Ayşenaz ÇİMEN

Ayşenaz ÇİMEN

TERÖRLE MÜCADELEDE PSİKOLOJİK GÜÇ

Her devletin hem sahada hem masada uyguladığı bir terörle mücadele politikası vardır. Aslında politika kavramını kullanmak her ne kadar doğru olmasa da terörle mücadele; kimi zaman muhalefetin kimi zaman iktidarın etkisi altında kalarak politikleşmiştir.

Fakat burada ince bir ayrıntı vardır.

Devletin, terörle mücadele stratejisi olur, politikası olmaz. Politikleşen terörle mücadele, devletin terörle mücadele stratejisinin siyaseten millete yansımasıdır.

Ve bu yansımanın temelinde, psikolojik üstünlük vardır.

Nasıl mı?

*

Muhalefet kanadı; terörle mücadeleyi genelde iktidarların baskıcı faşizan politikaları olarak nitelendirip psikolojik üstünlük yaratmaya çalışır.

Etnik kimliğiyle barışmamış kitlelere hitap eder, alt kimlik üst kimlik meselelerini tetikler, Türk, Kürt, Alevi, Sünni vb. ayrıştırmalarına dikkat çekerek sosyal dayanışmaya önem verilmesi gerektiğini ifade eder, fakirlik zenginlik işsizlik gibi toplumun ekonomik zayıflığını vurgulayıp  devletin iç güvenlikten ziyade ekonomik refaha önem vermesi gerektiğine dair söylemlerde bulunur.

İktidar kanadı; devletin, milletin birliğine bütünlüğüne önem veren adımlarda bulunur, iç güvenlik zafiyetinin sınır tanımadığını ifade eder, milliyetçilik söylemlerine daha çok önem verir, toplumu gerecek etnik propagandalardan uzak durur, medyayı çok etkin kullanır, ılımlı muhalefete el uzatır.

*

Her iki taraf da bu şekilde bir psikolojik üstünlük yarışına girer. Halbuki her iki kanadın da bütün siyasi kimliklerinden arınıp devletin terörle mücadele stratejisi çatısı altında birleşmesi gerekir.

Çünkü dünya konjonktüründe bir devletin iktidarında ve muhalefetindeki bu iç çatışmayı fark eden küresel güçler bu durumu kullanmak için algı ajanlarını devreye sokar.

Özellikle Twitter gündemi üzerinden, gazetelerin manşetlerinden, akşam ajanslarında süresi uzun tutulan haberlerden.

Mesela Barış Pınarı Harekatı başladığı günden beri NEDENSE “Kürtçe, Türk-Kürt” kavramları gündemden hiç düşmedi, CHP’ den Sezgin Tanrıkulu’nun etnik bölücülüğü tetikleyen söylemleri, Canan Kaftancıoğlu’nun tek bir kelime etmemesi, AKP’deki bazı kesimlerin harekatın gizliliğini zedeleyen hareketleri, MHP’ yi ırkçı bir partiymiş gibi göstermeye çalışan bazı kitleler gerçekten milli birlik ve beraberliğin sağlanmasına bir nebze engel oldu.

*

Benim Türkiye’m , CHP’ sinden AKP’ sine dek böyle kritik meselelerde el ele vermesini bilen bir ülkeydi. Fakat her partinin içine küresel sistemin algı ajanları öyle bir yerleştirilmiş ki, terörizm gibi önemli bir meselede dahi 80 milyon tek yürek olamıyoruz.

İşte bu durum terörle mücadelenin psikolojik gücünün ucunun nerelere değdiğinin en büyük göstergesidir.

Bir millete, devletin terörle mücadele stratejisini anlatma yükümlülüğüne sahip olanlar bu milletin kendi iradesi ile seçtiği milletvekilleridir. Bakın altını çiziyorum POLİTİKA değil, STRATEJİ.

Milletvekilleri tarafından, gizlilik ilkesine aykırı davranılmadan, devletin şefkatli gücünü gösteren stratejileri 80 milyonla paylaşıldığında her şey çok başka olacak diye düşünüyorum.

*

Türkiye sınırları içindeki terör örgütleri, küresel düzenin damarlarından beslendiği İsrail-Rusya-ABD-İngiliz-Fransız istihbaratı ve terörle mücadele daire başkanlıklarınca öyle bir eğitimden geçiyorlar ki tuzak içinde tuzaklarla Türkiye’ye saldırıyorlar.

Mesela PKK, silahlı eylemlerine başlamadan önce doğuda ve güneydoğuda yöre halkı üzerinde çalışmalarda bulunmuş ve tabana nasıl hitap ederim diye belli yöntemler çizmiş. Suriye sınır hattında daha esnek davranırım, Irak sınır hattında daha sert politikalar güderim, Karadeniz’de sosyalizme daha yoğunluk gösteririm gibisinden.

Ve aradan 35 yıl geçti, değişen hiçbir şey yok.

Allah tuzak kuranların en hayırlısıdır derler ya hani, şehitlerimizin yüzü suyu hürmetine Türkiye Cumhuriyeti Devleti bu tuzakları canı pahasına bozacak binlerce Kara Fatmalara, Yörük Ali Efelere sahip.

Tek eksiğimiz, terörle mücadeledeki psikolojik güç. Bu da siyasi cenahın marifetine kalmış artık. Çünkü devlet elinden geleni fazlasıyla yapıyor. Ne zaman ki; terörle mücadele politikasına değil de stratejisine ağırlık verilirse işte o zaman psikolojik üstünlüğümüzü de ele geçirmiş olacağız.

Allah bu devlete zeval vermesin…

Aksakallıların duası üzerinizde olsun.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ayşenaz ÇİMEN Arşivi
SON YAZILAR