İnsan olmak, insan gibi yaşamak ve insani değerleri koruyup saklamak zamanla dünyamızda zorlaşıyor. Türk milleti olarak her zaman insani değerleri önemsemiş, mazlumun, masumun yanında, zalimin karşısında durmuşuzdur.

Kim bilir belki de bu yüzden tüm soysuzlar, vatansız hainler, şerefsizler, çıkarcılar, vicdansızlar bizlere karşı her daim cephe alıyorlar her fırsatta kutsal değerlerimize saldırıyorlar. Bununla kalmayıp bizim şefkatli tavrımıza sinir oluyor içden içe düşmanlık besliyorlar. Kutlu vatanımıza, milletimize, bayrağımıza ve devletimize karşı her fırsatta kahpece saldırıyorlar.

Muasir Çağımızda dünyadaki olaylara karşı tavırlarımızda da asla insani değerleri unutmuyoruz. Mesela Suriye'yi ateş topuna, yer yüzünün cehennemine çeviren Amerika'dan, İran'dan, Rusya'dan farklı olarak Türkiye oradaki insanların derdine derman olmaya çalışıyor. Dünya üç maymunu oynuyor; görmüyor, duymuyor ve susuyorken, bizler Türk milleti olarak gördüğümüz vahşete, duyduğumuz çığlıklara susamıyoruz. Türkiye'miz kapılarını açıyor ve Suriyeli milyonlarca göçmene, sığınmacıya ev oluyor, sığınak, barınak, yuva oluyor. Allah'ın c.c verdiği yaşama şansını onlarım elinden almıyor, aksine hayata tutunmalarına destekçi,yardımcı oluyor.

Peki kendilerini sözde medeni,hoşgörülü bilen ve medeniyetin merkezi olarak gösteren vahşi, sömürgeci Avrupa ne yapıyor? Bir-iki maddi durumu yerinde, meslek sahibi Suriye'liyi ülkelerine kabul edince şan şahalı basın açıklaması yaparak kendilerini reklam ediyorlar. Kendilerinin ırkçı, faşist, cani yüzlerini saklamak için bütün bunları yapıyorlar. Ama asla bu yüzlerini saklayamıyorlar.

Nitekim hadsiz, küstah, ırkçı bir şerefsiz Yunan vekil olan Ioannis Lagos "kendilerinin çalıp kendilerinin oynadığı", kendi çıkarlarını korumakdan başka hiç bir işe yaramayan Avrupa Parlamentosu'nda "Yunan Adalarında İnsani Durum" başlıklı oturumda konuşma yaparken kürsüde "Kimsenin burada Yunan vatandaşlarının durumunu konuştuğunu duymuyoruz. Herkes göçmenlerden bahsediyor, Yunan vatandaşlarının hakları ne olacak?" diyerek tepki gösteriyor.

Bu şerefsiz faşist Yunan vekil Lagos, Yunan vatandaşlarının yüzde 70'inin yasa dışı göçe karşı olduğunu, ülke halkının göçmenler tarafından saldırılara uğradığını iddia ediyor.Bunun üzerine ırkçı Lagos, "Bir tarafta da Türkiye var, her istediğini yapabiliyor. Ülkemize akın akın göçmen geliyor. İşte bu Türk Bayrağı, bununla ne yapılır, yırtıp atılır. Artık buna bir son vermeliyiz." diyerek kutlu Türk Bayrağı'nı yırtarak büyük bir kışkırtmaya imza atıyor.

