıyor. Her gün şehit haberlerinin acısıyla uyanıyor ya da o acıyla yatıyoruz.

"Analar artık ağlamayacak" şeytani bir yalandı, aldatmaydı ve kandırmaydı. Bugün bunu herkes çok net anlamıştır. Bu yalanın, aldatmanın, kandırmanın mimarı AKP idi. Bugün AKP geldiği nokta itibariyle terör bataklığına saplanmış durumdadır.

Bugüne kadar her tespitinde, her uyarısında haklı çıkan ise MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli olmuştur. AKP-PKK ilişkileri konusunda, "çözüm süreci" adı verilen ihanet süreci konusunda ne dediyse bugün tüm Türkiye onun haklılığını görmektedir.

"Çok sert konuşuyor, çok haykırıyor, çok bağırıyor" dediler bugün ortaya çıkan tüm gerçekler gösteriyor ki, ilk günlerde MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin uyarıları dikkate alınmış olunsaydı, bugün PKK alan hâkimiyetini bu kadar genişletemez ve bu derecede terör eylem alanı bulamazdı. AKP, Türkiye'yi öyle bir hale getirmiştir ki, ülkeyi AKP mi, PKK mı yönetiyor birbirinden ayırmak imkânsız bir hale gelmiştir.

Teröristbaşı Öcalan'ı övmeyen AKP'li yönetici hemen hemen yok gibidir. Bugüne kadar AKP'nin tüm politikalarında PKK'ya bir sempati ve sahiplenme olmuştur. PKK'da bunu fırsata dönüştürmüştür.

Türkiye'yi bölmeye çalışan teröristbaşı Öcalan'ın yine bir İmralı konuşmasında söylediği  "Tayyip dediklerimi yapıyor. Bahçeli onun için kıyameti koparıyor. Bahçeli haklı, çünkü o herşeyi görüyor" ifadeleri bile gerçekleri anlamamız için yeterli olacaktır.

MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin uyarılarına kulak asmayanlar, onu çözüme karşı çıkmakla ve kandan beslenmekle suçlayanlar, bugün MHP'nin söylemlerine sarılmış ve MHP'yi taklit etmeye kalkmaktadırlar.

Daha dün Teröristbaşı Öcalan'a ve terör örgütü PKK'ya övgüler yağdırarak çözüm sürecini savunan yandaşlar, bugün AKP'nin pervane gibi olan politikalarına ayak uydurarak sözde PKK'ya öfke kusuyorlar. PKK'lı katillerle Oslo'da, İmralı'da, Kandil'de, Dolmabahçe'de yan yana gelenler, bugün"şehit ve gazi" edebiyatı yapıyorlar. Ve en acısı PKK'yı bu noktaya getiren kendileri değilmiş gibi şekilden şekile giriyorlar. İnsan utanır ama bunlarda utanma, yüz kızarma gibi duygu asla yoktur.

Çıkıp MHP Lideri Devlet Bahçeli'den özür dilemesi gereken adamlar, her şeye siyasi menfaat açısından baktığı için hala bunca olup biten hadiseye rağmen MHP'yi suçlayabiliyor.

Ey Recep Tayyip Erdoğan, çık MHP Lideri Devlet Bahçeli'den özür dile…

Ey Ahmet Davutoğlu, çık MHP Lideri Devlet Bahçeli'den özür dile…

Ey AKP'li bakan, milletvekili yönetici, yandaş yazar, yorumcu çıkın MHP Lideri Devlet Bahçeli'den özür dileyin…

Özür dilemeye karakteriniz uygun değilse, hiç değilse susarak utanç belirttin…

PKK bu noktaya geldiyse bunun tek sorumlusu MHP'nin uyarılarını dikkate almayan Recep Tayyip Erdoğan ve AKP kadrolarıdır.