Söğüt’ten yükselen, tarihin sesi

Bilge Lider Devlet Bahçeli, Söğüt'te, her zaman olduğu gibi tarihin diliyle konuştu.

Tarihin dili, vakıanın hakikate dönüşmüş dilidir: Kesindir ve geleceğe sirayet eder.

Ne dedi Bilge Lider?!

"Vatan, bir zaman aralığının, bir tarih anının tesadüfi mahsulü olmayıp; mazisi uzun yıllara yayılmış meşakkatli bir arayışın inançla kökleşmiş mükafatıdır. Türk milleti bu mükafatı bileğinin hakkıyla, inancının haysiyetiyle hak etmiştir. Geride kalan onca yüzyıl sahip olunan vatanın stratejik önemine uygun olarak kendi jeopolitiğini ve beşeri zenginliğini geliştirmiştir. Selçuklu'dan Osmanlı'ya, oradan da cumhuriyetimize köklü bir maddi ve manevi veraset intikal etmiştir. Türkiye Cumhuriyeti, Anadolu coğrafyasındaki stratejik var olma mücadelesinin tarihi mirasını devralmıştır. Çoğunluğu Anadolu'da, bir bölümü Trakya'da bulunan bugünkü sınırlarımızı esas alarak Türk milletine dayalı milli ve üniter bir devlet yapılanması vazgeçilmez bir öncelik olarak kabul edilmiştir.."

Bu sözler, tarihi hakikatin kelimelerle ifadesidir.

Vurgu yapılan olgular vatan ve devlettir.

Ve tabii ki bu vatanın üzerinde milli hassasiyeti ve fedakârlığı ile yüksek bir ruhla devleti kuran ve yaşatan Türk milletidir.

Vatanı, bir arazi ya da kuponla kazanılmış tesadüfi toprak parçası olarak görenler politikanın sahte, tiyatral ve demogoji ile süslü kürsülerinde konuşmakta, kapalı kapılar ardında sözde demokrasicilik oynamaktadır. Batılı burjuva demokrasilerinin bile tahammül edemediği bir kozmopolit hayalle üniter Türk Devleti'nin müktesebatını tartışmaya açmaktadırlar.

En masumundan "dünya vatandaşlığı" şeklinde anlaşılacak kozmopolitizm, milli ve üniter devletin cümle kapısını zorlayacak maymuncuğa dönüştürülmüş durumdadır.

Kozmopolitizme giden yolun düğmesine hiç şüphesiz dış mihraklar basmaktadır. Ama o yolun taşlarını egolar, kişisel hesaplar döşemektedir. Dış mihrakların en çok güvendiği yerel dayanak, işte bu ego ve kişisel hesaplardır.

Devlet şuurunun güçlenmesiyle, milli devlet olgusunun kamuoyuna hakim olmasıyla kozmopolit toplaşmalar hız kazanmıştır. Meselenin uluslararası planı görmezden gelinerek, MHP’nin ve AK Parti’nin aleyhinde oluşan yapay gerilim arttırılmaktadır.

Cumhur İttifakı’nın vatan-millet-devlet-bayrak bileşkesi kozmopolit saldırılara maruz kalmaktadır. Kamu düzenini tesis etmek yolunda atılan adımlar, her zaman olduğu gibi demokrasicilik (!) tertibi ile sigaya çekilmek istenmektedir.

Her şey o kadar ayan beyan ortadadır ki, milletimizin bu gerçekleri gördüğü ama birilerinin algı oyunlarıyla meseleyi kişiselleştirdiği gerçeği göz ardı edilemez.

Gam yok, Türk milleti vatanını korumak ve devletini baki kılmak yolunda kararlıdır.

Bu kararlılık kamu iradesine hakimdir.

Milletler mücadelesinin oyun ve tuzakları artık göz önündedir.

Kozmopolitizm, suçüstü yakalanmıştır.

Diyarbakır'da evlatlarını dağlardan çekip almak için HDP önünde nöbete duran anaların çığlığına kimlerin kulak verdiği, kimlerin ise sessizliğe bürünerek uluslararası oyuna teşne oldukları bilinmektedir.

Türkiye, bin yıllık mazisine sırtını dönmeyecek kadar kutlu bir ülkedir.

Söğüt’ten yükselen bilge söz, kamu ruhunu, kamu oyuna taşıyarak içimizdeki devlet vicdanını tazelemeyi sürdürmektedir.

Bin yıl önce "seyahatnamesinde", Türkler bir araya geldiğinde devletini konuşur, diyen Arap Seyyahı El Cahiz, müdrik bir dış göz olarak hakikati sislerin arasından bize hatırlatır.

Türkler devletinden vazgeçmez.

Bu yüzden büyük millettir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet ŞAFAK Arşivi
SON YAZILAR