Bu faşist teröristin uygun zaman ve yerde en ağır şekilde şiddetle cezalandırılmasını umut ediyorum. Bu hatsiz,ırkçı vekil cehaletinin verdiği cesaretle Türk'leri suçluyor, şanlı Türk bayrağını yırtıyor. Akla böyle bir soru geliyor bu kadar Türk düşmanlığının sebebi nedir? Doğrusu cevap çok açık çünkü onlar biliyorlar ki, Türk'ün şanlı tuğu, bayrağı bir semada süzülüyorsa, göklerde, yücelerde dalgalanıyorsa orada huzur vardır, adalet vardır demektir. Çünkü Türk vefalıdır, cefakeştir, mazlumun yanında ve zalimin karşısındadır. Türk beklenendir. Türk umuttur, Türk uğurdur.Tarihte bilinen tek millet Türk ulusudur ki, asla sömürgecilik ve faşistlik gibi bir kara lekeyi tarihinin sayfasına yazmamıştır. Türk'ün eli asla masumun kanına bulaşmamıştır (1). Bugün eğer tarihimizle gurur duyuyorsak bunu asil atalarımızın kalplerindeki Allah aşkına ve vatan sevgisine borçluyuz. İşte bu aşkın ve sevginin gücüyle atalarımız hain düşmanı yenmişlerdir.(2).

Bu hadsiz ırkçı Yunan'a en etkileyici cevabı tarihi gerçekleri hatırlatarak Türkiye Cumhuriyeti'nin Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu şu sözlerle vermişdir: "Şanlı bayrağımıza uzanan elleri nasıl kırdığımızı, denize nasıl döktüğümüzü en iyi bu ırkçı kafalar bilir. Avrupa'nın şımarık, ırkçı çocukları hadlerini bilsin. Avrupa,Türk-İslam karşıtlığı ve ırkçılığa artık dur demeli"

Bayrak biz Türk'ler için önemlidir.Bayrağımız bizim şerefimiz ve namusumuzdur. Kutlu Türk bayrağı sonsuza kadar göklerde şanla şerefle dalgalanacaktır. Belki de dünyadaki hiçbir millet bizler kadar bayraklarına değer vermemiş, onu yüceltmemiş ve manevi bakımdan değerli bilmemiştir. Çünkü biz bayrağımızı sadece bir simge olarak görmüyoruz. Bizler bayrağımızı; canlı, kutsal bir varlık, güç kaynağımız olarak görür ve önemseriz. Bayrağımız bizim özümüzdür, bu sebeptendir ki, şehitlerimizin kanı bayrağımız göklerde başı dik bir şekilde gururla asaletle onurlu dalgalansın diye akar ve bayrağımızın hep yükseklerde şerefle dalgalanması için canımızdan-kanımızdan bile geçeriz (3). Bu anlamda şanlı, asil Türk bayrağımıza atf ederek yazdığım "Ay yıldızlı al sancak" şiirini sizlerle paylaşmak isterdim:

Şehitlerin kanıyla
Yıkanıp da yücelen
Göklerde dalgalanan
Asaletin simgesi
Ay yıldızlı al sancak!

Türk'e namus, şerefsin.
Görüldüğün her yerde
Vefa, deva simgesi
Huzurun habercisi
Ümmetin umudusun.
Ay yıldızlı al sancak!

Türk'e namus şerefsin
Er şehidin örtüsü
Türk kızına duvaksın.
Zalimlerin korkusu
Mazlumlara umutsun.
Ay yıldızlı al sancak!

Türk'e namus, şerefsin.
Dalgalanınca göklerde
Bir sevinçsin gözlerde
Umutsun gönüllerde
Şükürsün avuçlarda.
Ay yıldızlı al sancak

Türk'e namus şerefsin! (Aynur Talıblı)

Sadece bazı hatsizler, ırkçı,faşistler bilsinler ki, şanlı Türk bayrağının üzerindeki kirli ellerini çekmezlerse biz o cani ellerini çekmesini biliriz. Allah'ın izniyle!

P.S:Türk komutan İshak ÇELİK beye, verdiği değerli bilgiler ve destek için özellikle teşekkür ederim.Saygılarımla.

Yararlanılan kaynaklar:

1. Aynur Talıblı'nın"BAKÜ'NÜN Fethi ve ya "Kutlu Zafer Bakü" TRT DİZİSİ OLMALI" isimli makalesinden.

2. Aynur Talıblı'nın "Selam Türk'ün Bayrağına, Selam Türk'ün Askerin"simli makalesinden.

3. "Azerbaycan Türklerinin Bayrağının Şanlı Tarihi" isimli Aynur Talıblı makalesinden.