Anlaşılan şu; bizde böyle devlet başkanı, böyle aydın denen isimler olur ve kendilerine danışılırsa sizin devlet olarak terör ve teröristle yaptığınız savaş önemsiz ve yerinde görülmeyebilir. Terör örgütünün bitirilememesinin sebebi budur.

Peki kim bu aydınlar derseniz hemen bazılarını söyleyelim; Osman Kavala, Ahmet Hakan, Ali Bayramoğlu, Oral Çalışlar, Mustafa Karaalioğlu… gibi bazı aydın denmiş karanlık kafalar bu toplantıya katılmışlar. Nerden çıktı şimdi durup dururken diye sorabilirsiniz, bu olayı bende durup dururken ortaya atmadım, daha önceden bu haberi paylaşan eski İstanbul milletvekili Ufuk Uras'ın bu haberi önce sayfasında paylaşması ve bir süre sonra sessiz sedasız bu haberi sayfasından silmesi bende etkili oldu. Yani beni bu konuya değindirdi.

Kupürdeki "Askere yetki gereksiz" başlıklı haberde Erdoğan, PKK'ya silah bırakma çağrısı yapan "aydınlarla" bir toplantı gerçekleştiriyor. Habere göre toplantıda dönemin Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök, askerin kısıtlanmış yetkilerine rağmen PKK ile mücadele etmeye devam ettiğini belirtiyor. Toplantıda bulunan "aydınlar" ise TSK'nın yetkilerinin yeterli olduğunu belirterek yeni yetkilerin demokrasiye zarar vereceğini savunuyor. Erdoğan da "aydınlara" destek çıkarak askere verilebilecek yeni yetkilerin gereksiz olduğu görüşünü savunuyor.

Bu konuya eğilmemdeki sebep acaba Ufuk Uras niye bu haberi durup dururken sayfasından kaldırıyor? Sebebi ne? İlginç isimlerin bulunması mı, bunun sebebi ne oldu acaba, bilmem.

Zamanında Hakan Bayraktarın yaptığı açıklama önem kazanıyor, neydi bu açıklama; "3. bir muhalif parti veya partiler birliğinin % 10 barajını geçerek milletvekili çıkarabilmesidir" Hakan Bayraktar'ın 2015 yılının üçüncü ayında bu açıklamayı yapması 2 yıl sonra hayat buluyor. Bu karışık ilişkiler üstü örtülü olan ilişkilerin ortaya çıkmasıdır.

Bu olayların Türkiye açısından önemi büyük… HDP seçime tek başına girme kararı alırken tek bir slogan ile oy istiyor, "Seni başkan yaptırmayacağız!" diyor ve bu sözü bulan kişinin TESEV üyesi Osman Kavala oluyor.

"Ayşe Buğra'nın kitaplarını gençlere öneriyorum" diyen Akşener'in gençlere önerdiği bu bayan yazar Kavala'nın eşi bunu da herkes bilsin. İlişkiler bu kadar girift ve karışık yani Türkiye ve gençliği bu karmaşık ilişkiler herkesin gözü önünde gerçekleşiyor.

Ne yazık ki bu karmaşık ilişkiler bizim içimizde ve aynı zamanda Avrupa'dan yardım alıyor Hatta bu yazıyı atan Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü Kati Piri "Osman Kavala'nın İstanbul'da gözaltına alınması çok rahatsız edici. Avrupa Parlamentosu'nda serbest bırakılması için acil çağrı başlatılmasını teklif edeceğim"

Bu çarpık ve karışık ilişkiler aklımızı ve yapılmak istenen işleri karıştırıyor ve bundan dolayı milletin aklını da karıştırmış oluyor. Bu işin içinde Avrupa Birliği ne arıyor? Bunu bilmemiz çok önemlidir! Yalnız anladığımız bir şey varsa karşımızda olanlar sıkı bir birlik içinde birbirlerine sarılmışlar.

Sağlıcakla kalın!