Tüm MHP ve Devlet Bahçeli düşmanlarının koloni olarak yaşadığı T24 isminde bir haber sayfası var. Sanki bu sayfanın “MHP ve Devlet Bahçeli düşmanı olmayan giremez” gibi bir kuralı var. Her gün bir yazarı MHP ve Devlet Bahçeli düşmanlığı nöbetiyle yazı yazıyor. Geçen gün bu nöbete denk gelen yazarlarından Oya Baydar “Bahçeli gücünü nerden alıyor?” başlıklı bir yazıyla bu haber sayfasının misyonunu yerine getirmiştir. Komünist, devrimci, sosyalist, FETÖ, liberal artıklarından oluşan bir sayfada da ‘niçin bu misyon var?’ demenin de elbette bir manası yoktur.

“Bahçeli gücünü nerden alıyor?” sorusunun cevabı aslında çok basit; Hep haklı çıkmasından, vizyonundan, vatan sevgisinden, Türkiye’nin varlığını ve geleceğini koruma anlayışından alıyor.

Ama Oya Baydar’ın MHP Lideri Devlet Bahçeli’ye yönelik düşmanca duygularla yazdığını “Sürekli olarak: Ezmek, yıkmak, öldürmek, idam, savaş, kan, düşman, hain, vb. söylemini yüzü nefretle tekallüs etmiş şekilde, bağıra çağıra dillendiren, herkese tehditler savuran Devlet Bey, aslında olağanüstü biri değil, sıradan bir adem.” cümlelerinden anlamak mümkün…

Bu cümleleri yazan birinin en azından bu cümlelere muhatap olacak bir sicil sahibi olmaması gerekir.

MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin en çok kızdığı, bağırdığı ve ağır bedeller ödetilmesini istedikleri kimler?

Bölücüler, bölücülerle işbirliği yapanlar değil mi?

Peki, Oya Baydar kim?

Oyunu terör örgütünün uzantısı HDP’ye veren, terörist Demirtaş için defalarca kalemiyle güzellemeler yapan kişi!

Teröre hizmet eden, terör örgütünün sözcülüğünü yapan PKK’lı Selahattin Demirtaş’a yazdığı şu cümlelere bakar mısınız? :

“Alacağı oy, kazanıp kazanmayacağı, siyasî kimliği, partisi umurumda değil. Selahattin Demirtaş diliyle, üslubuyla, siyaseten değil yürekten gelen barış ve ‘çeşitlilik içinde nar gibi birlik’ özlemiyle; ağır mağduriyetler yaşamış Kürt-Zaza kimliğini Türkiyelilik paydasında eriten kardeşlik söylemiyle, gençliğiyle, gülen yüzüyle, umuduyla bu ülkeye barışı, kardeşliği, vicdanı, etik değerleri yeniden hatırlatıyor. Siyasetin dilini temizliyor, yeniliyor. Halk gibi konuşmanın, halktan olmanın; çatışmacı, bölücü, kindar, lumpen dille sağlanamayacağını gösteriyor. Başka bir dilin, başka bir siyasetin, başka bir Türkiye’nin, yeni bir yaşamın mümkün olduğu umudunu yayıyor. Kendisine kulak veren kitleyi aşağı çekmek, ilkelleştirmek, sonra da kendisi kitleyi gerilettiği düzeye inmek yerine, hepimize başka bir söylemin, başka bir yaşamın mümkün olduğunu ve halkların bunu hak ettiğini hatırlatıyor.”

“Demirtaş’a oy vermek: umut tükenmesin, vicdanlar daha fazla kararmasın, yeni bir yaşam vaadi öksüz kalmasın, demek benim için. Hiç değilse kararan ruhumuza, vicdanımıza bir iyilik yapmış, gelecek için bir mum yakmış oluruz.”

Oya Baydar’ın bu cümlelerini “Gerçekten bizim bildiğimiz terörist Selahattin Demirtaş için mi söylemiş“ diye defalarca okudum.

‘Acaba cümleleri yanlış mı okuyorum’ dedim.

Hayır, gerçekten onun için yazmış. Zaten yazısının başlığını da “Neden mi Demirtaş?” koymuş…

Bir “askerlerimizi, polislerimizi şehit eden ve masum insanları öldüren terör örgütlerinin kökü kazılsın. Teröristlere en ağır bedeller ödetilsin” diyen MHP Lideri Devlet Bahçeli için yazdıklarına bak, bir de terör örgütüne hizmet eden PKK’lı Selahattin Demirtaş için yazdıklarına bak…

Sosyalist olunca bir insan körlük mü yaşıyor?

Yarasayı muhabbet kuşu, zehir saçan yılanı güvercin mi sanıyor?

Oya Baydar’ın kalemine göre Selahattin Demirtaş’ın “dilinde barış, kardeşlik, temiz dil, umut, gülen yüz, vicdan, iyilik” varsa bizim tanıdığımız terörist Selahattin Demirtaş kimdir?

50 kişinin öldüğü Kobani olaylarında PKK’lıları sokağa davet eden kimdi?

793 asker ve polisimizin şehit edildiği Hendek, Çukur olaylarında “Bugün küçümsediğiniz barikat, hendek dediğiniz şey darbeye karşı direniştir. Darbe yapılmıştır. Buna karşı toplum sessiz mi kalacak?” diyerek PKK’lı teröristlere yönlendirme yapan kimdi?

