'Sürdürülebilir millilik' şart!
Dolmabahçe Mutabakatı'ndan HDP'li vekil görünümlü PKK uzantılarına yönelik yapılan 'temizlik' çalışması durumuna gelinmesi...
'Çözüyoruz' ihanetinden 'yok öyle bir sorun' aşamasına geçilmesi...
Barzani'yle görüşmelerinde Kuzey Irak'taki Kürt varlığını tanıyacağı vaadinde bulunup kapalı kapılar ardında milli onura aykırı görüşmelerin 'Fırat Kalkanı Operasyonu'na dönüşmesi...
Atatürk'ün ismini ağzına almayan iktidarın 29 Ekim kutlama mesajlarında Ata'dan 'Cumhuriyet'imizin banisi' olarak bahsetmeye başlaması...
Vesaire...
****
Atılan tüm bu adımlar yapılan hamleler Türk Milleti'nin milli damarlarını okşayan türden.
Fakat söz konusu AKP iktidarı olunca atılan her adıma, yapılan her hamleye 'septik' bakıyoruz.
Ne de olsa karşımızda anti milli hareketleri sergilemekten yıllarca çekinmemiş, milliyetçiliği ayaklar altına aldığını alenen söyleyebilen bir iktidar partisi var.
****
Bugün milli damarlarımız okşanıyor olabilir.
Bugün AKP iktidarı milli hareketlerle boy gösteriyor olabilir.
Fakat tıpkı 'one minute'ta olduğu gibi...
Tıpkı 'Rusya krizi'nde olduğu gibi...
Tam da 'işte böyle olması gerekir' denilen noktada R vitesine takıp Türkiye Cumhuriyeti Devleti adına 'ben ettim sen etme' pozisyonuna geçen AKP iktidarının bugünkü hareketleri de dünü baz alarak yarın için bizleri kaygılandırıyor.
****
Her şeyin sürdürülebilir olanı makbul memlekette.
Enerjinin, eğitimin, kalkınmanın, turizmin...
****
Milliliğin de sürdürülebilir olanı kabul görmeli artık bu memlekette.
Siyasi yönü ne olursa olsun 'milli' durabilmeli iktidar partisi.
Şahsi çıkarlarını milli çıkarların önüne geçirip siyasi ikbal kaygısı ile hareket etmemeli.
Bugünkü o milli damarlarımızı okşayan hamleler, adımlar için yarın 'özür dilemeyeceğinin', 'aldatıldık' demeyeceğinin garantisini verebilmeli AKP iktidarı.
Yarın yine 'ben ettim sen etme' diyerek R'ye takmamalı...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.