Önce Erdoğan hayranı Baykal’dan bahsedelim…

Bu yaşında hala hırsının kurbanı…

Kendi elleriyle milletvekili, Genel Başkan ve Başbakan yaptığı, kendi elleriyle halkın seçmesini sağladığı, gizli gizli görüştüğü Cumhurbaşkanı Erdoğan’a “devletin kaderi emanet edilemez”miş!

Kendini siyaset kurdu sanan bu eski tüfek, “Yüzde 51, yüzde 100’ü fesh edemez. Yüzde 51, yüzde 100’e üstünlük taslayamaz” diye inciler saçıyor.

Millet balık hafızalı ya, yerseniz!

Yüzde 49,5’luk AKP, ülkeyi yönetmiyor mu?

Senin Genel Başkanlığında yüzde 19’luk CHP ile yüzde 38,5’luk AKP birleşip Cumhurbaşkanını halkın seçmesi için anayasa değişikliğine gitmedi mi?

Sen kimi kandırıyorsun Bay Baykal?

*

Gelelim Ülkücü maskeli iflah olmaz Bahçeli muhaliflerine…

Orada burada inciler saçarak Ülkücü avına çıkmışlar…

Bütün işleri felaket tellallığı yapmak…

Biri Gaziantep’te “Hayırlı Gençlik Paltformu”na çıkıp konuşmuş… Çıkacağı başka yer kalmayınca platforma çıkmış yani…

Yine o devasa egosunu doyuruyor: “Bizi hayat tarzı, mezhep, etnisite hatta “hayır”-“evet” dememize göre ayrıştırmak, bölmek istiyorlar. Oysa biz aynı milletin, Türk milletinin çocuklarıyız.”

Millet salak ya, ayrıştıran, görev aldığı teşkilatı düşman ilan eden sanki başkası!

Komplo profesörü yeni bir kehanette bulunuyor:

“Birilerinin referandum bahanesi ile Türk Milletini bölmesine müsaade etmeyeceğiz.”

Biri bu adama “Siz kimsiniz?” diye sormalı…

Hiç davayla, partiyle, Ülkücü Hareket’le teması olmamış, babasının iyi-kötü mirasını da ihtirasının ve egosunun kurbanı eden bu adama biri bu MHP ve Bahçeli düşmanlığının sebebini sormalı…

Biri ona sadakatten, vefadan bahsetmeli…

Biri ona Ülkücü Hareket’in mankurtlardan oluşan bir kitle olmadığını anlatmalı…

Kriz ustaları sözde tehditlerden de vazgeçmiyor:

“Bahçeli koltuğunun karşılığında başkanlığa evet dedi.”

“Bugün MHP’de muhalefet olan Balgat kliğidir.”

“Kuvvetler ayrılığı ortadan kalkarsa diktatörlük yaşanır!”

“MHP Kongresinin engellenmesinin karşılığı olarak MHP evet diyor.”

“Evet çıkarsa KKTC’nin yıkılma süreci başlar.”

“Hayır çıkarsa Bahçeli ve Binali gider”…

“Binali Yıldırım’ın Başbakanlığı benim için sıfır derecesindedir.”

Bütün bunlar neyin komplosudur? İspatlamazsan müfteri olmaz mısın?

Nasıl bir strateji, nasıl bir kriz, nasıl bir felaket tellallığıdır?

Milleti tahrik etmek suç değil mi?

*

Bu uyanık profesör, 15 Temmuz sonrası maskeli beşlerle olan toplantılarda Tarihçi Profesörü sahneye sürüyor artık.

Ama…

Kendi ikbalinin cilalandığı toplantılarda da sahneye fırlayıp “Bizde sizdeniiiiizzz!” diye yırtınıyor.

Diğer allame Profesörden başka inci:

“Neden parti kuralım ki? Partisine ters olan bizler değiliz!”

Yani siz maskeli beşler, partinin sahibisiniz ama geri kalan 35 vekil ve Ülkücü Hareket de kendi partisine ters öyle mi?

Acaba hoca sürmenaj mı olmuş, beyin ishaline mi yakalanmış?

Tam bir güleriz ağlanacak halimize vakası!

MHP etiketi taşıyıp CHP ve Perinçek koridorlarında dolaşmak, Ülkücü katillerinin kanallarında lidere hakaretler yağdırıp milletin kafasını karıştırmak nasıl bir duygu acaba?

Nasıl bir aidiyet hissidir bu?

Nasıl bir ilim adamı kafasıdır?

Üç gün MHP’de vekillik yapıp MHP’yi babalarının malı sanmak nasıl bir histeridir?

Ve komplo profesöründen şu açıklama hangi aklın eseridir:

“İnandığımızı ölümle tehdit edilsek bile sonuna kadar savunuruz!”

Sizi hangi aklı başında Ülkücü ne diye tehdit etsin ki?

Ahınız gitmiş vahınız kalmış, 16 Nisan’a kadar biraz daha cebelleşin bakalım, ondan sonrası nerelerde at koşturursunuz bakalım?