“VATANSEVER HALKIMIZA DUYURULUR!”

Başlıktaki cümle, Y-CHP’nin PM bildirisinin sonu…

            Her zamanki gibi bir olay vukuunda hemen toplaşır bir bildiri yayınlar ya CHP…

            “Yoldaşları” gözaltına alınınca hemen toplanmışlar yine…

            Meşhuuur “Altı Ok”tan birinin “milliyetçilik” olduğu ve “Atatürkçü geçinen partinin yöneticileri nasıl olur da PKK/HDP’ye oy verir?” derken…

            “Ailecek HDP’ye oy verdik” diyen Genel Başkan Yardımcısına sahip CHP…

            Terörist mezarlığını ziyaret eden CHP…

“Açık söylüyorum, ilk sandık önümüze kurulduğunda güçlü bir muhalefet bloğuyla bunları devirmemiz lazım” diye birleşme çağrısı yapan PKK’lı Demirtaş’la kanka olan CHP…

            Mart-2016’da Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nun “Buradan açık ve net Davutoğlu'na bir çağrı yapıyorum: Ben dahil bütün dokunulmazlık dosyalarını getirin Meclis'e.  Milletvekillerinin dokunulmazlıklarını kaldıralım. Hepimiz gidelim bağımsız yargının önünde hesabını verelim ve milletin önüne öyle çıkalım” dediği CHP…

            Sonra…

            Dokunulmazlık meselesi Meclisteki oylamasında HDP ile birlikte “ret” oyu veren CHP…

Mayıs 2016’da Kılıçdaroğlu’nun, “HDP'nin başvurusu için imza verilmesi yasak. Başvuru için imza veren olursa partiden atarım” dediği CHP…

            “Bir milyon mağdur”dan söz edip FETÖ’ye selam yollayan CHP…

            Temmuz-2016’da Taksim’de 10 maddelik bir 'Taksim Bildirgesi' okuyan CHP…

            Bu bildiride “Devleti ele geçirme anlayışını tarihe gömmeliyiz” deyip de sözde “Kürdistan” heveslisi PKK’nin uzantısı HDP’nin kankası olan CHP…

Hani sırtlarını PKK’ye dayayanlar vardı ya…

            CHP’liler de MHP’ye “AKP’nin yedek lastiği” diyordu ya…

            “PKK’nin yedek lastiği CHP” olduğu için suç bastırma psikolojisi işte!

Önceki gün yine PM’yi toplayıp bildiri yayınlamışlar…

Şu sözler bir trajedinin sonucu:

“Seçimle gelen seçimle gider!” diyorlar…

“Cumhuriyet gazetesine yönelik dava sona erdirilmeli, basına, okullara, üniversitelere yönelik her türlü baskıya son verilmeli, HDP'li 9 milletvekilinin tutuklanması anayasaya aykırıdır” diyorlar.

“FETÖ üyesi olmak suçlamasıyla yargılanan bir savcı tarafından başlatılan Cumhuriyet Gazetesi'ne yönelik hukuksuz ve akıl dışı dava bir an önce sona ermelidir. Bu dava, hükümetin yönlendirmesi ve desteğiyle açılan siyasi bir davadır” diyorlar.

“Hukuki süreçler tamamlanıp hüküm kesinleşmeden milletvekillerinin tutuklanması anayasaya ve Anayasa Mahkemesi'nin içtihatlarına aykırıdır. Bu hukuk dışı uygulamaya son verilmelidir" diyorlar.

Ve diyorlar ki: “AKP, TBMM zemininde ve seçimle gelen temsilciler ile yürütülmesi gereken çözüm sürecini, TBMM'yi hiçe sayarak doğrudan PKK ile pazarlığa girerek yürütmüştür.”

Allah Allah…

Çözüm sürecindeki akil adamlara destek veren, Kürtçülere arka çıkan, övgüler düzen sanki başkasıydı.

OHAL’i “otoriter rejim” diye niteliyorlar.

            Saray ve AKP yöneticilerini tehdit olarak niteleyip “yurttaşların demokratik direnme hakkından” bahsediyorlar.

Ve…

“Mustafa Kemal’in partisiyiz” dedikleri CHP bildirisinin insanı gülerken ağlatan son bölümü:

“Mustafa Kemal Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyeti sonsuza kadar yaşatacağız. Vatansever halkımıza saygıyla duyurulur...”

Peh peh!

Bu sefer “yurtsever yurttaşlarımız” dememişler!

Hele PKK’linin şu sözlerine çok güldük: “Operasyonun talimatını Bahçeli verdi.”

Eee?

“PKK’lilerle yoldaşlığımız var, sıra bize gelebilir” mi diyorsunuz yani?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa ÖNDER Arşivi
SON YAZILAR