YALAN FABRİKALARI
Ülkemiz, aylardır, hatta hatta yıllardır , adeta, yalancılar ordusu üreten fabrikalar gibi çalışan, sözde partilerle uğraşmaktan, bitap düşmüştür.
Yalancılık, bir hastalık olup, tıptaki adı da mitomanidir.
Bunun yanısıra bir de ahlâki ve dini boyutu vardır. Ayrıca, yalan söyleme çok önemli bir silah olarak da değerlendirilebiliyor.
Yalan söylemeyi, bu belirttiğim durumlara ek olarak, bir beceri olarak görenler olsa da, “iyi bir YALANCI” bazıları tarafından da, gizliden gizliye hayranlık uyandıran bir durum olarak da görülebiliyor.
Demek ki; insanlar “iyi bir yalancıyı” kınasalar dahi, kıskançlıkla karışık hayranlık duyabilir hale gelebildiklerini gösteriyor. Bunun ahlâki ve dini yönden ne derece doğru olduğunu siz değerli okurlarıma bırakıyorum.
MİTOMANİK YÖNDEN YALAN
Hollanda' lı psikolog Aldert Vrij, “ iyi bir yalancı” olabilmek için ne özellikler gerektiğini araştırıyor. Yaptığı araştırmalar neticesinde, başarılı yalancıların 18 ortak özelliklerinin olduğunu, bu yalancıların, en iddialı soru soran kişileri dahi terletecek yeteneğe sahip olduklarını tespit ediyor.
“İyi yalancıların” davranışları, yönlendirme yeteneğine sahip, eylemle ilgili (pragmatik) yalancılar olup, hiçbir şeyden korkmamaları ve endişe duymamalarıdır. Bunlar, sürekli yalan-dolan içinde olduklarını, planlarını çok akıllıca kullandıklarını bilirler.
Rol yapma yetenekleri gelişmiş, karşıdakilerini rahatlıkla etkileyen ifade yetenekleri gelişkendir.
İyi izlenim bırakır, dikkatleri başka yöne çeker, insanların düşüncelerine tecavüz ederler.
Bu yazımı, özellikle son günlerde bir fabrika gibi çalışan ve yalanlarına yetişemediğimiz, yalanlarının peşinden koşmaktan perişan olduğumuz; bazı kişi, parti ve kuruluşları gördükten sonra, belki “UYANMAK İSTEYEN ve OLAYLARA DAHA İYİ VAKIF OLMAK İSTEYENLER OLUR” diye kaleme aldım.
Hollanda' lı psikolog Aldert Vrij' in yalancılar ile ilgili, yaptığı araştırmadan bazılarını başlıklar halinde siz okurlarla paylaşmak istedim. Bu paylaşımdan sonra yalancıları çok daha iyi tanıyacağınızı umuyorum.
- Duygusal kamuflaj: Yalancılar, gerçek duygularını maskelemekte ve bunların tam tersi bir izlenim uyandırmakta ustadırlar.
- İyi hatiptirler: Etkili konuşma yeteneğine sahip olan, yalancılar, sözcüklerle oynayarak, sorulan sorulara farklı cevaplar vererek dinleyicilerin kafalarını karıştırırlar.
- Hazırlıklıdırlar: Her soruya hazır cevapları olduğu için tereddüde yer bırakmazlar.
- Doğrulanması mümkün olmayan cevaplar: Bilgiyi gizlemek “Gerçekten hatırlamıyorum”, “ Şuanda aklıma gelmiyor” gibi o anda uydurulmuş bir yalan tercih edebilirler, çünkü onaylama ihtiyacı ortadan kalkar.
- Bilgiyi tutumlu kullanırlar: Kendilerine sorulan sorulara azar azar kısıtlı cevap verirler. Böylece ayrıntılarla ilgili soru sorulmasını engellemiş olurlar ve tereddüd ettikleri soruları geçiştirmiş olurlar.
- Acil durumlar için ilginç ve orjinal düşünceler: En tecrübeli yalancı bile beklenmedik bir soru veya durumla karşılaşırsa şaşırabilir ve bocalayabilir. Bu durumlara karşı da her an aklında, yanında verilebilecek bir cevabı bulunur, hazırlıklı olurlar.
- Hızlı düşünme yeteneği: Beklemeler, durmalar, “eeeee”, “ıııı” gibi hareketler, karşıdakilerde kandırılma duygusunu doğurur. Onun için hızlı düşünmek, tek ayak üstünde kırk yalan söylemeyi becerebilmek önemlidir.
- Zekâ önemlidir: Yalan söyleyen biri söylediği yalanın kendini düşürecek zor durumlardan zekâsı ile bir hamlede kurtulabilir.
- İyi bir bellek şart: Hafızası güçlü bir yalancı, ayrıntılar karşısında hata yapmasını önler.
- Doğrulardan çok fazla uzaklaşmamak gerekir: Doğruları evirip çeviren, gerçeğe yakın yalanlar, harbi, yalan gibi yalanlardan daha inandırıcıdır.
- Kuşkuları okuma becerisi: Mesleğinde uzmanlaşmış (!) bir yalancı, karşıdakilerde beliren en ufak bir kuşkuyu sezebilmelidir. Hemen buna göre durum alıp yeni ayarlar yapabilirler.
Hollanda' lı Psikolog Aldert Vrij' in bu tespitleri oldukça dikkat çekici ve yalancılığı meslek edinmiş kişileri cesaretlendirici sonuçlar olduğu kaçınılmaz bir gerçek. Ama bir de bu yalancıların karşısında masum, yalanın en azından ahlâki yönden yanlış bir şey olduğuna inanan bir kesim var ve bunların bir şekilde bilgilendirilmesi gerekiyor.
Üstelik Vrij, “bu becerilerin” sonradan kazanmanın zorluğuna da değiniyor; bu özelliklerin, pek çoğuna insanlar, doğuştan sahip olduklarını, pek çoğunun şahsiyetlerinin bir parçası olduğunu belirtiyor.
Ders niteliğindeki bu bilgileri aktarmamdaki gayem ise “ hâlâ muhakeme (KARŞILAŞTIRMA) yapma yeteneğini kaybetmeyen değerli insanlara bir fayda sağlaması umudunu taşımamdır.
Yukarıda ana hatlarıyla yazdığım yalan ve yalancıların “hangi fabrikaların ürünleri” olduğu, kim ve kimler olduğu,
Bu ülkeye; fayda mı zarar mı getireceği,
Şimdiye kadar ne sözler verildiği,
Nelerin gerçekleştirilip, gerçekleştirilmediğini,
Siz kıymetli okurların, çok iyi analiz edeceğini biliyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.