BAHARAT VAR İSTİHBARAT YOK!
Memlekette her Allah'ın günü şehit verirken YAŞ konusunda yazmak istemezdim; ancak bu gibi durumlarda Fuzuli'nin sözü gelir aklıma:
"Söylesem tesiri yok, sussam gönül razı değil
Çektiğim alamı bir ben birde Allah'ım bilir"
İşte o yüzden, şehitlerimize Allah'tan rahmet dileyerek, 700 bin kişilik bir Ordunun Başının ve Kuvvet Komutanlarının savaşta değil bir darbe girişiminde, darbecilerce teslim alınıyorlar ve görevlerinde kalıyorlar. Bu komutanlar onları gören ve imalı şekilde bakan gözlerin ortasında, yanlarında fısıltıyla konuşanların arasında nasıl görev yapacaklar? Bu Komuta kademesi, Orduyu emir komuta zinciri içinde tutamayan bu insanlar Orduyu nasıl toplayacaklar? Başlarında ikide bir çözüm diyen politik iktidarla nasıl olacakta PKK'yla mücadele edecekler?
Bu nasıl Ordu? Baharat var, istihbarat yok! Her türlü acı var, çözüm yok. Bir darbe girişimi var duyan yok. Bırakın duymayı, Cumhurbaşkanı girişimi bir 16.30'da haberim oldu diyor, bir eniştemden öğrendim diyor. Bir Komutan, hanımımdan öğrendim diyor, Başbakan orada yok, Bakanlar ortada yok, ana muhalefet başkanı ortada yok; lakin el birliği ile Türkiye'nin başına bela, imam ettikleri cemaatçilerin organize ettiği darbeden haberdar olan yok. Hattı zatında Lider Devlet Bahçeli'den başka bir baba yiğit yok Ankara'da, meydanda. Kimsenin haberi yok; ancak aynı zamanda herkes saklanacak bir yer bulmuş ve saklanıyor.
Darbe girişiminde bulunan erat, darbe yaptıklarını televizyondan öğreniyor ve ağlıyor, siz öğrendikten sonra ne yaptınız oturup ağladınız mı nasıl haberimiz olmadı diye? Kendinize gelin beyler, bırakın bu enişte, baldız işlerini, bu nice haldır?
Bu olay tamamıyla aydınlanmazsa hiçbir şey çözülmüş olmaz. İnanın olayın üstündeki sis perdesi kalkmadı. Hala net bir görüntü alınamıyor. Bilgi kirliliği had safhada. Bunu bitirecek olan mevcut iktidardır. O da demokrasi şehitleri diye tutturmuş, halkımıza gaz vermeye çalışıyor. Tehlikeli bir oyunun kurucusu gibi… Kronolojik sıralamaya göre olayları bir tek haber programlarında izleyebiliyoruz. Yetkili bir Bakan, Başbakan Yardımcısı çıkıp anlatsa ya? Nerde o günler. Her şey hakkında konuşanlar, sus pus. Onlar, Erhan Çelik'in TRT'den çok para almadığını söylemekle meşguller. Ama aldığı parayı söyleyemiyorlar. Yoksa onlarda mı Fuzuli'yi hatırlıyorlar?
Sayın Cumhurbaşkanı, bazı adamları akiller heyeti diye önümüze sundunuz. Sunduğunuz bu adamlar, bebek katili ve PKK'yı aklama heyetine dönüştüler. Gittikleri illerde, savundukları şeylerden ötürü yalnız gezemediler. Yanlarında yüzlerce polis… Sözle halkla iç içe oldular. Analar ağlamayacak dediler hala daha analar ağlıyor, kan akmayacak dediler hala daha kan oluk oluk akıyor… Bağımsız devlet istemekten vazgeçtiler dediler, PKK hala bağımsız, özerk devletten söz ediyor.
Siz, Abantçılar vasıtasıyla yıllarca Abant toplantılarında Milli Devlete, Üniter Yapıya karşı görüşlere izin verdiniz. Anayasanın tekçi olmasını eleştirdiniz. Atatürkçülüğü kötülediniz. Etnikçilik altında Kürtçülüğü demokratlık olarak gördünüz, Diyalogcu oldunuz, Türk ve Türklük düşmanlığını hoş gördünüz. Bu toplantılara katılan yapay akademisyenleri, yancı gazetecileri, çok yüzlü politikacıları, aydın geçinen ay-dınları adam yerine koydunuz, bu toplantılara AKP olarak katıldınız. İyi de elinize ne geçti? Bana ahmak deyin diyenlere ahmak desek ne olur? Yaşadıklarımız geçti mi? Veya öyle kolay geçecek cinsten şeyler mi?
TSK dağıtılsın diyen adamlara gazeteci görüş belirtiyor dediniz. Askerden şehit olmaz diyenlerin yüzüne güldünüz şimdi de demokrasi şehidi diyorsunuz. Neyin kafasını yaşıyorsunuz? Hadi siz yaşıyorsunuz da Türkiye'ye neyin kafasını yaşatıyorsunuz?
Tehlikenin arkası tehlike! Piyasalardaki kırıklığa, durgunluğa bakılırsa, ekonomik kriz kapıda… Bu darbe kalkışmasının ardı Türkiye'den sıcak parayı çekme girişimleri olacaktır. Yani askeri darbeden sonra, ekonomik darbe girişiminde bulunabilirler. Hazırlıklı olmalıyız!
Sağlıcakla kalın!
Fikri ATILBAZ
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.