Doğu ve Güneydoğu’daki terör eylemlerini “Cizre, Sur, Nusaybin, Silopi kahramanca direniyor. Bu halk boyun eğmiyor. Yarın Kürt halkının tarihi yazıldığında bugünler çok özel olarak tarihe not düşülecektir. Cizre, Sur, Silvan, Nusaybin, Gever, Kerboran, Derik, Silopi, Şırnak... Gerçekten tarih yazıyorlar.” şeklinde yücelten kimdi?

Askerimizi, polisimizi şehit eden, mazlum insanları mayınla, bombayla, kurşunla öldüren PKK’lı teröristlerin cenazesine katılmayan HDP’li milletvekillerine “Ben çok açık söyleyeyim; Halkımızın acısına sahip çıkmayan milletvekiliyle ilgili kusura bakmasınlar ben soruşturma açtırırım, parti disiplini gereği. Sen oy almışsın o insandan, hassasiyetine dikkat edeceksin arkadaşım. Cenazesine de gideceksin, taziyesine de.” şeklinde seslenen kimdi?

Terör örgütü PKK’nın taleplerinin dikkate alınmadığı vakit "Bir kıvılcım bir bakarsınız ki hiç birimizin hesap etmediği, hiç birimizin öngörmediği bir yerden bir kıvılcım, hiç kimsenin durduramayacağı bir iç savaş başlatır" tehdidinde bulunan kimdi?

PKK’lı bir teröristin mezarı tahrip edildi diye "Buradan halkımıza açık çağrı yapıyorum ve hatta partililerimize açık talimat olarak belirtiyorum. Mezarlar kutsaldır. Mezarlıkları kıranın gerekirse siz de kafalarını kırın" çağrısında bulunan kimdi?

Türk siyasetini kirlettiği günden beri dili buydu. Ve Oya Baydar gibiler ona başka maskeler giydirmeye çalıştılar.

Türkiye’nin bölünmemesinden yana duruş sergileyen MHP Lideri Devlet Bahçeli’ye çirkin, ahlaksız, seviyesiz ithamlarda bulunurken, Türkiye’nin bölüneceği hayallerini sürekli “Kürdistan küllerinden doğuyor, özerkliğimizi ilan ediyoruz” şeklinde ifade etmiş terörist Selahattin Demirtaş için de güzellemeler yapmıştır. Geçmişteki yazıları ve HDP Eşbaşkanı iken Demirtaş’a yaptığı ziyaretlerin hepsi arşivlerde durmaktadır.

Terör örgütü PKK’ya bu derece yakınlık duyan Oya Baydar bir zamanlar da FETÖ’nün propaganda ile Türk Ordusu üzerinde operasyon yapmak için kurduğu ve FETÖ yayın organı olmaktan kapanmış Taraf gazetesinin yazarıydı. FETÖ’nün yayın organı Taraf’tan ayrıldığında da “Taraf gazetesi daha yayına başlamadan CIA desteğinden Gülen Cemaati desteğine kadar her türlü tezviratın, çeşitli komplo teorilerinin hedefi haline getirildi. O günlerin koşullarında, başlangıçta “acaba mı?” diye düşündüğümü itiraf etmeliyim. Böyle olmadığı, gazetenin içine düştüğü malî bunalımın kısa zamanda su yüzüne çıkmasıyla anlaşıldı.“ cümleleriyle Taraf ile FETÖ ilişkisinin üzerini örtmeye çalışmıştı. Yönetici ve yazarlarının çoğu şimdi ya FETÖ’den hapiste ve ya firarda…

Gerçi Oya Baydar’ın eşi Aydın Engin de bir zamanlar Fethullah Gülen’in vitrin süsüydü.

2012 yılında katıldığı FETÖ’nün Abant toplantısını “Abant’taki tartışmaların tümüne Kürt sorunu damgasını vurdu.

Örneğin ilk günün ilk oturumunda ‘Vatandaşlık ve kimlikler’ tartışıldı. Elbette gayrimüslimlerin sorunları üstünde duruldu, Lozan Sözleşmesinden söz edildi ancak... Ancak söz döndü dolaştı kısa sürede Kürt sorununa geldi.

Günün ikinci oturumunda Anadilde eğitim sorunu ele alındı. Tamam Ermeni okulları, Rum okulları filan dendi ama gündemi esas olarak Kürtçe, Kürtçenin eğitimde kullanılması yani Kürt sorunu belirledi.

Öteki günlerin oturumları da ilk günden farklı değildi. Tartışmaları dikkatle izleyen biri olarak şunu söyleyebilirim: Abant Platformunda bu yıl -adı konmadan- Kürt sorunu tartışıldı.” şeklinde köşesine taşımıştı.

Yani bu karı-kocanın meselesi hep Kürtçülük üzerine, bölücüleri güzelleme…

Elbette böyle bir aile MHP ve Devlet Bahçeli’yi sever mi?

Oya Baydar’ın “Bahçeli gücünü nerden alıyor?” yazısı ukalalık yanında bilinçli bir fitne yazısıdır. Sürekli “Erdoğan mı Bahçeli’nin, Bahçeli mi Erdoğan’ın etkisinde?” şeklindeki sorgulamasına biraz fitne, biraz fesat katması aslında “Cumhur ittifakı bozulsun” çabasıdır. Cumhur ittifakı bozulursa herhalde hayali kendine lider gördüğü “terörist Demirtaş’ın serbest bırakılması olduğu için” kalemiyle bunun gayretini veriyor.

Terörist Demirtaş’tan barış güvercini olmaz Oya Baydar…

O yüzden MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin siyasi duruşu muhatapları için yerindedir.