Nasıl da birbirlerini tamamlıyorlar
Türkiye’nin koronavirüs salgını ile mücadelesinde sağladığı başarıdan rahatsız olanların, işi nerelere kadar götürdüklerinin ibret veren örneklerine rastlıyoruz. Rahatsızlığın dışarıdan gelmesini anlıyoruz. Nitekim, Türkiye bütün dünyaya örnek olacak işler yapmaktadır ve bunun bir kıskançlık doğurması anlaşılabilir bir durumdur. Şimdiye kadar dünyaya tepeden bakanlar, virüs karşısında aldıkları ağır yenilgiyi sağa sola çamur atarak kendi vatandaşlarından saklamak ve dikkatleri başka yerlere çekmek istiyorlar.
ABD KILIF ARIYOR
Bunun en son örneği ABD’den geldi. Malum, ABD bu virüs karşısında en zavallı duruma düşen ülkelerin açık ara en başında geliyor. ABD ile Dünya Sağlık Örgütü arasında yaşananlar, aslında virüsün vurduğu darbeye kılıf bulma çabalarından ibarettir. Sadece bu kadarla da kalmıyor. Başkan Trump, Çin’in laboratuvar çalışmalarıyla koronavirüsü dünyaya bulaştırdığı iddialarını yüksek tonda seslendiriyor. Bu iddiaya destek veren başka merkezler, hatta bilim adamları da var. İş daha da ileri götürüldü ve Çin’in bedel ödeyeceği tehditleri savrulmaya başlandı. Bu işin sonunun nereye varacağını şu anda kestirmek mümkün değildir. Ancak virüsün laboratuvar ürünü olduğu ispatlanırsa, bunun çok farklı sonuçlar doğuracağı muhakkaktır.
ÇAMUR ATIYORLAR
Henüz ortaya bir bilimsel kanıt konulabilmiş değildir. Dolayısı ile ABD’nin salgındaki başarısızlığını ve uğradığı ağır kayıpları karartmak istemesi ihtimalini her zaman dikkate almak gerekiyor. Kaldı ki, Trump denilen adamın bu tür fantezilerine de alışkınız. Meselenin bizi ilgilendiren yönü, New York Times’da yer alan bir haberdir. Bu gazetenin Türkiye ile ilgili haberlerini fazla ciddiye almak gerekmese de, böyle bir süreçte kendi perişan hallerine bakmadan bize çamur atmaya kalkışmaları ibret vericidir. İstanbul’daki ölüm verilerini incelemişler. Gazetenin araştırmasına göre, bu sene 9 Mart ile 12 Nisan arası geçen senenin ortalamasına kıyasla yaklaşık 2 bin 100 daha fazla ölüm yaşanmış. Buradan da koronavirüsten ölüm sayısının çok daha fazla olma ihtimalinin olduğu sonucuna varmışlar. Yani neresinden bakılırsa bakılsın ciddiye alınacak bir şey değil. Bütün meselenin, Türkiye’nin başarısını gölgelemeye çabalamaktan ibaret olduğu gayet açık. Net şekilde çamur atıyor, kıskançlık gösteriyorlar.
TABİP ODASI RAHATSIZ OLMUŞ
Hadi bunu anladık, peki aynı şeyin kendi içimizdekiler tarafından ileri sürülmesini nereye koyup, nasıl izah edeceğiz? Sağlık Bakanı Sayın Fahrettin Koca, günlük olarak Türkiye’deki koronavirüs rakamlarını net şekilde açıklıyor. Bu açıklamalar üzerinden değerlendirmeler yapılıyor. Başta Bilim Kurulu olmak üzere etkin ve yetkin isimler bildiklerini anlatıyor ve ileriye dönük tahminlerde bulunuyorlar. Bugüne kadar da Sağlık Bakanlığının yaptığı açıklamaların aksini iddia eden ve ortaya bir bilgi koyan olmadı. Ama gelin görün ki, tıpkı ABD’nin New York Times’ı gibi, bizim İstanbul Tabip Odası da, bu performanstan rahatsız olmuş. Sağlık Bakanının açıkladığı hasta ve ölüm sayıları eksikmiş ve gerçek rakamın çok daha fazla olması gerekiyormuş. Nasıl da birbirlerini tamamlıyorlar.
İSTİYORLAR Kİ TÜRKİYE BAŞARISIZ OLSUN
Her zaman söylüyoruz, bu zihniyet varken, bizim dışarıdan düşmana ihtiyacımız yok. Siz ne yaparsanız yapın, hangi tedbiri alırsanız alın, hangi sonuca ulaşırsanız ulaşın, bu beyefendilerin işine gelmiyorsa hiçbir önem ve anlam ifade etmez. Bunlar istiyor ve bekliyorlar ki, Türkiye virüse teslim olsun. Sokaklar cesetlerle dolsun, insanlar bütün ümit ve beklentilerini kaybetsin. Çaresizlik her yanı kaplasın ki, bunlara alan açılsın. Buradan belki bir siyasi sonuca ulaşmalarına ihtimal doğsun. Bunu ilk defa da yapmıyorlar. Daha önce de vahim paylaşımlarını ibretle gördük.
BU ÜLKEYE HAKSIZLIK
Her şeyden önce bu, Türkiye Cumhuriyeti devletine haksızlıktır. Devlet yönetmeyi çocuk oyuncağı mı zannediyorsunuz? Devlet kimden, neyi ve niçin saklayacak? Böyle bir imkân, böyle bir ihtimal olabilir mi? Ölen her insan sahipsiz mi? Bu iddiaları ortaya atarak, kime ve neye hizmet ediyorsunuz? Buradan bu ülkenin, bu milletin faydasına olacak nasıl bir sonuç çıkaracaksınız? Bu sorulara cevap verebilecek birisi çıkar mı bilmiyorum, ama yapılan açıklamanın, odanın vicdanlı üyelerini de çok rahatsız edeceği muhakkaktır.
EN BÜYÜK SORUN, BU ZİHNİYET
Neresinden başlasak hep aynı yere geliyoruz. Bu zihniyet, bu ülkenin en büyük sorunudur ve bunlar virüsten çok daha tehlikeli ve yaygındır. Kendi ülkesini karalayan, alınan tedbirlerden, sağlanan başarıdan rahatsız olan dünyada başka bir kurum gösterilebilir mi? Üstelik kendi mensupları bu kadar fedakârlıkla mücadele verirken, bunu yapıyorlar. Her zaman söylediğimiz şeyi bir defa daha tekrarlamakta fayda var. Bizim varlık sebebimiz gayet nettir. Her şartta bu ülkeyi yükseltmek ve yüceltmek görevimizdir. Kimileri de karalamak, yıkmak ve yok etmek için var. Herkes varlık sebebinin gereğini yerine getiriyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.