Yıldıray ÇİÇEK

Yıldıray ÇİÇEK

Hedeflerine bakın, amaçlarını anlayın!

CHP, İP, HDP, FETÖ, PKK ve AKP içindeki Abdullah Gül- Ahmet Davutoğlu ekibinin yeni birleştikleri görevleri “Cumhur ittifakını nasıl bozarız, AKP-MHP arasında nasıl fitne yaratırız?” olmuştur. Bu cephenin siyasetçisi, yorumcusu, medyası, yazarı ağız birliği etmişçesine aynı kelimelerle, aynı cümlelerle propaganda yapmaktadır.

Özgür Özel’in Murat Karayılan’dan, Ahmet Davutoğlu’nun Özgür Özel’den, yazar Fehmi Koru’nun İlhami Işık’tan, Yeni Şafak’taki Kemal Öztürk’ün Yeniçağ’daki Orhan Uğuroğlu’ndan, FETÖ’cü Emre Uslu’nun Sözcü’deki Yılmaz Özdil’den, Canan Kaftancıoğlu’nun Meral Akşener’den, Ekrem İmamoğlu’nun Selahattin Demirtaş’tan, Mansur Yavaş’ın Tunç Soyer’den, Kemal Kılıçdaroğlu’nun Sezai Temelli’den hiçbir farkı kalmamıştır.

PKK’nın ikinci adamı durumundaki teröristbaşı Murat Karayılan “Türkiye’deki demokrasi güçleri, sanatçılar, yazarların Erdoğan ve Bahçeli’ye karşı durmaları gerekiyor. “ çağrısında bulunurken, Ahmet Davutoğlu “MHP ile yapılan ittifak AK Parti kimliğine zarar verdi” diyebiliyor.

Fehmi Koru “O kadronun bundan sonra esas düşünmesi gereken, ittifak için altlarını oyan MHP’den daha az zararlı -hatta eski güzel günleri canlandırmaya da yarayabilecek- bir müttefik bulmak olmalı. Kendilerine daha yakın, ülkeyi birlikte daha rahat yönetebilecekleri bir müttefik…” derken, CHP’li Özgür Özel “Erdoğan, Devlet Bahçeli’nin söyleminden ayrıştığını kamuoyuna açıklamalıdır.” çağrısında bulunuyor.

Bu durumun çok farkında olan MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli “Cumhur İttifakı'nı oluşturan partilerin sözcüleri dışında hangi partinin sözcüsü ne söylemiş, bu söylediklerinin arasında bir ağız birliği, söz birliği ne var, bir de Ahmet Davutoğlu'nun bir gün evvel yapmış olduğu açıklamayla ne kadar örtüşüyor? Bütün bunları dikkate aldığınız vakit, Türkiye'de gelecekle ilgili yeni bir şekillenme arzusu taşıyan bir anlayışın yavaş yavaş gündem bulmaya çalıştığı bir ortamda olduğumuzu ifade etmek istiyorum." açıklamasını yapmıştır.

Hadi diyelim PKK-FETÖ doğal olarak rahatsız, PKK ve FETÖ ile siyasi projelerde buluşan CHP ve yancıları rahatsız da, halen AKP mensubu görünen Ahmet Davutoğlu MHP’den niye rahatsızdır?

Ahmet Davutoğlu niçin AKP ve Recep Tayyip Erdoğan düşmanlarıyla aynı dili kullanmaktadır?

Ahmet Davutoğlu’nun Başbakanlık ve AKP Genel Başkanlığı görevinden Sayın Erdoğan tarafından niçin alındığı aydınlanmadığı sürece Ahmet Davutoğlu’nun tantanalarını dinlemeye devam edeceğiz.

Cumhur ittifakının Ankara ve İstanbul’u (belli değil) kaybetmesinden sonra Ahmet Davutoğlu’na bir özgüven geldi ve ilk defa bu derecede yürek yemiş gibi açıklamalar yapmıştır.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konumunu sorguluyor, AKP-MHP ittifakının bitmesini istiyor, Türkiye’nin beka meselesini küçümsüyor, 16 Nisan 2017’de Türk milleti tarafından kabul edilen Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemini tartışmaya açıyor. Süslü nutuklarla da bütün bu sinsiliğini perdelemeye çalışıyor.

Ahmet Davutoğlu’nun manifestosu” diye sunulan açıklama aslında Abdullah Gül’ün, Ahmet Davutoğlu’nun, Ali Babacan’ın AKP’den ayrılacak olmasının da bir imzası olmuştur.

Bu açıklama “AKP içinde demokrasi mücadelesi verdik, uyardık ama başaramadık” demenin bir kurnazlığıdır.

Başbakanlığı ve AKP Genel Başkanlığı döneminde özellikle dış politikada tükenmişliği Türkiye’ye yaşatan Ahmet Davutoğlu, PKK’dan, YPG’den, PYD’den, FETÖ’den, Barzani’den duymadığı rahatsızlığı MHP’den duymaktadır. Sözde “Türkmen’im” diyor ama güç elindeyken yahut makamları gidince kiminle kol kola olduğunu görmüştük.

Barzani’nin bağımsızlık referandumuna karşı Cumhurbaşkanı Erdoğan mücadele edip Irak’ın bölünmesini engellerken, Ahmet Davutoğlu’nun Barzani’ye “Referandumu dondurun, daha sonra yaparsınız” çağrısında bulunarak sözde Kürdistan’a açık kapı bıraktığını görmüştük. Elbette böyle biri, MHP ve Devlet Bahçeli’nin duruşundan ve AKP’nin milli konularda MHP ile uyum içinde olmasından rahatsızdır.

Teröristbaşı “Erdoğan ve Bahçeli’ye karşı birleşin” çağrısında bulunurken, Ahmet Davutoğlu’nun “AKP-MHP ittifakı birbirinden ayrılsın” demesi aynı değil midir?

Kimin neyden rahatsız olduğu apaçık ortadadır.

Abdullah Gül, Ahmet Davutoğlu, Ali Babacan İngiliz ekolünde bir parti kurmak için son çalışmalarını yapmaktadır. Tüm gelişmeler bunu gösteriyor. 23 Nisan günü Ali Babacan’ın kendine ait “Ali Babacan A.Ş. Tekstil binasında” İngiltere Büyükelçisi Dominick Chilcott ile buluşması bunun en güçlü delilidir.

Ahmet Davutoğlu’nun açıklamasını değerlendiren MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin "Bütün bunların hepsini bir araya getirdiğiniz vakit Türkiye'de birileri bir şeyler düşünüyor ama ne düşünüyor, tam cevap vermiyor fakat bir işaret veriyor. Dikkat etmek lazım." açıklaması her şeyin farkında olduğunu göstermektedir.

Ahmet Davutoğlu’nun açıklamaları önümüzdeki günlerde yaşanacakların bir işaretidir. Kimler kimlerle yanyana geldi. Bakarsanız herşeyi çok iyi anlarsınız.

Hedefte Cumhur ittifakı vardır, MHP vardır, Devlet Bahçeli vardır, Recep Tayyip Erdoğan vardır, Süleyman Soylu vardır, Hulusi Akar vardır.

Meşhur “Sarı Öküz” hikâyesini tekrar okumak ve hatırlamak bu günlerde çok önemlidir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yıldıray ÇİÇEK Arşivi
SON YAZILAR