Alayına yazıklar olsun
Zillet güruhunun ihanetleri dur durak bilmemektedir. Her gün yeni bir rezillik sahne alıyor. Hazırladıkları bölücü anayasa taslağının bir tesadüf olmadığı, yapılan açıklamalarla belgelendi. İşi mandacılığa kadar götürdüklerini ibretle gördük. Siyaset eskilerinin Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu Üyesi sıfatıyla Bülent Arınç’ın da bu güruha katılması vahameti çok daha arttırmaktadır. Elbette meydan boş değil ve Sayın Bahçeli, grup konuşmasında bu gafillere anlayacakları dilden cevap verdi.
Sözlerine Öğretmenler Günü’nü kutlayarak ve şehit öğretmenleri anarak başlayan Sayın Bahçeli, Kovid-19 salgını üzerinden siyasi çıkar peşinde koşmanın, devlet ile vatandaş arasında güvensizlik oluşturmaya uğraşmanın, mücadeleye gölge düşürmenin, tutarsızlık varmış gibi göstermeye çalışmanın, yalan yanlış bilgilerin paylaşıldığını ima ve iddia etmenin virüs kadar tehlikeli bir siyaset kofluğu olduğunu söyledi.
KARA KEDİLER BAŞKA YERDE DOLAŞSIN
Cumhur İttifakı’yla ilgili akla hayale sığmayan değerlendirmeler yapıldı. Sayın Bahçeli, hayal âleminde yaşayan bu zavallılara tam anlamıyla bir ders verdi: “Mandacılar vites yükseltmişler, vesayetçiler gaza basmışlar, iş birlikçiler birden bire davulun kasnağına vurmaya başlamışlardır. Şunu özellikle ifade etmek isterim ki; MHP ile AK Parti, Türk tarihinin iki ucunu bir sevdayla kavrayıp geleceğin parlak ve onurlu kucağına doğru taşıyan iki kahraman millet eseridir. Cumhur İttifakı, siyaseti pazarlık üzerine inşa etmemiştir. Cumhur İttifakı’nın ortak paydası mevki, makam hırsı değil, Türk milletinin tarihi ve dokunulmaz haklarıdır. Kara kediler başka yerde dolaşsın, müfsit çakallar başka mahfillerde at koştursun. İyileştirilmiş ve Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemi özlemi çekenlere soruyorum, onu bunu bırakın da, mahremiyet içinde Türksüz anayasa taslağını nasıl hazırladınız, buna cevap verin?”
ZALİMLERİN SESİ
CHP’li Ünal Çeviköz’ün skandal ötesi açıklamalarına Sayın Bahçeli’nin cevabı çok net ve çok sert oldu: “CHP’nin Dış İlişkilerden Sorumlu Başdanışmanı olan eski büyükelçinin, Amerikan Marshall Fonu isimli bir düşünce kuruluşuna verdiği beyanatlar zalimlerin sesidir, teslimiyetçiliğin seslenişidir, Türkiye’ye vurulmak istenen paslı zincirin ta kendisidir. Sözde Kürt sorunu çözülmezse, tıpkı geçmişte Abdullah Gül’ün söylediği gibi, Türkiye’ye dışarıdan dayatılacağını ifade ediyor. CHP bunları söylerken Ali Babacan her kararın Ankara’dan alınamayacağını, yeni bir vatandaşlık tanımına ihtiyaç olduğunu zırvalıyor. İş birlikçi ve iradesiz Serok Ahmet ise Siirt’ten bize Kürtçe cevap veriyor. Ah Serok ah, özgüveni falan bırak, herkes adam oldu da, bir sen olamadın, bu gidişle olman da imkânsızdır. Anlayacağınız, zilletin ana ve yan aktörleri zalimlerin gözüne girmek, emperyalistlerin desteğini almak için onursuzluğun kuyruğa girmişlerdir. Alayına yazıklar olsun, yabancılara biat eden, gel gel yapan, el sallayan, mesaj yollayan, alın bizi kullanın diyen köksüzlere bin defa yuh olsun.”
BİRLİKTE YÜRÜDÜĞÜN TERÖRİSTLERE BAK
CHP yönetimi bir yalan üzerinden gündem oluşturmaya çalıştı, ancak yine yanıldı. Sayın Bahçeli’nin şu sözlerini iyi dinlemelerini kendilerine tavsiye ederiz: “Kılıçdaroğlu’nun her sözü gerçek dışıdır, bayağıdır, uydurmadır, kriz ve kaosa yatırımdır. Tekraren ifade ediyorum; Alaattin Çakıcı benim dava arkadaşımdır. Bu bir. Alaattin Çakıcı şehidimizin oğludur. Bu iki. Alaattin Çakıcı vatan ve millet sevdalısıdır. Bu üç. Alaattin Çakıcı, üzerine atılı suçların bedelini yaklaşık 20 yıl cezaevinde kalarak ödemiş bir Ülküdaşımızdır. Bu da dört. Ülkücüden mafya, mafyadan da Ülkücü olmaz, olamaz. Çakıcı, bebeklere kurşun sıkmadı, karakolları ateşe vermedi, askerimize, polisimize silah çekmedi, yollara mayın döşemedi, millete ve vatana ihanet etmedi. Kılıçdaroğlu eğer mafya görmek, mafyayla tanışmak istiyorsa birlikte yol yürüdüğü, birlikte anayasa hazırladığı teröristlere baksın, onların yüz hatlarını dikkatle incelesin. Ne hazin ve hüsran verici bir çelişkidir ki, Kılıçdaroğlu’na göre terörist Demirtaş hakkındaki iddianameleri bir madalya olarak göğsünde taşımalıdır. İP Başkanı’nın evine de kahvaltıya gidebilecektir. Peki, asıl mafya, asıl yeraltı dünyasının elemanı Demirtaş değil midir? Acil beklentimiz, Kılıçdaroğlu hakkında düzenlenen fezlekenin genel kurula kısa süre içinde intikal etmesi ve karara bağlanmasıdır.”
SUÇA İŞTİRAK, İHANETE YATAKLIK
Sayın Bahçeli’nin Bülent Arınç’ın açıklamaları için söyledikleri, Türk milletinin ortak kanaatidir: “Halen Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu Üyesi olan siyaset eskisi bir şahsın, televizyona çıkıp Sorosçu Osman Kavala ile terörist Demirtaş’a güzellemeler yapması kelimenin tam anlamıyla çarpıklık, hatta ahmaklıktır. Bu şahsın iki suçlunun serbest bırakılmasını istemesi suçluyu övmektir, suça iştiraktir, ihanete yataklıktır. Terörist Demirtaş’ı ve Kürt kökenli kardeşlerimizi tanımak için Devran isimli hikâye kitabının okunmasını öneren bu gafil, terör propagandasını alenen, milletimizin gözünün içine baka baka yapmıştır. Sayın Arınç nereye varmak, ne yapmak istiyorsun? Aslına mı çekiyorsun, nesline mi özeniyorsun? Bülent Arınç, Türkiye’ye kim tuzak kurmuşsa, Cumhur İttifakı’na kimler hasımsa, iç barış ve huzur ortamını kimler bozmak istiyorsa onlara muhabbetle yaklaşmaktadır. Anlaşılan zillet yeni isimleri devşirmektedir. Demirtaş teröristtir, Devran isimli kitap terör propagandasıdır. Bizim nazarımızda aksini iddia eden kim olursa olsun bölücüdür, terör sevicidir, fitnenin elebaşıdır.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.