Etekli Yakup'un MHP alerjisi devam ediyor
Mehmet Y. Yılmaz yıllarca Sabah, Milliyet, Hürriyet gibi büyük gazetelerde yöneticilik ve yazarlık yaptıktan sonra şimdi T24 isminde çoğunluğu solcu, devrimci, komünist yazar ve yöneticilerden oluşan, bazı medya organları tarafından "FETÖ tetikçisi" diye de anılan bir haber sitesinde yazarlık yapıyor. Namıdiğer "Etekli Yakup" iflah olmaz bir MHP ve Devlet Bahçeli düşmanıdır.
Nerede yazarsa yazsın bu özelliğini hep korudu. Bu özelliğini yaşatmak için MHP ne yaparsa yapsın, MHP lideri Devlet Bahçeli ne söylerse söylesin bunları gereken duyu organlarıyla değil, hep başka organlarıyla yorumlamaktadır. Eskiden de Mehmet Y. Yılmaz’ın bu özelliklerine karşı gereken yazıları yazmıştım. 2007 yılında “Hürriyet Kahvesinin Yazarı Mehmet Y.Yılmaz” başlıklı yazımla, 2008 yılında “Mehmet Yakup Yılmaz, Ne Zaman Saplantılarını Bırakacaksın?” başlıklı yazımla ruh halini sorgulamış, MHP ve Devlet Bahçeli takıntısına yönelik tespitler yapmıştım.
Mehmet Y. Yılmaz’ın sosyalist kimliği, Türkiye Komünist Partisine (TKP) oy verme hali bu düşmanlık ve takıntılarının sebebi olabilir ama haddini aşıyor, ölçüsüzlük yapıyor. T24 İnternet haber sitesinde de “Devlet Bahçeli’den ne olur?” başlıklı yazısıyla yine bunu yapmıştır. MHP lideri Devlet Bahçeli’nin Ekrem İmamoğlu’nun stadyum stadyum gezip “Mazbatasını verin” sloganlarının organize edilmesine “Mazbatayı stadyuma taşımak, taraflar arasındaki rekabeti siyasi düşmanlığa dönüştürmek için ekilen bir tohumdur. Bundan belediye başkanı olmaz.” tepkisini göstermesine hadsiz ve seviyesiz bir şekilde şu cümleleri yazmıştır: Peki “Devlet Bahçeli’den ne olur” diye sorarsanız, “Ne köy, ne kasaba” derim. Çünkü Devlet Bahçeli, daha iki sene öncesine kadar ağız dolusu hakaretler yağdırdığı, insana bugün “kankam” diyor.
Bu cümlelerle MHP lideri Devlet Bahçeli’nin Cumhurbaşkanı Erdoğan ile olan siyasi ilişkilerini değerlendirdiğini sanıyor. Ve yazısında bu durumuna şöyle devam ediyor: Ama bunca ağır hakaretten sonra bir tek açıklama yapmadan “Kanka olduk, aramızı bozamazlar” diyor. O zaman mı yanılıyordunuz bugün mü yanılıyorsunuz? Bu sorunun yanıtını ve gerekçesini en azından parti üyelerine açıklamak zorunda değil misiniz?
MHP lideri Devlet Bahçeli defalarca 15 Temmuz öncesi AKP ve Recep Tayyip Erdoğan’a karşı verilen mücadele de söylediği her sözüne sahip çıktığını defalarca söyledi. İnkâr ettiği, yalanladığı hiçbir sözü olmamıştır. AKP-MHP birlikteliği, 15 Temmuz darbe akşamı oluşmuş ve ondan sonra terörle mücadelede, milli güvenliğimize karşı beliren tehditlerle güçlenen bir duruma gelmişken ahmak ahmak “Dün birbirinize hakaretler ediyordunuz, şimdi ne oldu?” gibi cümleler kurmak, olsa olsa düşmanların “bu sebeplerle güç birlikteliği yapmayın”düşüncesine dayalı bir şeytanlığı olur. “Mehmet Y. Yılmaz sen bu şeytanlığı yapıyorsun” dersek, o zaman bir Recep Tayyip Erdoğan düşmanı olan senin geçmişte söylediğin “Cemaate karşı Erdoğan’ın yanındayım” sözünü nereye koymamız gerekiyor?
Kaldı ki, Mehmet Y. Yılmaz sen değil misin bu sözünü “Bugün aralarında bir iktidar mücadelesine girmiş olmaları, bu gerçeği unutturmasın. Ama “Eskiden birlikte insanların başına çorap ördüler, şimdi de birbirlerini yesinler” de diyemeyiz. Recep Tayyip Erdoğan’ın, tek adam olma ve otoriter yönetim heveslerine ne kadar karşıysam, devlet içindeki cemaatçi yapılanma ile mücadelesinde de o kadar yanında olduğumu ifade etmek isterim. Kendimi öncelikle “demokrat” olarak tanımlıyorum, seçimle işbaşına gelmiş ve yarın yine bir seçimle gönderilebilecek bir iktidar ile mücadele etmeyi, görünmeyen güçlerle gölge boksu yapmaya tercih ederim.” şeklinde güçlendiren cümleler kuran? E hadi sen açıkla… Bu cümleleri bir menfaatin için mi yazdın? Yoksa kripto FETÖ’cüsün de önlem mi alıyorsun?
