KARA CUMA!
Cuma günü facebook'tan, cep telefonundan veya başka bir şekilde, camilerde, cumalaştılar. 'Hayırlı Cumalar' dediler, yazdılar. Önemli olan Cumalaşmaktı ve öyle de oldu. Bunlara dikkat edenler, kendinden büyükleri aradı, ellerinden öperim, 'Hayırlı Cumalar' diyerek telefonu kapadı. İyi de Cuma o an itibarıyla bizim için hayırlı değilmiş. Mübarek Cuma günü, pek de mübarek olmayan bir zihniyet tarafından darbe girişiminde bulunuldu.
Cuma akşamı interneti televizyona bağlamış ailece bir film izliyorduk. Telefonum çaldı. Başkanım iyi geceler diyordu Burak Kardeşim. İyi geceler Burak hayrola dedikten sonra, 'Başkanım belki malumatınız yoktur, sanki bir şeyler oluyor Türkiye'de. CNN veriyor, askerler yolları kesmiş, silahlar patlıyor, bir şeyler oluyor, bilginiz olsun dedim.' diyerek telefonu kapattık.
Hemen CNN'i açtım; görüntüler yıktı beni. Beni takip edenler bilir, Türkiye günden güne Ortadoğu ülkelerine benziyor diye devamlı yazarım. Cumhuriyet değerlerinden uzaklaşan ülkemiz, camide, pazarda, meydanlarda, karakollarda meydana gelen canlı bomba patlamalarıyla ülkemizin Ortadoğu ülkelerine benzediğini söyler dururum. Ancak CNN'deki görüntüler bir anlığına da olsa beni Robert Redford'un 'Gazeteci' isimli filmine götürdü. Köşelerde 10-15 askerin yolları kestiğini, ilerleyen tankları görünce bir anda kendimi Bolivya, Peru, Şili gibi ülkelerde hissetim. Biz Ortadoğu değil de Latin Amerika ülkesi miyiz diye kendimi hesaba çektim. O rezil görüntüler bana bunu hissettirdi.
İlk anda doğru bilgi alamadığımız, hükümetin ve Cumhurbaşkanının sessiz kaldığı süreçten sonra, Lider Devlet Bahçeli'nin, "Devlet Bahçeli Başbakanı aradı ve 'yanınızdayız' dedi' diye yazan haberin ekrana düşmesinden sonra, olay kırıldı. Hele bu hareketin emir komuta zincirinde yapılmadığı anlaşılınca herkesin cesareti arttı. Olan hemen her gün dış basında itibarı sarsılan, yıkılan Türkiye panoramasına oldu. Hem Türkiye'nin hem de PKK'yla mücadele eden Türk Ordusunun itibarını zedeleyen görüntüler oluştu.
PKK'nın ve dahi terör örgütlerinin bugüne kadar cesaret edemedikleri gazi Meclisimiz, yani Türkiye'nin dile geldiği TBMM, Ordunun içine çöreklenmiş, nüfuz etmiş, çarpık zihniyetli kişiler tarafından bombalanıyordu. Bu olay bunlar Türk askeri mi sorusunu gündeme getiriyordu. Sanki bu adamlar Türk değil, PKK'yla anlaşmalı bir gruptu; çünkü Özel Harekâtçıları öldürmek üzere anlaşmışlardı. Lider Bahçeli'nin dediği gibi Türkiye'nin kalbine girmiş olan bu kendini bilmez hain, işbirlikçi grup amacına nail olamamıştır ve bu amaçla hareket edecek olanlarda hiçbir zaman başarıya ulaşamayacaklardır.
Bu talihsiz olay inşallah gereken dersi almasını sağlamıştır. Herkes kendi hissesine düşeni almıştır. Bu kadar süre içinde bile özellikle kalkışmacıların ne denli kör hareket etmelerinden dolayı 161 vatan evladımızı şehit vermişizdir. Yüce Allah’tan hepsine rahmet diliyorum.
Olaylar yaşanırken özellikle polisimize, askerimize karşı bir davranışı kahramanlık sayan bedbahtları Türk milleti hiçbir zaman unutmayacaktır, onları, o şahsiyetsizleri belki dualar içinde değil; ancak mutlaka ve mutlaka beddualar içinde, rahmetle değil, bela ederek hatırlayacak, bu müptezellere Allah'ın bir damla suyunu vermeyecekleri gibi affı kuvvetli Allah'tan bunlar için ne bir af ne de rahmet dileyeceklerdir.
Bu olaylar neticesinde Rabbim, darbelerden medet umanlara, meydanları Tahrir'e dönüştürmek isteyenlere, askeri milletinle karşı karşıya getirmek isteyen, askeri polisine, vatandaşına karşı kurşun sıkan, Meclisine bomba attıran; bunun yanında askerine bıçak çektiren, kafa kestiren niyetsizlerin niyetlerinden bizi korusun.
Sağlıcakla kalın!
Fikri ATILBAZ
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.