MHP lideri Devlet Bahçeli’nin hangi bayrağa selam durduğu belli. Ve Türk bayrağı dışında bir bayrağa selam durduğu görülmemiştir. Ama senin hangi bayrağa selam durduğun bile belli değil etekli Yakup! “TKP’li Sosyalist kimliği” taşıyıp Amerikan işgalleri için “Saddam gitmeli... Öyle ya da böyle...” başlığıyla yaptığın savaş çığırtkanlığını unutmadık… MHP lideri Devlet Bahçeli, Cumhurbaşkanı Erdoğan’la tarla davası için mi kavga etti? Şahsi ve siyasi menfaatleri için mi en sert muhalefeti yaptı? Kavga süreçlerine bakın hep FETÖ konusunda uyarıları, PKK açılımı konusunda uyarıları, dış politikadaki uyarıları ağırlıklıdır. Ve hangi uyarıyı yaptıysa hepsinde de haklı çıkmıştır. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da bu süreçlerde MHP lideri Devlet Bahçeli’ye ve ülkücülere yönelik ağır sözleri olmuştur.
“Etekli Yakup” gibiler ne istiyor şimdi, MHP lideri Devlet Bahçeli ve Cumhurbaşkanı Erdoğan tekrar mı birbiriyle kavga etsin, yine mi karşılıklı birbirine ağır sözler kullansınlar? Dün PKK açılımı varken AKP ve MHP arasında kavga vardı. Şimdi son üç yıl içinde Türkiye’de 3500 terörist öldürülmüş, Irak’ın kuzeyinde 1200 terörist öldürülmüş ve sırf Afrin operasyonunda 4600 terörist öldürülmüş iken sizin muradınız nedir? Cumhur İttifakı bu güç birlikteliğini kurmuş, terörle mücadelede en başarılı bir süreç yaşanırken sizin beklentiniz nedir?
Zaten “Etekli Yakup”, seçim sonuçlarını değerlendiren başka bir yazısında şu cümlelerle niyetini çok belli etmişti: AKP-MHP koalisyonu güvenoyu alırken, MHP de koalisyon içindeki konumunu güçlendirmiş oldu. Artık tartışmasız bir gerçek var: Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığına bir dönem daha seçilmek istiyorsa, MHP’ye muhtaçtır. Erdoğan’dan “açılımcı demokratik bir tavır” beklemek artık hayaldir. Mehmet Y. Yılmaz “açılımcı” günlerin hasretiyle yanıyor herhalde…
Aklı, beyni olan bir adamın MHP lideri Devlet Bahçeli’nin toplumsal hassasiyetlere vurgu yaparak “Mazbatayı stadyuma taşımak, taraflar arasındaki rekabeti siyasi düşmanlığa dönüştürmek için ekilen bir tohumdur. Bundan belediye başkanı olmaz.” sözünü farklı yorumlaması mümkün değildir. Bu söze nereden bakarsanız bakın ne anlatılmak istendiği ve bol hassasiyet taşıdığı ortadır. Ekrem İmamoğlu yargı sürecinin gerginliği devam ederken, toplumun en enerjik ve öfke patlamasına müsait zemin olan stadyumlarda organize edilip “Mazbatasını verin” dedirtmek için gittiğinde, aynı stadyumlarda Binali Yıldırım’a oy veren Beşiktaşlılar, Fenerbahçeliler tepki gösterse, taraftarlar arasında kanlı kavgalar çıksa ne olacak? Etekli Yakup bunu anlamayacak kadar mı idrak özürlüdür?
Hele ki, FETÖ’nün kapatılan televizyonu Samanyolu’nda yorumcu olan Ekrem İmamoğlu’nun Fenerbahçe’ye yapılan operasyonu “Bunu olumlu yorumlamanın dışında yapacak bir şey yok. Çok olumlu yorumluyorum. Kararlı gidişlerini ve bu süreci yürüten herkesi kutluyorum.” şeklinde değerlendirmiş biri olarak böyle bir atmosferde Fenerbahçe stadyumuna gitmesi nasıl bir akıl, nasıl bir tahriktir? Yazının içinde bol bol Ekrem İmamoğlu’nun avukatlığını yapıp “İmamoğlu’nun avukatı değilim elbette” diye sıyrılma kurnazlığı yapmayı biliyorsan bu sorulara vereceğin de bir cevap olmalıdır. Etekli Yakup, Ekrem İmamoğlu Fenerbahçe’ye yapılan operasyonu olumlu bulurken, sen o günlerdeki yazında “Ortaya çıkıyor ki bu operasyonda asıl hedef Fenerbahçe imiş!” diyordun…
Ekrem İmamoğlu, Fenerbahçe stadyumuna gittiğinde bu operasyon hatırlatması etrafında toplanacak öfkeli taraftarlar şiddete başvursa, “mazbata” sloganını duyar duymaz istenmeyen olaylara adım atsa senin gibi idrak özürlüler ne yapacaktı? Ki, bunu hatırlayan taraftarların “Fethullah’ın p…” şeklinde başlayan kötü söz serisi de stadyumu çınlatmıştır.
Mazbata isteyenle, buna karşı çıkan taraftar karşılıklı birbirine girse, canlar yansa sen evinde “15 yaşımda zafiyet geçirdim. Doktor “her akşam bir kadeh kırmızı şarap içeceksin” dedi. O günden beri doktor tavsiyesiyle içiyorum.” diye tarif ettiğin şarabını yudumluyor olacaktın etekli Yakup Efendi… O yüzden bir daha aklının, beyninin çalışmadığı zamanlarda MHP lideri Devlet Bahçeli’nin sözlerini değerlendirmeye kalkma… Zihinsel eteğin cereyan yapıyor galiba Yakup Efendi… Ört eteğini üşütme…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.